'dayı' kelimesi dilimizde aşağıdaki beş şekilde kullanılıyor: 1. Bir kimsenin annesinin erkek kardeşi 2. Cesur, yiğit, babayiğit 3. Orta yaşı geçkin erkeklere söylenen bir seslenme sözü 4. Kayırıcı, koruyucu, arka çıkan 5. Kabadayı, külhanbeyi
Bu beş kullanıma göre atasözlerimizde 'dayı' kavramının işlenişine bakalım şöyle bir:
1. Bir kimsenin annesinin erkek kardeşi
Akbaba leyleğin dayısı, herkese kendi başının kaygısı.
Herkesin kendine göre bir hayat düzeni ve bu düzen içinde çözmesi gereken problemleri vardır.
Allah, şaşırttı mı dayıya hala dedirtirmiş.
Allah'ın şanslı kulları başarılıdır. Şansızlar, en basit işleri bile yapamaz, her işten zararla ayrılır.
Amcamla /emmim dayım, hepsinden /herkesten aldım payım.
İnsan en sıkışık anında bile en yakın akrabasından da gerekli yardımı göremeyebilir.
Dayı ile dağı gez, emmi ile bağı gezme.
Dayılar yeğenleri yükseltir, amcalar batırır.
Dayım adam olmadıktan sonra ha şehirli olmuş ha köylü.
Dayı yeğenine karşı görevlerini layıkıyla yapmalıdır; aksi durum hiçbir işe yaramaz.
Dayım evi yeyim evi.
Dayılarımızın evinde yiyecek içecek her zaman çok olur; oralarda bolca yenilir içilir.
Dayısı olmayanın yeğeni olmaz.
Yeğenine dayılık yapamayan, kendi dayısından da fayda görmez.
Dayıya yeğen gerek, gemiye yelken kürek.
Yelkenin, küreğin deniz taşıtını yürüttüğü gibi dayı da yeğenini yönlendirmelidir.
Elin iyisi itin köpeğin dayısı olmaz.
Yabancının iyisi olmaz; el ne kendimizde kendi yakınımızdadır.
Er dayıya, kız bibiye çeker.
Bir inanışa /töreye göre özellikle kişilik olarak erkekler dayıya, kızlar halaya çeker.
Kalay tutmayan dığanın, dayısını bilmeyen yeğenin, acısı çıkmayan soğanın Allah belasını versin. [1]
1. Kalay tutmayan tencere, dayı bilmeyen yeğen, acısı çıkmayan soğan işe yaramaz. 2. Halini, haddini ve hududunu bilmeyenden ne kendine fayda gelir ne başkalarına.
Katıra baban kim demişler, dayım attır demiş.
Aşağılık duyguyla yaşayanlar, yalnızca iyi yanlarını göstermeye çalışır.
Kız kocayınca gayret, dayıya düşer.
Evlenme çağı gelen kızın evlenmesi ile hısım akraba, yakından ilgilenmelidir.
Öldü dayım, gitti payım.
Dayımın vefatı ile annemden gelen miras hakkım da gitti.
Tatlıya yakışmaz soğan, dayısını beğenmez yeğen.
Uyumsuzluklara dikkat edilmelidir.
Teyzemin taşağı olsa dayım olurdu.
Varsayımla, hayal kurularak bir şey elde edilemez.
Tilkini iyisi olmaz, itin dayısı olmaz.
Hilenin, hilebazın sonu olamaz. Kişi, soyuna çeker. Genetik bozuksa da yapacak bir şey yoktur.
2.Cesur, yiğit, babayiğit
Açlık, adama dayı dedirtir.
Açlığın yaptıramayacağı şey yoktur; ayıya bile dayı dedirtir.
3. Orta yaşı geçkin erkeklere söylenen bir seslenme sözü
Abdurrahman'ın abası; gah oğlu giyer gah babası.
Gerektiğinde özellikle yoklukta bir giyeceği hane halkından uygun olanlar giyer.
Çocuklu karı, eşekli dayı ile yola çıkma.
Çocuklu aileler, çevrelerine rahatsızlık verebilir.
Dadandırma kara gelin, dadanırsa yine gelir. / Dadandı dayım köfteye, yine gelir haftaya. / Dadananla kuduranı saklamak olmaz.
Sırnaşığa çok yüz vermeye gelmez, yüz bulursa sizi bıktırır.
4.Kayırıcı, koruyucu, arka çıkan
Arkanda varsa dayın; rahat olur günün, gecen, ayın. [2]
Dayısı olan, mutlu yaşar.
Dayısı olan, dayısına güvenir /yanaşır.
Arkasında gücü olan, o güç ile işler yapar.
Eğri ağaca yayım deme, her gördüğüne dayım deme.
Tanımayan, bilinmeyen kişiler hakkında hüküm verilirken acele edilmemelidir
Emmim dayım desem elimi soksam yesem.
Başkalarından sürekli olarak yardım beklemek, doğru değildir.
Güvenme dayına azık /ekmek al yanına.
Hemen her durumda kendimizi garanti altına almak için başkasına güvenmemeli, tedbirli olunmalıdır.
Malı olanın dayısı da teyzesi de olur.
Malı olanın akrabası çok olur.
5.Kabadayı, külhanbeyi
Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı derler /denir. [3]
Bir kimse kendinden yardım beklediği aşağılık birine işi bitinceye kadar iyi davranıp övücü dil döker.

[1]dığan: Tencere
[2]dayı: (mecaz) Arka, kale
[3]Maddî menfaat endişesiyle küçük manevî fedakarlıklarda bulunmanın uygunluğunu tavsiyede kullanılır.