Türk siyasetinde enteresan gelişmeler yaşanıyor.

Mahalli seçimler sonrasında iki farklı kutup bir anda karşılıklı birbirlerine adım atmayı seçti.

AK Parti ve CHP hızlı bir biçimde birbirlerine karşı sıcak tavırlar içerisine girdi.

Sayın Erdoğan, CHP lideri için güzellemeler yaparken;

CHP lideri de “Uzlaşmacı bir partiyiz” diyerek AK Parti ile görüşmelere kapıyı ardına kadar araladı.

Ve ikili önceki gün 1 buçuk saatten fazla bir görüşme gerçekleştirdi.

Sonrasında ise Cumhurbaşkanlığı’ndan “İadeyi ziyaret yapılacak” açıklaması geldi.

Kısacası;

Ortada her iki partinin sıcak ve samimi ilişkilerinin ortaya çıkması gibi bir durum var.

+++

Pekiyi bu hava Eskişehir’e yansır mı?

Aslında bunun ilk adımını AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak’ın Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’ye yaptığı ziyaretle gördük.

Yapılan buluşmada her iki tarafın da verdikleri iyi niyet mesajları bu adımları güçlendirdi.

Bir de konuyla ilgili CHP milletvekili Jale Nur Süllü’nün ESTV’de katıldığı programda söyledikleri var.

Ne dedi Sayın Süllü;

“Toplum artık uzlaşma istiyor.

Şehir için de uzlaşmacı olmamız gerekir.

Seçimler gelir geçer.

Önemli olan şehrin kazanmasıdır.

Birlikte çalışmaya ihtiyacımız var.”

+++

Hepsini bir araya getirirsek, Ankara’daki iki parti arasındaki samimiyetin Eskişehir’e de yansımaya başladığını açıkça görüyoruz.

Bakalım iki parti arasında yaşananlar gelecekte hangi noktaya ulaşacak?

Bekleyip göreceğiz…

**************

7,5 LİRALIK ZAMMA İSYAN ETMEK!

Dün de yazdık.

Piyasalardaki fiyatlar durmuyor.

Duracağa da benzemiyor!

Daha dün aldığımız kıymanın fiyatı, ertesi gün 340 Liradan 460 Liraya yükseliyorsa;

Market reyonlarındaki içeceklerin fiyatı, bir sonraki gün 380 Liradan 500 Liraya yükseliyorsa;

100 Lira olan beyaz et, birkaç gün içinde iki katına çıkıyorsa;

Süt ve süt ürünlerine aynı gün içinde bile zam gelip, alınacak fiyattan çok uzağa geçiyorsa ortada büyük bir sıkıntı vardır.

Daha büyük sıkıntı ise, tüm bu olup bitenleri bir TV dizisi gibi seyrediyor olmamızdır.

+++

Zamlardan etkilenen ürünlerden birisi de Kalabak Suyu oldu.

Biliyorsunuz, Eskişehirliler bu konusunda çok şanslı.

Kalabak Suyu bir kültür olarak yerleşmiş şehirde.

Bedava verseniz farklı marka suyu içmeyecek binlerce kişi yaşıyor kentte.

Hem içimi, hem lezzeti ve ülkenin en sağlıklı suyuna sahip bir şehirde yaşıyoruz.

Ve bu suya bugün itibariyle sadece 25 Lira ödüyor, üstüne üstlük sakalar marifetiyle de suyumuz kapımızın önüne kadar da bırakılıyor.

İşte tüm bunlara rağmen 17,5 Lira olan Kalabak Suyu’nun 25 Liraya yükseldiği için veryansın edenleri görüyoruz.

Yapılan zammın yüzdesel olarak çok yüksek olduğunu belirtip, artışın kabul edilemez olduğunu söyleyenleri görüyoruz…

+++

Kuşkusuz ki zamların savunulacak tek yanı yoktur!

Elbette herkes zamların karşısında durmalıdır.

Ancak 7’den 70’şe her kaleme akıl almaz derecede zamlar gelirken;

Kalabak Suyu’na yapılan 7,5 Liralık zammın insafsızlık olduğunu söylemek de adaletsizlikten başka bir şey değil mi?

Bir tarafta yüzlerce liralık zamları görmezden gelirken, diğer tarafta bir çikolata parası bile etmeyen Kalabak Suyu’nun yeni fiyatına veryansın etmek aynı şekilde biraz insafsızlık olmuyor mu?

Ne dersiniz?

**********

ANADOLU RESMEN FUTBOL DERSİ VERDİ!

Eskişehir gibi bir kentte “futbolsuz kalmak” çok kötü bir durum.

Yıllarca Anadolu futbolunun beşiği olmuş bir şehirde spor heyecanından bu kadar uzak kalmak gerçekten Eskişehirli olarak hiç de hoşumuza gitmiyor.

Profesyonel futbol liginde tek ekiple temsil edilmek bu şehre hiç yakışmıyor.

Hele hele Eskişehirspor gibi bir markanın amatör liglerde kalmasının Eskişehir adına kabul edilecek tek bir yanı dahi bulunmuyor.

+++

Neyse konumuza dönelim…

Anadolu Üniversitesi futbol takımı, yıllar sonra ilk kez Eskişehir için yarışmacı bir ekip olarak ortaya çıktı.

2. Lig’e yükselme maçlarına katılmaya hak kazandı.

Rakibi de yine Türk Futbolunun marka değeri olmuş Karşıyaka oldu.

On binden fazla taraftarın karşısına çıktı Anadolu Üniversitesi.

Tam bir deplasman yani!

Ancak gelin görün ki Anadolu Üniversitesi sahaya öyle bir oyun sistemi koydu ki;

“Deplasmanda iyi bir takıma karşı nasıl oynanır?” dersi verdi resmen!

Rakibin orta sahadaki pas trafiğini kesmeyi bilen, ceza sahasına gönderilen dikine ve havadan topları da başarıyla eritmeyi bilen bir takım izledik.

Yani Anadolu Üniversitesi ilk önce rakibini durdurmayı başardı sonrasında ise “Bulursam atarım” mantığını başarıyla hayata geçirerek maçı tek golle kazanmayı bildi.

Bu yol nereye varır bilinmez ama öncelikle kendilerini tebrik ediyoruz…

Sonrasında da yarışmacı bir takıma sahip olma havasını bu kente yeniden hatırlattıkları için de ayrıca teşekkür ederiz…

************