Kelimelerimizin bir duygu değeri vardır. Bu duygu değerini kelimenin kavram alanı ve çağırışım alanı belirler.
Aynı şeyi, özünü bozmadan başka türlü anlatmanın dilimizdeki örneği çok yaygındır.
Atasözlerimiz bu konuda bize çok şey söyler.
Bir şey, başka başka kelimelerle ancak bizim dilimizde bu kadar güzel anlatılır.
İşte örnek:
Aşağıdaki esas fikri, değişik atasözlerimiz nasıl anlatıyor, bakalım şöyle bir:
'Elde edilemeyecek şeyi düşünmek boşadır. Ele geçmeyen, faydalanılmayan güzel şeyin hiç değeri yoktur. Henüz gerçekleşmemiş, düşünce halindeki işin pazarlığı olmaz; her şey tamammış gibi işlem yapılmaz. Ortaya çıkacağı ya da ele geçeceği, ayrıntıları henüz belli olmayan bir şey için önceden hazırlık yapmak doğru değildir.
Nasıl gelişeceği bilinmeyen bir iş üzerinde anlaşma yapılamaz.
Tahmin ve umuda bağlı işler, bizi çoğu kere yanıltır.'
….