Bir insanın dönüşüm yaşaması için, isteklerine ulaşması ve hedefine varması için ne gereklidir?

İlk önce hayal gücü gereklidir. Hayal etmeden isteyemeyiz istemeden ise hayal edemeyiz.

Şöyle ki;  doktorluk hedefi olan kişi, nasıl bir doktor olacağını düşünür, olduğunda nasıl görüneceğini, neler yapacağını o ortamı, etrafını, yaşayacağı hayatı imgeler, gözünde canlandırır yani hayal eder.

Bu da onu hedefine götürecek olan yolun ilk adımı ve en önemlisidir. Hayal etmeyi bazen toplumumuzda olumsuz anlamlarda kullanıyoruz.

Mesela hayal kurma, hayallerde yaşama hayal kurma da işine bak gibi!

Oysaki hayal kurmak sadece uçuk kaçık gerçekleşmeyecek olanı düşlemek değildir.

Hayal kurmak gerçekleşmesi istenen demektir.

Picasso hayal edebildiğiniz her şey gerçektir ifadesini kullanıyor.

Bu doğrultuda hayalini kurmadığımız şeyler imkânsız olarak kalır.

Hayal kurmak insan ruhunu şifalandırır.

Ve hedefine giden yolda motive edici bir araçtır.

Hedef belirlemede zihin en büyük rolü oynar hedefi zihin belirler ve ikna olmadıkça da bize engel olur.

İkna etmek için ise hayal kurmak gerekir.

İstediğimiz gerçekliği somutlaştırmadan önceki adımımızdır hayal kurmak.

Birçok güzel etkisi vardır.

Bizi daha yaratıcı bir insana dönüştürür.

Stres seviyemizi azaltır.

Daha mutlu olmamızı sağlar.

Algılama yeteneğimizi artırır.

Hayal kurmak ayrıca beyin gelişimimizi destekler.

Beynimiz sinir ağlarının birbiriyle etkileşim içinde olduğu karmaşık bir yapıdır.

Ve bu yapı boş durmayı sevmiyor, düşünmek hayal etmek fikir geliştirmek haliyle bize iyi geliyor.

İbni Sina şöyle bir ifade kullanıyor; “Ruhsal bir hayal gücü vardır. Bu güç, hastalıkları oluşturabileceği gibi, var olan rahatsızlıkları da ortadan kaldırabilir. Beden, ruhsal hayal gücünün emirlerine itaat etmek zorundadır.”

Burada düşünce gücünün kuvvetinden bahsediyor.

Düşünmek ve inanmak bir arada olursa ortada bize engel olacak hiçbir etken kalmaz.

Neyi hayal edersek ona dönüşürüz ve hayal ettiğimizi yaşarız.