Önce yazı başlığına taşıdığımız Fransızca kökenli ' Lejyoner' sözcüğünün anlamını verelim. Lejyoner: 'ücret karşılığı bir başka ülke için savaşan kişi. Paralı asker' demek…
Bu sözcük, Afrika kıtasında doğup büyüyen siyahi oyuncuların; futbol simsarları tarafından keşfedilip( başta Kıta Avrupası olmak üzere)dünya üzerinde faaliyet gösteren futbol kulüplerine transfer edilmesi sonucunda da futbol literatürüne girmiş…
Ülkemizde futbola başladıktan sonra doğduğu topraklardan ayrılıp ekmeğinin peşinden başka şehirlere giden oyuncular ile ilgili olarak da bu sözcüğü kullanmamız ve onları; 'Futbol gezgini' ya da ' Lejyoner'' diye tanımlamamız mümkün! …Ayrıca, kulüplerimizin hedeflerine ulaşmak için kadrolarını güçlendirmek istemeleri ve bu nedenle de transfer mevsimlerinde lejyonerlere yönelmeleri, futbolumuzun bir başka gerçeği olarak karşımıza çıkıyor. Peki kim bu futbol gezginleri.? Profesyonel futbolculuk; tıpkı hekimlik, avukatlık, berberlik, şoförlük ve daha niceleri gibi onlarca meslekten birisi olduğuna göre, bu insanlar mesleğe nasıl başladı?
İşte aşağıda okuyacağınız yazıda, önce bu insanların serüvenini yani mesleki yaşamlarına nasıl başladıklarını 'futbolculuk mesleği' çerçevesinde anlatacağım. Sonrasında da;
- Tahtası kapalı olduğu için transfer yapamayan ( Es-Es- Bursa – Malatya- G. Birliği vb. gibi) takımlarımızın şu anki kadrolarını oluşturan; kimi spor çevrelerince sözü edilen takımların sportif başarısızlığının sebebi olarak gösterilen; yazı başlığında da ' ötekiler' olarak isimlendirilen ' Altyapı Oyuncuları' na yer vereceğim.
***
Bu işi icra edenlere yüklü paralar kazandıran 'Futbolculuk Mesleği' ne girişi ve aşamalarını kısaca şu şekilde özetleyebiliriz.
1 - Uzmanlara göre futbol eğitiminin başlama yaşı 5 - 7 arası… Süreç, ebeveynlerin futbola meyilli çocuklarını, çevrelerinde bulunan ( Devletin ya da amatör veya profesyonel spor kulüplerinin açtığı) spor okullarına yazdırması ile başlar ve futbolcunun aktif spor hayatını sonlandırmasına kadar devam eder.
2- Kulüplerin veya Kamu Kurumlarının futbol okuluna katılan öğrencilere sporu ve özellikle futbolu sevdirmek ve futboldaki temel hareketleri öğreterek, branşa yönelik fiziksel gelişmelerini ortaya çıkartmak hedeflenir.
3- Yine, takım oyunu içerisinde dayanıklılık, taktik, kondisyon gibi çeşitli güç hız, spor zekası geliştirici antrenmanlara yer verilir. .
4- Futbolcu olmak isteyen gençlere öncelikle fizik kondisyon, motor koordinasyon ve futbol oyun kuralları öğretilir.
5 - Profesyonel liglerde yer alan futbol kulüplerinde 'altyapı kavramı '13 yaş ve üzeri çocuk ve gençlerin oluşturduğu yarışmacı takımların oluşması ile işlerlik kazanır.
Ayrıca, bu yaş gruplarını besleyecek doğru hareket ve futbol eğitiminin temellerini almış çocuklara ihtiyaç vardır.
6- Son olarak, Alt yapı eğitimini tamamlamış, bedensel olarak güçlü ve dayanıklı, göz, ayak eşgüdümü gelişmiş ve en önemlisi profesyonelce düşünüp, bu işten para kazanmak isteyen genç oyuncular ya yetiştiği kulüp ya da bir başkası ile profesyonel sözleşme imzalayarak mesleki yaşamlarına adım atarlar.
***
Günümüz futbolunda, profesyonel liglerde boy gösteren takımların en büyük hedefi bulunduğu ligde başarılı olmaktır. Zira başarı demek para demektir. Bu nedenle de kulüp yönetimleri alt yapıdan futbolcu yetiştirmek yerine transfere yönelirler. Bu zihniyetle yönetilen takımlarımız için alt yapı ' teferruat' tan öteye geçemez. Alt yapının çilekeşleri durumundaki teknik adamlar da üst yapıya ( A Takıma) - tabiri caiz ise.- kırk yılda bir oyuncu kazandırmakla övünürler.
İşte transfer tahtası kapalı olan takımlarımızın sıkıntısı da tam burada başlar. Maçlara alt yapı oyuncuları ile çıkılması pek çok sorununu da birlikte getirecektir. Zira futbol kulüplerinin yegane sermayesi oyunculardır. Temeli showa dayanan futbol oyunundan parsayı kapabilmek için vitrininizin cazip olması gerekmektedir. Ayrıca, pazar payınızın artması için kaliteli oyunculara gereksinim vardır. Yılda bir- kaç oyuncu üretebilen alt yapılarla da Show dünyasında yer almanız pek mümkün olmayacaktır.(*)
Peki forma giydikleri takımın alt yapılarından yetişen oyuncular neden bu denli başarısız .?
Gelinen bu noktada aklımıza takılan soruları, takımların başarısızlığını alt yapı oyuncularına yükleyen kimi spor çevrelerine (!) soralım:
1-Acaba transferi kapalı olan takımların alt yapıdan sahaya sürdüğü bu oyuncular, yukarıda sıraladığımız futbolcu olma sürecini yaşamadılar mı? Yoksa bu oyuncular-(amiyane tabirle) gökten paraşütle inerek mi futbolcu oldular ?
2- Bedensel olarak güçlü ve dayanıklı olmayan, göz, ayak eşgüdümü gelişmemiş ve en önemlisi profesyonelce düşünemeyen bu oyuncuları alt yapıya kimler kabul etti?
3-Futbolcuları , işin başlangıcında kabul eden yöneticilerin, bu oyuncuların yetişmesine katkı vermesi gereken alt yapı teknik adamlarının hiç mi sorumluluğu yok.?
Soruları uzatmamız olası ama en can alıcı soru da şu galiba! Transfer tahtasının kapatılmasındaki baş rol oyuncusu kim?
Kulüp kaynaklarını hesapsızca kullanan ve alt yapıya yatırımı boya- badana işlerine indirgeyen 'YÖNETİCİLER' mi ?
Alt yapıda futbolcu yetiştiremeyen 'ALT YAPI SORUMLULARI 'mı ?.
Yoksa bir an önce takımdan kaçıp ' Lejyoner apoleti' takmak isteyen 'FUTBOLCULAR ' mı?...
(*) Türkiye Liglerinde alt yapıdan futbolcu yetiştirebilen en önemli kulüp İzmir' in Altınordu takımıdır. Bu kulübümüz de ara da bir dışarıdan transfer yapmaktadır.