Barut, 'Kadınlar hala yaşamları, eşitlik ve ayrımcılığa karşı durmak için mücadele ediyor. Bizler; iktidarın bu ülkenin kadınlarını yok sayarak, ikinci sınıf insan olarak görüp 'makbul kadın' adı altında eve kapatmaya yönelik uygulamalarına, Anayasa ve Yasalara rağmen hukuk tanımaz kararlarına karşı çıkıyor, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyor, 6284 ve Medeni Kanun'dan gelen haklarımıza sahip çıkıyoruz' ifadelerini kullandı.

EKONOMİK KRİZ ETKİLEDİ
Toplumun her kesimini etkileyen ekonomik krizin kadınlar ve çocukları daha derinden etkilediğini ifade eden Barut, yaşanan deprem felaketiyle birlikte kadınların üzerine bir yük daha bindiğini belirtti. Deprem bölgesinde temel ihtiyaçların karşılanması konusunda da sorunlar yaşandığını hatırlatan Barut, 'Sürekli ve en temel insanı ihtiyaç olan duş ve tuvalet ihtiyacının karşılanması, temiz suya erişimin sağlanması, kişisel hijyen malzemelerine, ped ve bebek bezine olan ihtiyacın giderilmesi, özellikle kadınların tecavüz ve şiddete uğrama tehlikesi nedeniyle güvenli alanlar oluşturulması zorunludur. Anne babalarını kaybetmiş çocuklar devlet korumasına alınmalı, kayıp ve çeşitli cemaat ve vakıflara verildiği iddia edilen çocuklarla ilgili gerekli işlemlerin yapılarak sorumlular cezalandırılmalıdır' dedi.
Aydan Barut açıklamasını şöyle sürdürdü: 'TMMOB çatısı altındaki mühendis, mimar ve şehir plancısı kadınlar olarak; bilim ve tekniği kullanarak, doğayla dost, güvenli ve yaşanabilir şehirler inşa etmek, birbirimize olan güven ve dayanışma duygularımız ile ayrımcılığa ve eşitsizliği karşı durmak üzere yola çıktık. En büyük gücümüzü demokratik, laik, hukuk devlet anlayışımızdan alıyor ve sahip çıkıyoruz.'