10 Ocak, Çalışan Gazeteciler günü…
Bu günümüz kutlayan kutlayana.
Her yıl 'yurttan sesler korosu' gibi devletin Valisinden, Belediye başkanları, siyasi partilerin milletvekilleri, il ve ilçe başkanları, STK' ların başkanları, Odaların başkanları günümüzükutlarlar!
Kutlama mesajları TV haberlerin en başında yer alır.
Ne böbürleniriz ne?
Çalışan gazeteciler ancak, 10 Ocak'ta hatırlanır. Demeçler verilir. Kimler? Demeç vermez ki!

DEMOKRASİDEN BAHSEDERLER
Suya sabuna dokunmadan yazarsan mesele yok..
Doğruları yazan bir yolculukta isen 'tıkın' içeri..
Neden yazdın?
****
Medya buluşmaları
OHAL!' de kutlamalar…
Bizlerde hatırlanacağız!
Kahvaltılar verilir.
Günün anlam ve önemini kahvaltıya giden basın mensupları ,'önemli demeçler' verenlerden öğrenirler.
Bizlerde, onlardan öğreniriz.
Basının, haber alma ve ifadeetmeözgürlüğünden, bahsedilir.
Basın 4.kuvvettir falan denilir.
Demokrasinin temel taşıdır denilir.
Sonrasında, ileri demokrasinin gereği yapılır.
Yazarları, 'tıkın' içeriye.

ÖZGÜRLÜK İÇERİDE
AKP iktidarın sözcülerine göre, Gazeteciler mahpuslarda değildir.
Onla,'tutukluda' değildirler!.
Tutuklananlar gazetecilik yaptıklarından değil, terör örgütlerine dolaylı olarak,basın yoluyla yardım destek verdiklerinden tutukludurlar.
Gazeteci teröristtir veya FETÖ'cü'dür..
Çamur at izi kalsın…

Ülkede basın özgürlüğünü lafta savunanalar, gerçekte basının yanında havuzundaolmasını çok isterler.
Kalemlerin,'nalıncıkeseri' gibi taraflı olmasını isterler.
Sonra dönerler, basın özgürlüğünü savunurlar!
Kiralık kalemleri havuz medyasında televizyonlarında görürsünüz!. Dün FETÖ'ye övgüler düzüyorlardı, şimdi de siyasal iktidara.. Ne şirinlikler yapıyorlar?
Malum, 2017 gazetecileri çok üzdü. Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) raporuna göre, Türkiye 2017'de de dünyada 'En fazla gazetecinin cezaevinde olduğu ülke' oldu.
100'ü aşkın gazeteci arkadaşımız hala hapiste. Onlarca radyo, televizyon, internet sitesi kapatıldı. Erişim engelleme kararlarını, yayın yasaklarını sayamaz olduk. İşsiz gazeteciler, binlerle ifade ediliyor. Sansür, oto sansür ve müdahaleler ise artık gazetecinin günlük hayatının bir parçası...
2018'de özgür ve bağımsız gazetecilik yapılmasına ket vuran bu sorunlardan kurtulmayı diliyorum. Yasakların, hapislerin, engellemelerin olmadığı, özgür ve demokratik bir medya ortamına kavuşmayı umuyorum.

YEREL GAZETECİLİK ZORDUR
Yerel de gazetecilik yapmak gerçekten çok zordur.
Gazeteler, resmi ilan ve reklamlarla ayakta kalırlar. Resmi 2017 Rakamlarıma bir göz attım. Üniversite mezunu en çok işsizlik basın-yayım sektöründe.
Üniversitelerin, 4 yıl LİSANS eğitim veren fakülte veya iletişim mezunlarının basın ve yayım dünyasında istihdamları çok düşük… İstihdam edilenler, en çok orta ve Lise mezunları.
Bu da sektörün ne kadar? Nitelikli-eğitimli iş gücünü istihdam ediyoruz un en somut göstergesi rakamlar!

ESKİDEN UZMAN MUHABİRLER VARDI
Gazetelere bir göz atın...
Eskiden, Adliye, polis, hastane, politika, Belediye Meclis muhabirleri vardı.
Nerede?Ne oluyorsa, nasıl oluyorsa muhabir orada.
Foto muhabirleri ile birlikte.
Gazetelerin oldukça zengin uzmanlaşmış kadroları vardı.
Şimdi,teknoloji konuşuyor.
Ajans haberleri haber havuzunda.
Klavyenin başında haberler ekranda.
Seç beğen al.
Editörlerin işi kolay.
İnternet çıktı, 'mertlik' bozuldu.
Ivır zıvır ilekopyalama yapıştırmaile doldurdukları sayfalarında dışında. Ne var ki?
Hepsi 'aynı tornadan' çıkmış gibi.
Basında bir 'tek tipleştirme' almış başını gidiyor.
Kimliksizleştirme, itibarsızlaştırma!
Neymiş?
Basın özgürmüş…

DİJİTALLEŞME DÖNEMİNDEYİZ..

Artık, kağıt parçalarından, dijital dönemin sayfalarında dolaşıyoruz.
Medya iletişim de okuduklarımız bile eskiyiveriyor.
Basın, medya, elektronik ortam, kitle iletişim olanaklarını genişlemesi, etkileşimli bir interaktif bir 'medyailetişim' dönemini yaşıyoruz.
Herkesin elinde 4.5 G li akıllı telefonlar var..Gözler sürekli ekranda, parmaklar klavyede, sosyal medyada… Kim ne yapmış? Bu gün neler var..
Canı 'sıkılan' herkes gazeteci.
ByLokçu' larda..
Daha neler göreceğiz!

YASALAR YETERSİZ OLSA DA !
Eskilerde kalmış yasalarla gazetecilik yapılıyor..
İster gazetecilik, deyin, ister basın deyin, ister medya deyin. İşi bu olan insanların, işleri çok, çok zor. Çalışma koşullarından, ücretlendirmeye, sözleşmelerinden tutunda, yasaların uygulanabilir olmasına kadar…
Yasalar birbirleri ile çelişkili. Boşluklar var.. Bugüne kadar düzenlenebilmiş değil..
Hukuki dayanakları, kağıt üzerinde kalmış!
Hepsini kapsayacak ve uygulanabilir, denetlenebilir bir hukuk sistemimiz maalesef yok.
Güncellenmesi gereken o kadar çok konu başlığı var ki?
Olmayınca meslekte çalışanlar büyük umutlarla üniversite de 'medyailetişim' okumuş, bitirmiş gençlerimiz mağdur oluyor.
Ne yapsınlar?.
Patronların 'iki dudakları' arasına sıkışmış durumdalar.
Aslında en doğrusu şu.
İşe yaramayan, kafa karışıklığına neden olan mevzuatı toptan kaldırmak.
Sözde, imtiyazlar artık yük getirmeye başladı.
Kimin? İletişimci, gazeteci, televizyoncu, programcı, haberci, muhabir, yazar, olup olmadığının hiçbir önemi yok.
Ne okuyup okumadığının da.
Nasıl olsa! Hiçbir işe yaramıyor?
Hiç olmazsa, aklımız orada kalmaz.

SORUNLARIMIZA KİM SAHİP ÇIKACAK?

Sorunlar, her geçen gün çığ gibi büyümüş.
Çaresizlik içinde çare arıyorlar. Ne yazık ki ülkemizde gazetecilik görevini yerine getirmek isteyen basın 'emekçileri' her geçen gün daha da artan sıkıntılarla ve baskılarla karşı karşıya kalmaktadırlar.
Kim? Gazeteci, kim değil? Artık hiçbir anlam ifade etmiyor.
Velhasıl, gazeteciliğin dayanılmaz cazibesi! çok gerilerde kaldı..
Demokrasilerde çereler tükenmezmiş.


ES GRUP YENİ BİR SAYFA AÇTI ESKİŞEHİR'E
Yeni gün bir farklı bir ses, bir nefes…
Anadolu, Sonhaber de öyle..
ES TV..
Oldukça iyi genç bir kadrosu var.
Haber merkezi en iyisi.
ES-Medya gurup olarak bakarsan tartışılamaz…
Eskişehir'i, her köşede takip eden bir haber ağı…
Haber merkezi ile, spor muhabirleri ile, kadrolu entelektüel birikimli gazeteci-yazarları ile. TV programcıları ile,marka değeri olan bir kuruluş.
Güncel.
Daha ne olsun…
En azından oturup 'masabaşı' haber yapmıyorlar.
Onlar,haberdeler.
Onlar,yerel meclisteler.
Onlar, her yerdeler.
Evelemeden, gevelemeden… Gazete okursunuz.
Eskişehir'i okursunuz.
Gazete okursunuz.
Ülkenin ve yereldeki siyasetçilerin ne yaptıklarını yorumlayan, düşünen köşe yazarlarından okursunuz.
Basın 'özgürlüğü' sorunu yoktur.
Eskişehir'de basın, zaten,'ÖZGÜR'dür!
Saygılar hepinize!..