Nüfusun bir bölümü zorunlu göç ile çevre illere ve metropollere gelmek zorunda kaldı.' diyen ürünler cinsiyet eşitsizliğinin her geçen gün arttığını buna dur demek için dayanışmayla örgütlenmek gerektiğini söyledi.
Komisyon üyeleri, 'Kalabalık hanelerde yaşama devam etmeye çalışıyorlar. Göç edecek koşulları olmayanlar da hala barınma, beslenme sağlanmadığı ve hijyen şartlarının dahi oluşturulamadığı, güvenliksiz çadır kentlerde ve insanlık onuruna yakışmayacak koşullarda yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Geriye kalan nüfus ise dağınık bir biçimde sosyal olanaklara ulaşamadan, derme çatma seralarda yaşam mücadelesi veriyor. Nüfusun bir bölümü hala kayıp, enkazdan kurtarılan kayıp olan yüzlerce çocuk var. Kayıp çocukların akıbetini soruyoruz, sesimiz boş kuyulardan bize geri yansıyor, aile bakanı durumu olağanlaştıran ve sıradanlaştıran söylemlerde bulunuyor. Bizler iradesini, isyanını rengarenk kuşanan kadınlarız. Yasımızı yaşarken çürümüş düzenin ortasında yeni yaşamın tohumlarını bizler ektik. Onun filiz verip dalları ile yaşamı kuşanmasının sorumluluğunu taşıyoruz.' açıklamasını yaptı. HM