05 Ekim 2019 tarihinde Eskişehir Küçük Millet Meclisi (EKMM) 'Deprem Gerçeği' gündemli bir toplantı gerçekleştirmiş ve deprem olgusuna dikkat çekmişti. Toplantıya katılan EKMM bileşeni sivil toplum temsilcileri 'Eskişehir Deprem Çalıştayı' kararı alarak her hafta toplanmaya başlamıştı. Nihayet çalışmalar olgunlaşarak Çalıştayın ilk aşama etkinlik takvimi belli oldu.
Buna göre Çalıştay için öncelikle Tepebaşı ilçesinde Hoşnudiye, Ertuğrulgazi, Eskibağlar, Sazova; Odunpazarı ilçesinde İstiklal, Kırmızıtoprak, Gökmeydan, Osmangazi mahalleleri belirlendi. Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyelerinin katkılarıyla mahalle muhtarları ve azalar ile 5 Şubat'ta Tepebaşı'nda, 19 Şubat'ta Odunpazarı'nda toplantılar gerçekleştirildi.
Bu toplantılara Belediye Başkanları Ahmet Ataç ve Kazım Kurt da katılarak desteklerini gösterdi. Çalıştaya her mahalleden 25 kişinin katılması bekleniyor.
İLK BULUŞMA 18 MART'TA
Çalıştayın ilk uygulama aşaması 18 Mart günü Tepebaşı ilçesindeki Hoşnudiye, Ertuğrulgazi, Eskibağlar, Sazova mahallelerinden 100 kişi ile gerçekleşecek. İkinci aşamada ise Odunpazarı ilçesindeki İstiklal, Kırmızıtoprak, Gökmeydan, Osmangazi mahallelerinden yine 100 kişinin katılımı ile Çalıştay hayata geçilecek.
Bu Çalıştayın her açıdan büyük önemi bulunuyor. Çünkü tamamen sivil toplum temsilcilerinin özgür iradesi ile başlatılan ve içeriği yine bu temsilcilerin tartışmaları ile şekillenen Çalıştay sürecinde yaklaşık 30 sivil toplum gönüllüsü çalışma yürütüyor. Bu özelliği ve süresi nedeniyle Türkiye'de ilk örnek durumunda. Bu Çalıştayın olumlu sonuçlanması halinde doğal afetlere hazırlık konusunda toplumun bilinçlenmesi ve duyarlılık seviyelerinin artması şüphesiz çok büyük bir kazanım olacak.
Grubun yakında kapsamlı bir basın açıklaması yaparak Çalıştay ile ilgili bilgi vereceğini de öğrendim.
Konuya genel bir yaklaşım sergilersen deprem konusunda devletin resmi kurumu AFAD tek başına yeterli olmayabilir. Bu yüzden sivil toplum örgütlerinin konuya eğilmesi ve deprem konusunda sorumluluk alması oldukça önemlidir. Çünkü bireysel anlamda herkese depreme hazırlıklı olunması tavsiye ediliyor ama bunun örgütlenmesi ve yürütülmesi hususunda bireylerin nasıl hareket edeceği yani nasıl bir yol izleyeceği çok konuşulmuyor. Bu noktada sivil toplum örgütlerinin deprem gibi doğal afetlerde nasıl bir yol izleneceği hususunda devreye girmesi çok ama çok önemli görünüyor.
Nitekim son depremlerin ortaya koyduğu acı gerçekler bize bu konuda toplumun ve bireylerin aslında depreme hem zihinsel hem de alt yapı açısından hazırlıklı olmadığını göstermiştir. Depremlerden gözlemlediğimiz bir husus da deprem anı ve sonrasında aslında yerel yönetimlerden de beklenti ve taleplerin oldukça yüksek olduğudur.
Örneğin dikkatlerimizi en çok çeken noktalardan biri deprem toplanma alanlarının tartışmaya açılmasıydı. Deprem toplanma alanları, barınma alanları gibi hayati konuların belirlenmesi, şekillenmesi ve hazırlanması büyük önem taşımaktadır. Bu Çalıştay hiçbir şeye hizmet etmese bile en azından insanlara barınma ve toplanma alanları konusunda bilinç sağlayacaktır.