Her yıl mayıs ayının ikinci pazarı ülkemiz dahil birçok dünya ülkesinde Anneler Günü olarak kutlanır. Dün de vefakar, cefakar annelerimize sevgimizi gösterdiğimiz gündü. Anneler Günü'nün de tarihsel süreç içinde oldukça dikkat çekici bir doğuş hikayesi vardır.
Bilinen en yaygın Anneler Günü'nün ortaya çıkış hikayesi 1900'lü yılların başına dayanıyor.
1907 yılında Philadelphia'da Ana Jarvis adında bir kadın, ulusal bir Anneler Günü için kampanya başlatmıştı. Bayan Jarvis, West Virginia eyaletinde annesinin bağlı olduğu kiliseyi, annesinin vefatının ikinci yıldönümü olan mayısın ikinci pazarında, Anneler Günü'nü kutlamaya ikna etmiş ve ertesi yıl Anneler Günü, bütün Philadelphia'da kutlanmaya başlanmıştı. Daha sonra Başkan Woodrow Wilson, 1914'te resmi bir açıklama ile Anneler Günü'nü ulusal tatil ilan etmişti. Böylece Anneler Günü'nün, her yıl mayısın ikinci pazarında kutlanmasına karar verilmişti.
Bilinen hikaye bu olsa da biraz daha geriye gitmekte fayda var; çünkü ABD'de Anneler Günü ilk defa 1872'de Julia WardHowe tarafından, barışa adanan bir gün olarak önerilmişti. Bayan Howe her yıl Boston'da Anneler Günü kutlamaları organize etmişti.
SADECE BİR GÜN ANNELER GÜNÜ KUTLANIR MI?
Şimdi Anneler Gününü senede bir gün kutlayanlara eleştirenlere gelelim. Vicdanlarımız, kalplerimiz ve karşılıksız sevgimiz bize her gün Anneler Günü dese de insanlığın kara ve utanç dolu tarihi bize bunun böyle olmadığını gösteriyor.
1600'lere geldiğimizde insanlık tarihinin utanç dolu uygulamaları ile karşılaşıyoruz.
Çünkü 1600'lerin İngiltere'sinde 'Anneler Pazarı' kuruluyordu.
O zamanlar yoksul İngilizlerin çoğu, varlıklı ailelerin yanında hizmetçilik yapmaktaydı. Çalıştıkları evler çoğunlukla kendi evlerinin çok uzağında kaldığından, hizmetçilerin işverenlerinin yanında yaşamasına izin verilirdi. 'Anneler Pazarı'nda hizmetçilere izin verilir, onların evlerine gidip günü annelerinin yanında geçirmelerine müsaade edilirdi.
SINIFSAL MÜCADELENİN SONUCU
Kölelik, ırkçılık, sınıfsal ayrım ve kapitalizmin yeni yeşermeye başladığı bu utanç dolu tarihlere baktığımızda annelerini sadece senede bir gün görebilen, onlara doya doya sarılamayan ve o güne özel bir anlam yükleyen bir mücadele ile karşılıyoruz. Dolayısıyla Anneler Günü'nün özünde kölelik karşıtı bir sınıfsal mücadele olduğu biliniyor.
2000'li yıllarda annesine kolayca sarılabilen, koklayabilen, ona seni seviyorum diyebilenler bugünü eleştirirken 1600'lü yıllardan bu yana verilen insanlık mücadelesini lütfen düşünsün. Ve annelerine Anneler Gününü kutlamak için sarıldıklarında yüzyıllar öncesinde anelelerine sarılamayan o köle kızları, hizmetçileri ve çocuklarından ayrı yaşamak zorunda kalan senede bir gün birbirlerine kavuşabilen o insanları ansın.
Milyonlarca, milyarlarca o insanların adına da annelerinin kulağına eğilip 'seni seviyorum, anne. Yüzyıllarca bugünü bekleyen tüm evlatlar ve anneler adına, hep seveceğim' desin.