ES TV EKRANLARINDA KONUŞTU
ES TV ekranlarında yayımlanan Ekstra Gündem programının konuğu TMMOB'a bağlı Mimarlar Odası Eskişehir Şube Başkanı Didar Duygu Altuntaş oldu. Altuntaş ES TV Genel Yayın Yönetmeni Şener Çetin'in sorularını cevapladı. Programda Kahramanmaraş depremleri, deprem bölgesinde iyileşme süreci, olası Eskişehir depremi ve Eskişehir'in yapılaşma durumu konuları ele alındı.

DAHA HAZIRLIKLI OLMAMIZ GEREKİYORDU
Didar Altuntaş ilk olarak depreme karşı daha hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi. Altuntaş, 'Yani yıkımı görünce hazırlıksız gibi yakalandık geliyor. Çok tedirgin edici boyutta bir yıkım oldu. Bir yandan da 100 yılın felaketi oldu. Üst üste iki tane ana depremin gerçekleşmesi ve şiddetlerinin çok büyük olması gibi bir neden var ama açıkçası daha hazırlıklı olmamız gerekirdi diye düşünüyorum. 1999 depreminden sonra özellikle deprem mevzuatını değiştirdik, imar mevzuatları da değişti. Kentsel dönüşüm, riskli alanlar, riskli yapılar yani bu duruma hazırlıklı olmak adına çok mevzuatlar yaptık. Peki bu mevzuatlar nerede kaldı diye ben düşünüyorum. Yani yerine baktığımızda 1999 öncesi yapılar tamam hadi yıkıldılar ve biz buna diyoruz ki 1999 öncesi çünkü mevzuatlar bu kadar iyileştirme yapmamıştık Ama şu an baktığımızda yeni yapılar da yıkıldı. Yapı denetimli yapılar yıkıldı.1999'dan sonra yapılarak ruhsat ve iskan olan yapılarda yıkıldı. Ruhsat ve iskan almak ne demek, her biri yerel yönetimlerin, belediyelerin denetiminde, kontrolünde projelendirme ve sonradan projeye uygun olduğu tespit edilmiş yapılarda da kayıplar verdik. Bu noktada verdiğimiz kayıp da ne yazık ki sadece maddi kayıp olmadı, can kayıpları verdik' dedi.

BİLEREK, İSTEYEREK GEÇ KALINMAZ
Deprem bölgesindeki koordinasyona dikkat çeken Altuntaş, bilerek, isteyerek geç kalınmaz diyerek, 'Ben o kadar suçlayıcı, geç kalındı oldu demek istemiyorum. Bilerek, isteyerek kimse bu durumları ertelemez, kimsenin bu vicdanda olduğunu da düşünmüyorum. Ama asıl beni şey üzen bu noktaya gelmemeliydik. Bu kadar denetim, bu kadar şey, bu kadar eksiği nerede yaptık, biz bu noktaya niye geldik, biz şu an niye bu kaybı yaşadık ve üzerine konuşuyoruz? İşin daha da can acıtıcı durumu budur' ifadelerini kullandı.

BENLİĞİNİ YİTİRMESİDİR
Deprem bölgesindeki iyileşme sürecine değinen Altuntaş kentin belleğinin yitirilmesinin olmaması gerektiğini söyledi. Altuntaş, 'Bir yıl içerisinde bölgenin yeniden TOKİ eliyle yapılaşmaya açılacağı konuşuluyor. Umarım olmaz, olmamalı… Böyle bir ihtimal yok. Sadece içinde oturduğumuz, uyuduğumuz, zaman geçirdiğimiz bir alan binalardan ibaret değil. B u kentler yıkıldı, Bu kentlerde birçok can kaybedildi ve o insanların hafızasında kente ait bir bellek mevcut. Deprem anında bir bellek mevcut ve şu anda iyileştirme sürecinde bu çalışmaların yürütüldüğü bir bellek var. Bunu nasıl yok sayacağız da biz orayı bir yıl içerisinde tekrar kuracağız ve o insanlardan da eskisi gibi yaşamasını bekleyeceğiz demek. Bir kentin bir yıl içerisinde kurulması demek, benliğini de yitirmesi anlamına geliyor, bu olmamalı kesinlikle' diye konuştu.

İMAR AFFI CİNAYETTİR
Altuntaş imar affını da sert bir dille eleştirerek, 'Biz en başından beri diyoruz. İmar affı cinayettir diye en başından beri söyleye söyleye dilimizde tüy bitti. İmarın affı olmamalı! Şimdi biz ne diyoruz, yapılaşmaya ait bu insanlar bu alanlarda yaşıyorlar. Tüm zamanlarını geçiriyorlar. Biz yapılaşmaya ait belli bir mevzuatlar çıkartıyoruz. Bu mevzuatlar da kolay oluşmuyor. Almış olduğumuz bu darbeler, gördüğümüz olumsuz durumlar bunların her biri bilim insanının süzgecinden geçerek hazırlanıyor. Biz bu mevzuatları bir tarafa atıp, sen ne istersen yap, hani karşılığının bedeli budur demek olmamalı… İnsan hayatı bu kadar kolay bir bedele bağlanmamalı… Bu imar affı ile söylenen şey mesela, kanunun kendisinde geçiyordu. Hatta vatandaşın yapının statik sistemi dayanımı vesaire ile ilgili tüm sorumluluğu kendi üstüne aldığını bildirdik. İmar affı çıktığı anda ülkemizde birçok mevzuata uygun olarak yapılmış yapıda imar affından faydalanırız diye kaçak kat yapmaya başladı. Ne oldu? Uygun olan yapıları da uygunsuz hale getirdik' dedi.

ESKİŞEHİR'DE BİTİŞİK NİZAM SORUNU VAR
Eskişehir'de bitişik nizam sorunu olduğunu kaydeden Altuntaş ,'Deprem bizim ülkemizin gerçeği, değiştiremeyeceğimiz bir gerçektir. Bizim bununla yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor ama imar planlarını ona göre yapmamız gerekiyor. Gerekirse yerleşim alanlarını da ona göre seçmemiz gerekiyor. Tabii bunlar böyle sihirli değnek değmiş gibi hemen bu süreçte başlayacak şeyler değil ama en azından bir 50 yıl sonrasını hedefleyerek bu süreci düzgün planlamamız gerektiği kanaatindeyim. Ben mesela, deprem bölgesinde de gördük. Arama kurtarmaya giden arkadaşlarım, hasar tespite giden arkadaşlarım vardı. Onlarla da çok konuştuk. Yani diyorlar ki iki tane yan yana yapı, bitişik nizam çok fazla var. Bitişik nizamın sorununu anlatacağım. Yapının bir tanesinde hasar yok aslında ama öteki onun üzerine yıkıldığı zaman yandaki yapı otomatik olarak sağlam yapıyı da etkiliyor. Bitişik nizam bir yapılaşmada sizin yapınızın riskli olması, sizin yapınızın denetiminin düzgün olup olmaması, bunu geçiyoruz. Yandaki yapı ile ilişkiniz sizi etkiliyor. Şimdi kendi yapı stokumuza dönüp bakarsak, Eskişehir'de mesela, İnşaat Mühendisleri Odasının bir yapı stoku çalışması var. Eskişehir'de kent merkezi zemin olarak gerçekten kötü durumda… Ben mimarım aslında, benim meslek disiplini alanıma girmiyor zemin ve işin statik sistemi ama bir yapı tasarımı bütüncüldür. Yapı tasarımını birbirinden ayrı düşünemeyiz Ben bu mantıkla bu alanda yüksek lisans yaptım. Biraz ondan dolayı işin bu kısmını da inceliyorum, araştırıyorum. Zeminde açıkçası alüvyon bir zemin var. Üstünde yüksek katlı yapılarımız çok fazla var. Bu yapıların çoğu 1999 öncesi, yani 1999 depremi öncesi olması demek ne demek? Düzgün bir yapı mevzuatına göre yapılmamış demek. Ve bitişik nizam meselesi var. Eskişehir bu konuda şanslı kelimesini ben çok rahat kullanamıyorum. Yani Eskişehir genel olarak 8 kata rastlarız ama 4 katlar,3 katlar çok fazla ama bitişik nizam da çok fazla olduğunu görüyoruz. Kat kısmını geçelim 8 katlı bir yapının sırtında 3 katlı bir yapı var. 8 katlı yapı dayanamayıp yıkılırsa o 3 katlı yapının ayakta kalabilme ihtimali olmayacak. O yüzden bitişik nizamla beraber değerlendirmemiz gerekiyor' ifadelerine yer verdi.

ESKİŞEHİR'İN ÖRNEK OLMASI SEVİNDİRİCİ
Altuntaş son olarak Eskişehir'de belediyelerin ortak başlatmış olduğu protokolü çok kıymetli gördüğünü belirterek, 'Aslında bundan çıkacak sonuç kamuoyunda benim yapım riskli mi, değil mi, bu tespit edilecek. Aslında mevzu bu değil, yapılara bir risk puanı belirlenecek ve biz de o yapıların yoğunluğuna göre nerede öncelik belirlenecek, nerelerde öncelikli olarak bir revizyona gidilmesi gerekiyor, bu belirlenecek. Ama bu hassasiyetin evet Eskişehir'de gösterilmesi, Eskişehir'in bu konuda örnek bir il olarak ilerliyor olması gerçekten sevindirici bizim için' diye konuştu.