İslam alimleri dini şöyle tanımlamışlardır. Din, akıl sahiplerini kendi hür iradeleriyle en iyiye, en doğruya ve en güzele ulaştıran ilahi bir kanundur.
Din insanlara ilahi kanunlara tabi olmanın yanında ahlaki kurallara uymayı ve ahlaklı olmayı da öğütler. Peki ahlak nedir? Ahlak, Arapça bir kelime olup 'seciye, tabiat, huy' gibi manalara gelir. Hadislerde ve İslami kaynaklarda; iyi huylar ve faziletli davranışlar için hüsn'ü-l hulk (güzel ahlak), kötü huy ve fena davranışlar içinse sûü'l-huluk (kötü ahlak) olarak kullanılmıştır.( İslam Ansiklopedisi, Ahlak maddesi)

İslam ahlakının kaynağı Kur'an ve Sünnettir. Nitekim ahlakla ilgili pek çok ayet-i kerime ve hadis-i şerif vardır. 'Kolaylığı seç, iyi olanı emret, cahillere aldırma!' (Araf,199). ' Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder; hayasızlığı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. İşte Allah, aklınızı başınıza alasınız diye size böyle öğüt veriyor' (Nahl,90). 'Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın' (Hucurat, 12). Peygamber efendimiz (s.a.v.) de 'Ben, anacak güzel ahlakı tamamlamak (uygulamak) için gönderildim' (İbn Hanbel,II,381). 'Nerede olursan ol Allah'a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlaka uygun biçimde davran!' (Tirmizi,Birr,55). Peygamber Efendimize bir kimse 'Ya Rasulallah, din nedir?' diye sormuş, üçünde de 'güzel ahlaktır' (Tirmizi,Birr,55). cevabını vermişti. Bu ve benzeri ayet ve hadislerden ahlakın dayanağının Kur'an ve sünnet olduğu anlaşılmaktadır.

İslam ahlakının hasbilik, ihsan, istikamet ve vicdan gibi bir takım belirgin özellikleri de vardır. Hasbilik, kişinin hiçbir çıkar kaygısı olmadan sırf Allah'ın rızasını gözetmesi, İhsan, Allah'ın her an kendisini gördüğü bilincinde olması, istikamet, niyet ve eylem birlikteliğinin uyum içerisinde olması, vicdan ise imanlı kişinin kalbine danışarak iyi ve kötüyü birbirinden ayırt edebilme melekesidir.

İslam'dan önceki cahiliyede insanlar birbirlerinin mallarını yağmalar, akrabalık bağlarını hiçe sayarak vefasızlık ederler, muhtaçları, yetimleri gözetmezler, kız çocuklarını bazı kabilelerde diri diri toprağa gömerlerdi. Bu yaptıkları davranışlarla birbirlerine övünürlerdi. Toplumun dezavantajlı kesiminin kaderi bunların elindeydi. Bununla birlikte cahiliye döneminde çeşitli ahlaki erdemler ve bir ahlak anlayışı da mevcuttu. Cömertlik, güvenilirlik, doğru sözlülük, misafirperverlik, dayanışma ve yardımlaşma gibi erdemler, o dönemde ahlak anlamına gelen 'mürüvvet' kapsamında değerlendiriliyordu. Fakat islam, atalardan tevarüs eden cahiliye ahlakı yerine tevhide ve Allah rızasına dayalı bir ahlak sistemi getirerek müntesiplerini eğitmiştir. Çünkü İslam geçmişi temizler, hali dönüştürür, geleceği tesis eder. İslam'ın güzel ahlakı sayesinde bu barbar insanlar Peygamber Efendimizin ifadesiyle 'Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz'(Tefsiri semani c.2,s,129). iltifatına mazhar olmuşlardır.

İslam ahlakının ete kemiğe bürünmüş hali Allah Rasülü'nde cem olmuştur. Nitekim Tabiinden Ebu Abdullah el-Cedeli Hz. Aişe'den Peygamber Efendimiz'in ahlakını sormuştu. Hz. Aişe bu soruya şu cevabı vermişti: 'Rasulullah (s.a.v.) sözlerinde ve hareketlerinde hiçbir çirkinlik bulunmadığı gibi, o çirkin olan hiçbir şeye de özenmezdi. Çarşıda pazarda bağırıp çağırmaz, kötülüğe kötülükle karşılık vermezdi. Tam aksine kusurları bağışlar, hatta yüzünü çevirip hatayı görmezden gelirdi' (Tirmizi, Birr 69). Eğer günümüzün müslümanları, gençleri idol/ örnek şahsiyet arıyorlarsa işte bu kişi Rasulullahtır. Çünkü 'Onun ahlakı Kur'andı' buyuruyor Hz. Aişe annemiz. Bu nedenle Onun hayatını araştırıp öğrenip kendilerine rehber edinmelidirler. Çağımızın ibn Abbasları, ibn Ömerleri olmalılar. Çünkü gerçek İslam ahlakı onun ahlakıdır.

İbadetlerin Allah'ın bir emri olması yanında, ahlakımızın güzelleşmesi açısından da birçok faydası vardır. Allah c.c. kerim kitabında ' Kitaptan sana vahyedilenleri oku, namazı özenle kıl. Kuşkusuz namaz hayasızlıktan ve kötülükten meneder. Allah'ı anmak her şeyden önemlidir. Allah yaptıklarınızı bilir.' (Ankebut,45). Peygamber Efendimiz de ' Şüphesiz doğruluktan şaşmayan, güzel ahlakı ve düzgün karakteri sayesinde devamlı oruç tutan ve namaz kılan kimsenin derecesini bulur,' (Ebu Davud, Kitabu'l-Edeb) buyurarak ibadetin kişiyi güzel ahlaka sevk ettiğini, güzel ahlakında kişiyi iyi insan yaptığını bizlere açıklamaktadır. Mutasavvıflarda 'Tasavvuf nedir?' sorusuna 'Tasavvuf güzel ahlaktır.' ( İslam Ansiklopedisi, Ahlak maddesi)demişlerdir.

İslam, öğretileriyle yeni bir ahlak sistemi kurmuştur. Bu sistem vahye, akla, duyguya, vicdana, ahiret'in varlığına ve Allah korkusuna dayanmaktadır. İslam ahlakının ilk uygulayıcısı ve muallimi Hz. Peygamberdir. Talebeleri ise sahabedir. 14 asırdır müntesiplerini şefkat ve merhametle kucaklamaktadır. İslam'ın eşsiz güzel ahlakına sahip olanlar da dünyanın vicdanı olmaya devam ediyorlar. Bazı müslümanların yanlış söylem ve davranışlarından dolayı İslam'a çamur atmaya çalışanlar beyhude çaba içerisindedirler. Müslümanlar hem mazi de hem de günümüzde sahip oldukları güzel ahlak ilkeleriye gönülleri fethetmeye devam ediyorlar. Son söz olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: 'Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlak bakımından en güzel olanıdır.' (Ebu Davud,Sünnet,15)
MEAL OKUYORUM

'Ey iman edenler! İçki, kumar, tapınmak ve putlara kurban kesmek için dikilen taşlar, fal ve şans okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.'
(Maide 5/90)
GÜNÜN DUASI
Davud A.s'ın Duası:
Allahım! Senden seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi ve senin sevgine ulaştıracak amelleri sevmeyi dilerim. Allahım! Senin sevgini bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha ileri kıl!' (Tirmizî, Daavat 73)
HER GÜNE BİR HADİS

İnanarak ve karşılığını Allah'tan umarak Ramazan gecelerini namaz (teravih) kılarak ihya eden kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.
(Müslim, Salatül-müsafirin, 173)
BİR SORU-BİR CEVAP

Sahur yemeğinin dindeki önemi nedir?

Sahur yemeği, oruç tutacak kişilerin imsak vaktinden önce gece yedikleri yemektir. Hz. Peygamber (s.a.s.) sahura kalkmış ve bunu ümmetine de tavsiye etmiştir (Buharî, Savm, 19, 20). Resûl-i Ekrem(s.a.s.), sahur yemeğinde 'bereket' (Buharî, Savm, 20) olduğunu ifade etmiş ve sahur yemeğinin, müslümanların orucu ile ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli farklardan biri olduğunu belirtmiştir (Müslim, Sıyam, 46). Onun sahurla ilgili söz ve uygulamalarından hareketle fakihler, sahura kalkmanın ve sahuru geciktirmenin sünnet olduğunu söylemişlerdir (Kasanî, Bedaî', II, 105)
(Fetvalar, DİB Yay. syf. 266)