Mucidi Fransa kralı IX. Charles' kadar uzanır. Sonra1 Nisan'a 'aptallar günü' adını verdiler. Bu günde herkese sürpriz hediyeler verdiler, gerçek olmayan haberler ürettiler.
Fransızlar 1 Nisan gününü kültürlerinin bir parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da bütün dünyaya bir şaka günü olarak yayıldı.
1 Nisan vesilesiyle muzipleşiyor, birbirine şakalar yapıyor ve gerçek olmayan hikayeler yayarak bunlara inananlarla dalga geçiliyor.
İşin 'Gerçek olmayan hikayeler yayma' kısmı, gazetecilikle ilgili.. Ancak kitlelere daha kolay ulaşabilme imkanlarıyla 1 Nisan'ı en yaratıcı şekilde değerlendirenler de hep gazeteciler olmuştur.
Dünyanın bir numaralı yayın organı olan BBC dahil en ciddi bilinen, resmi medya organları 1 Nisan'da şakalara başvurmaktan kendini alamaz.
Elbette, ölçünün kaçırıldığı şakalarda halkın büyük paniğe sürüklendiği örneklere de rastlanmıştır. İnternetin devreye girmesi ve yaygınlaşmasıyla birlikte daha demokratikleşen ve gazetecilerin tekelinin kırılmaya başladığı 1 Nisan şakaları tarihinde sıradan insanların şakaları daha kolay bir biçimde milyonlara ulaşmaya başladı.
Sosyal medya bu alanda sonsuz özgürlük alanı oldu.
Şakalar önemlidir. Dozunda olursa, yaşamımıza renk katar.
Fakat 'eşek şakaları' biraz ağır olur.
Sosyal medyada çok görürüz. Eskiden yazılı kağıt dönemlerinde bakanlar istifalarını verirlerken veya makama atanırken yazılmış,ıslak imzalı mühür kullanılırdı..
Şimdi öyle değil..
Twettir'den istifa dönemi veya atama dönemi başladı. Bazen görevden alınmalar veya atanmalar sosyal medya üzerinden yapılmakta..
1 Nisan şakası gibi..
Gördüğüm lüzum üzerine istifamın kabulüne. Veya Rahşan'lı DSP döneminde bu kerede aşağıdaki isimler yönetimlere atanmıştır.
Her günümüz aslında 1 Nisan şakası gibi..365 gün kesintisiz…Her yerden tik tok gibi çıkanlar var ya..
****
En güzel şakalar bazen insanları güldürür. Acınacak halimize, aptallıklarımıza hep güleriz. Bazen insanlar aptal olmak ister. Veya aptallığının dışa vurulmuş hali onları rahatlatır. Psikolojik bir olay.
Bazıları da bulundukları makamları kaybedince, elini kafasına vurarak 'ah aptal kafa, ah koca kafa' diye kısa yoldan eleştirisini de yapar.
Şakadan..
Siyasi yaşamımızda şakalar çok yapılır. Uyarlama şakalar da yapılır. Yaşam aslında şakadan ibarettir. Pek, bunu anlayamayız. Bazen çok ciddi oluruz. Şimdi şakanın sırası değil deriz.
Bir de,sulu şakalar yaparız.
Hiç ummadığımız bir durumda, akılsız bir işle karşılaştığımız zaman şaka gibi yahu deriz.
Veya Her türlü milliyetçiliği ayaklarımız altına alırız diyenlerin sonrasında iktidar yolunda kol kola girdiklerini de biliyoruz.
Şakadan..
Sonra, teröre karşıyız diyenlerin, kelle koparan, adam öldüren canilerle kol kola girdiklerini de görüyoruz.
Oynama Şakadan şakadan...
Malum beka sorunu. Her şeyyyyy koltuk içinnnn!..
1 Nisan Şakası gibi..
Kader takvimin ilk günü 1 Nisan. Neşe doluyor insan… Şimdi seçim zamanı. Vatandaş ise geçim derdinde. Adaylar var. Milletvekilliğine talip olanlar var. Bilge Sokrates demişmiş ki;kim ki bu gece istihareye yatarsa dileği gerçek olurmuş.
Niyet ettim milletvekili olmaya.
Rivayetler. Gel de inanma!
*****
Aptallığın temel yasalarını bazen hatırlatmalarda bulunmak için, kafam esince yazarım. Ne yapayım.. Ya! dedim kendi kendime…Bu adam işi çözmüş..
'Cipolla' ya göre dört çeşit insan varmış:
Zeki, aptal, saf ve haydut insanlar!
Biraz konuyu detaylandırayım istedim.
- Kendilerine zarar verdikleri halde başkalarına fayda sağlayanlar saf insanlar,
- Kendilerine fayda sağlayan ama bu arada başkalarına zarar veren haydut insanlar,
- Hem kendilerine, hem de başkalarına fayda sağlayanlar zeki insanlar,
- Kendisine hiçbir yarar sağlamadan hatta bazen zarara uğrayarak başkalarına illa ki zarar verenler aptal insanlar oluyorlar.
Cipolla' ya göre dünyaya zekilerden çok aptallar yön veriyor.
Aptallığın temel yasaları ise şöyle:
- Her zaman ve kaçınılmaz olarak her birimiz çevremizde dolaşan aptalların sayısını azımsarız.
- Birisinin geçmişte mantıklı ve zeki sandığı insanların tartışmasız ve çaresiz bir şekilde aptal oldukları birdenbire ortaya çıkıveriyor.
- İnsanlar günden güne, sürekli bir tek düzelikte, inatla aptallığını sürdüren, en elverişsiz yerlerde ve zamanlarda birdenbire ve beklenmedik şekilde beliriveren bireyler yüzünden, davranışlarında sıkıntıya sokuluyorlar ve engelleniyorlar.
Cipolla kendilerine fayda sağlamak için başkalarına zarar verenleri haydut olarak niteliyor, ancak onları da ikiye ayırıyor:
Kendilerine az fayda sağlamak için başkalarına çok zarar verenler aptal-haydutlar oluyorlar.
Kendilerine çok fayda sağlarken, başkalarına az zarar verenler ise zeki-haydutlar oluyorlar.
Yine yazara göre siyasiler, her ülkede aptal-haydutların arasından çıkıyor.
Cipolla' ya göre demokrasi ise, her ülkede eşit oranda bulunan ve ne zaman ne yapacakları belli olmayan aptalların, inatla ve sürekli olarak aptal-haydutları iktidara getirmesi olarak tecelli ediyor.
Anladınız değil mi?
Eh! bendeniz de birkaç miligramlık 'abdal' lık var yani!.
Hey gidi demokrasi ne güzel aşkmışsın böyle. Denklemi siz kurun. Yersen pazarı.
Demokrasi içinde vurdular beni, ölmeden mezara koydular beni..
Aptallar ve demokrasi.
Oynama şıkıdım şıkıdım, şakadan şakadan..
Yukarıda yazdıklarımın hayal mahsulü olup, gerçekle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
1 Nisan… Şaka, şaka…