Normalde bu hafta sizlere Netflix'n işleyişinden, nasıl bir yapısının olduğundan bahsederek yazı dizisine son verecektim. Ancak, 11 maddelik sosyal medya düzenlemesine ilişkin teklif bu hafta meclise sunulacağı açıklanınca bundan vazgeçtim. Yeni düzenlemede neler var, gelecekte bizleri neler bekliyor, onlardan biraz bahsetmek istiyorum.
Açıkcası internette bu yeni düzenlemede yer alan 11 maddeyle ilgili yeterli ayrıntılı bilgi bulunmamakta. Daha çok tartışmamlar ise şirketlerin Türkiye'de temsilcilik açması, verilerin Türkiye'de saklanması ve kaldırılmayan içerikler için yüzde 95 hız düşürülme yaptırımı üzerine. Şimdi hep beraber bunları tek tek inceleyelim.

TEMSİLCİLİK:
Türkiye'de günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıları, Türkiye'de temsilci bulundurmak zorunda olacak. Temsilcilik açmayan kuruluşlara faaliyet izni verilmeyecek.
Bu düzenlemenin asıl amacı bu tip sosyal mecralarına temsilcilik açtırarak buradan vergi geliri sağlamak ve olumsuz bir durumda hızlı muhatap bulmak.
Bu düzenleme sadece Facebook, TikTok gibi büyük sosyal mecraların değil Snapchat, Medium, Pinterest, Tumblr, Linkedingibi aklınıza gelmeyen birçok platformun da Türkiye'de temsilcilik açması demek. Hali hazırda Twitter, Youtube, Google gibi firmaların Türkiye'de ofisi bulunmakta. Facebok ve Instagram'ın ise Türkiye'de bulunmasa da, Dublin ofisi içerisinde bir Türkiye ofisi bulunmaktadır.

VERİLERİ SAKLAMA:
Temsilcilik kısmı kolay, kiralıyorsunuz bir ofis atıyorsunuz oraya birini, size çıkarılan vergiyi ödüyorsunuz gelen telefonlara, mesajlara, maillere cevap veriyorsunuz o kadar. Ancak temsilcisi bulunan her platforma verilerini Türkiye'de saklama zorunluluğu getirmek ciddi maliyet ve yatırım gerektirir ve açıkçası birçok firmanın bu düzenlemeye sıcak bakacağını da düşünmüyorum.
Size verilerle bir örnek vereyim.
Sadece Türk kullanıcıları tarafından Twitter'da günlük ortalama 8 milyon tweet atılıyor. Bu atılan her tweet'in Türkiye'deki sunucularda saklanması öyle parmak şıklatınca olacak bir iş değil. Önce Twitter'ın buraya ciddi bir altyapı çalışması yapması beraberinde para dökmesi lazım. Sonrasında buradaki sunucuların periyodik bakımı da önemli.
Sadece tüm bunlar da değil bu sunucuları saklamak için büyük bir araziye de ihtiyaç var. Twitter, verileri saklamak için halihazırda Atlanta'da yer alan 990 bin metrekarelik veri merkezini kullanıyor. Hadi diyelim bunun 4'te biri yeterli olacak. Peki diğerleri Facebook, Youtube, Instagram, Google, Netflix, TikTok, Snapchat…Onlarca firmanın burada devasa büyüklükte arsalar alarak suncularını Türkiye'ye taşımasını mı bekleyeceğiz? Hiç gerçekçi değil.

HIZ DÜŞÜRME:
Yeni düzenlemedeki en çok tartışma yaratan konu ise yükümlülüklerini yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcılarının internet trafiğininönce yüzde 50, daha sonra yüzde 95'e kadar daraltılması. Bunun dışında erişim engelleme veya içerik çıkarılması kararlarının uygulanmasına ilişkin rapor bildirimi yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere de ağır para cezalarının verilmesi öngörülüyor. Meclise bu hafta sunulması beklenen düzenlemede başka yaptırımlar olacak mı bilmiyorum. Ancak bu bile açıkcası bu yasayı hazırlayanların kafasının günümüz dünyasından ne kadar uzak olduklarını ortaya koyar nitelikte.

DENETİM VE RAPOR:
Bu düzenlemeyle beraber Türkiye'de temsilciliği bulunan sosyal platformlar Türkiye Cumhuriyeti'nin denetimi altına girecek. 24 saat içerisinde belirtilen içeriğin kaldırılması veya erişimin engellenmesi istenecek. Aksi durumda platforma ağır para cezası kesilecek. Kendisine bildirilen içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasına ilişkin istatistiksel ve kategorik bilgileri içeren Türkçe hazırlanmış raporları altı aylık dönemlerde ilgili kurumlara bildirmesi gerekecek. Düzenlemenin bu kısmında akla gelen ilk soru sakıncalı içeriğin ne olduğuna, kimler, nasıl karar verecek? Bu maddeyle ilgili maalesef internette çok fazla ayrıntılı bilgi mevcut değil.
Tabi burada tartışılan bir başka konu ise RTÜK'ün Netflix gibi paralı film,dizi platformlarını denetlemesi. Açıkçası RTÜK'ün, insanların para vererek hizmet aldığı bir platformda kitlelerin neyi izleyip neyi izlemeyeceğine karar verme gibi bir yetkisi olmamalı.
Tek bir bölümü üç saate kadar uzayan dizilerden sıkılmış kişilerin birinci tercihi bu tarz platformlar. Zaten halihazırdaki düzenlemelere göre RTÜK'ün bu tarz online dizi, film platformlarına denetleme yetkisi bulunuyor.
Netflix özellikle son birkaç aydır ortaya koyduğu kalitesiz yapımların tartışması ayrı bir konu insanların bile isteye abone olduğu platforma kısıtlamalar getirmek ayrı bir konu. Netflix, ülkemizde bu tarz içerik sağlayan tek bir platform değil ki yerli ve milli blutv, puhutv gibi farklı platformlarda mevcut. Netflix için ne düşünüyorsam aynı şeyler bunlar içinde geçerli.
Çatal da taksan izleyebildiğin televizyon kanallarında yayınlanan onca kadına şiddet ve taciz içeren yerli diziler varken, her akşam evlerimize girip bunca aile içi eğitimsizliğin üzerine körükle gidiyorken cidden mi sorunumuz Netflix…

DİĞER İDDİALAR:
Bu düzenlemenin içerisinde yer alan henüz teyit edilmemiş iddialardan birisi de trol ve fake hesapların önüne geçilmesi için kullanıcı bilgilerine TC kimlik numarası ekleme zorunluluğu getirilmesi. Böyle bir değişikliğin ne hayata geçeceğini ne de teklif olarak sunulacağını düşünmüyorum. Çünkü, böyle bir düzenleme fişlenmekten öteye kimlik hırsızlığı gibi başka sıkıntıları da doğuracaktır.

SON SÖZ:
Yeni düzenlemeyi destekleyenlerin birçoğunun sosyal medyalarda suç sayılabilecek gönderilerin cezasız kaldığını savunuyor. Ancak, halihazırda terör, iftira, küfür, kadın ve çocuk istismarı, suç ve suçluyu övme, şiddeti özendirme, kamu düzenini bozma ve nefret suçları sosyal medyada da işlendiğinde suç sayılıyor. Yasalarda suç sayılan her fiil sosyal medya paylaşımları için geçerli değil mi? Bunun için ekstra yeni bir düzenlemeye ihtiyaç var mı? Savunulan şey ile ortaya çıkan düzenleme birbirini tutmuyor. Son olarak bu düzenlemeyi yapacak olanların iyice düşünüp, doğru düzenlemeleri yapmaları fevri ve siyasi adımlardan uzak durmaları umuyorum.