Çocukluğum, ilkokul yıllarım rahmetli ebemin yanında geçti.
Ebem iki durur bir 'Evçik dünya!' derdi.
Anlayamazdım, soramazdım da.
'Yalan dünya ' dediğini de sıkça duyardım. Konuşmaların bütününden 'yapılanların gerçek olması gerektiğini istediğini, bunu beceremediğinde de belki de isyan ifadesi olarak 'yalan dünya' dediğini kavrardım çocuk aklımla.
Zamanla bunun 'geçici dünya', 'ölümlü dünya', 'yalancı dünya' olduğunu daha iyi kavradım.
İnsanın yaşadıkça daha farklı öğrendiğinin ispatlarından biriydi bu, benim için.
Evet, dünya yalandı, yalancıydı. Bunu insan yaşaya yaşaya, zamanla daha iyi anlıyordu.
Yalandı dünya. Gerçeğe (!) uygun değildi dünya. Gerçekleri kaybediyor, kaybettiriyordu dünya. Kimi zaman karanlıktı dünya kimi zaman da aydınlık.
Yalancıydı dünya. Bazen kendi gerçek yüzünü gösteriyor bazen bile bile gizliyordu kendi gerçek yüzünü.
Kavanoz dipliydi dünya. Üzülmemek, biraz boş vermek, biraz daha rahat yaşamaya çalışmak gerekti dünyada.
Koca dünya kimi zaman gam yükü kimi zaman dert küpüydü ama her zaman kocamandı.
Sevgi, dostluk, bağlılık ondaydı aslında. Bunları kaybettikçe hepimiz ona dönüp 'vefasız' dedik kendi vefasızlığımız aklımıza bile gelmeden. Evet, ama dünya bazen vefasızdı.
Faniydi dünya.
Gelenlerden hiç biri kalmıyordu. Ölümlüydü dünya.
Yeryüzünde içimizde ayrı bir dünyamız dışımızda ayrı bir dünyamız vardı. Çatışsa da bunlar çoğu kere atbaşı giderdi ömrümüz oldukça.
Dönekti dünya.
Davut Sulari'nin dediği gibiydi:
'Davut Sulari'yem gün olur göçer
Herkes yediğiyle gelip de geçer
Hakk divanda Hakk hesapların açar
Peşi sıra gülüp gelmeyen dünya'
Yer yer isyandı ama genelde kabullenmeydi dünya.
Muhlis Akarsu (1948-1993)'nun gözüyle de dünya şöyleydi.
'Bugünlerde zalımların çoğaldı
Dolu vurdu dört bir yana dağıldı
Dalgıçların kuru çayda boğuldu
Yorulmuşsun eski hızın kalmamış'
Bütün bunlar tamamdı tamam olmasına da bir de 'öte dünya', 'öbür dünya', 'öteki dünya' vardı.
N'etmeli, neylemeli de öte dünyaya hazır olunmalıydı.
İşin özü hazırlık…
Her şeye, her zaman hazırlık…
Dünyada hiçbir şey çok zor ya da çok kolay değil elbet.
Dünyada hiçbir şey, çok iyi ya da çok kötü değil elbet.
Her şey bakışımıza göre şekilleniyor. 'Başına dolu yağan dünyada fırtına oluyor zannediyor.' Günlük güneşlik havada gezen kendini Cennet'te zannediyor.
Dünya işte!
Evçik dünya!
'Gelimli dünya gidimli dünya
Son ucu ölümlü dünya.'

[1]evçik :1. Oyuncak, oyuncak ev; küçük çocukların taş, toprak, kiremit, tahta vb. parçalarla evcilik oynamak için yaptıkları ev2. (mecaz) Yalan dünya