İmtihan için geldiğimiz şu dünyada ömür sermayesini, aldığımız her nefes ile tüketmekteyiz. Cenab-ı Hakk, varlığın tamamı kendi mülkünde olduğu halde mahlukatını şu yeryüzü sahnesinde birbirlerine emanet kılarak onlara bir kısım maddi ve manevi kıymetler vermiştir.

Kullarına 'Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak ederler.' (Bakara, 2/3)ve 'Allah kendisine nasıl ihsanda bulunmuşsa, o da başkalarına öyle ihsanda bulunur.' (Kasas, 28/77) diye hitap etmiş ve mülkün hakiki sahibinin kendisi olduğunu açıkça beyan etmiştir.

Mali bir ibadet olan zekat; malı, dünya hesabından çıkarıp ahiret sermayesine kaydetmektir. Zekat nicelik olarak azalan malı, hakikatte nitelik olarak bereketlendirmektir. 'Verilen sadaka malı azaltmaz.' (Müslim, Birr, 69) buyuran Sevgili Peygamberimiz'in tıpkı Hz. Aişe'ye 'Kürek kemiğinden başka hepsi bize kaldı.' (Tirmizi, Sıfatu'l-Kıyame, 33.) demesi misali madalyonun arka yüzündeki hakikat payesi gibi...

'Zekatı ver! Zira o seni (günahlardan) arındıran bir temizliktir.' (Ahmed b. Hanbel, III, 136) buyurur Sevgili Peygamberimiz. Zekatla kişi, mal tutkusundan arınarak özgürleştiği gibi nefsinin de esiri olmaktan kurtulur. Yani bereketlenen sadece mal değil ömürdür de... İnsan mala, menfaate ve dünyaya düşkündür. İşte bu düşkünlük zekat ile törpülenir.

Bir gün bir zat Hz. Peygamber'e (s.a.s.) gelir ve 'Ey Allah'ın Resulü! Hangi sadaka daha faziletlidir?' diye sorar. Hz. Peygamber, bu soruya şöyle cevap verir: 'Tamamen sağlıklı olup mal mülk toplamaya hırslı bulunduğun; bir taraftan zengin olma ümidi taşırken diğer taraftan da fakirlikten korkar olduğun halde verdiğin sadaka en faziletli sadakadır. Sakın sen sadaka vermeyi can boğaza gelip de 'Şu malım falana, şu malım filana.' diye vasiyet edeceğin hayatın son anına erteleme.' (Buhari, Vesaya, 7)

Zaman, zekat ve sadaka ile kardeşliği bereketlendirme zamanıdır. 'Sadakalarınızı başa kakarak ve eziyetle boşa çıkarmayın.' (Bakara, 2/264) ilahi fermanının muhatabı olarak vermenin adabı ile alana minnet ve şükran duyguları besleme zamanıdır.

Hayırda öncülük ederek vermek iki şekilde güzellik oluşturma zamanıdır, Sevgili Peygamberimiz'in buyurduğu gibi... 'İnsanlardan öyleleri var ki, hayrın (önünü açan) anahtarları gibidir ve şerrin de (önünde duran, ona mani olan) sürgüleri gibidir. Kimisi de şerrin anahtarı ve hayrın sürgüsü gibidir. Yüce Allah'ın, hayrın anahtarlarını ellerine verdiği o kimselere ne mutlu! Ve ne yazık Yüce Allah'ın şerrin anahtarlarını ellerine verdiği o kimselere!' (İbn Mace, Sünnet, 19)

Nefsin sayısız kapıları, engelleri var kulluk yolunda. Tüm bunları aşarak hayra, iyiliğe anahtar olarak öncülük edenlere ne mutlu.

Efendimiz bir gün ashabı ile birlikte namaz vaktini beklemektedir. Derken bir grup insan çıkagelir. İhtiyaç sahibi oldukları hallerinden bellidir. Onların bu durumunu gören ve yüzü değişen Efendimiz, namazdan sonra herkesin imkanı ölçüsünde yardımda bulunmasını, bu misafirlere duyarsız kalınmamasını emreder. Kısa bir süre sonra sahabeden biri elinde yardım paketi ile gelir. Bunun üzerine diğerleri de harekete geçer ve azımsanamayacak miktarda yardım toplanır. Bu manzara karşısında sevinçten yüzü parlayan Rahmet Peygamberi şöyle buyurur: 'Her kim güzel bir davranışa vesile olursa, hem kendisi sevap kazanır, hem de onu yapanların sevaplarından nasibini alır. Her kim de kötü bir davranışa çığır açarsa, hem kendi günahını hem de kendisinden sonra onu yapanların günahlarını yüklenmiş olur.' (Müslim, Zekat, 69)


MEAL OKUYORUM

Sadakalar (zekat gelirleri) ancak şunlar içindir: Yoksullar, düşkünler, sadakaların toplanmasında görevli olanlar, kalpleri kazanılacak olanlar, azat edilecek köleler, borçlular, Allah yolunda (çalışanlar) ve yolda kalmışlar. İşte Allah'ın kesin buyruğu budur. Allah bilmekte ve hikmetle yönetmektedir.

(Tevbe 9/60)


GÜNÜN DUASI

'Allah'ım! Ben gerçekten nefsime çok zulmettim.

Günahları ancak sen bağışlarsın. Beni katından bir mağfiret

ile bağışla, bana merhamet et. Şüphesiz sen çok bağışlayansın, çok merhametli olansın.' (Buharî, Ezan 149)


HER GÜNE BİR HADİS

'Dikkat edin! Yalancılıktan kaçının. Çünkü

ister ciddi olsun, isterse şaka yollu olsun

yalan söylemek Müslüman'a yakışmaz. Sakın

kimse yerine getirmeyeceği bir şeyi küçük

yaştaki çocuğuna (bile) vaat etmesin (bu

davranış da yalancılığa girer).'

(İbn Mace, Sünnet, 7)


BİR SORU-BİR CEVAP

Babası ile birlikte oturan kimse zekat ile mükellef midir?

İslam'da mülkiyetin şahsiliği esastır. Buna göre bir kimse babasıyla birlikte oturuyor olsa bile zekata tabi nisap miktarı mala sahip ise zekat ile mükelleftir. Ancak babası ile mallarını ayırmamışlar da ortak kazanıp ortak harcıyorlarsa, bu takdirde ellerindeki birikim üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan kişi zekatla yükümlü olur. (Fetvalar,DİB Yay.syf.238)