Türkiye'nin yerli otomobili olarak geçtiğimiz günlerde tanıtılan TOGG'a yönelik tartışmalar, açıklamalar ve değerlendirmeler devam ediyor. En son gazeteci Fatih Altaylı konuyla ilgili oldukça sert bir açıklama yaparak konuyu bir kez daha ülke gündemine getirdi. Türkiye'nin yerli otomobili denince doğal olarak hepimizin aklına Devrim otomobilleri geliyor. Devrim'in hikayesi aynı zamanda Eskişehir'in de sanayileşme ve kentleşme hikayesi ile doğrudan ilişkili olduğu için otomobil konusu Eskişehirliler için farklı duyguların doğmasına neden oluyor.

TOGG'a yönelik eleştirilerin geldiği ve konuşulduğu şu günlerde Dünya Gazetesi'nden Tülay Taşkın yerli otomobil konusunu Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'e sordu. Yılmaz Hoca'nın bu konudaki açıklamasını oldukça önemli buluyorum.
Yılmaz Hoca yerli otomobil konusundaki düşüncelerini şu sözlerle açıklıyor;

'Devrim otomobilinin hikayesi romantik, bir o kadar da acı bir hikayedir. 130 günde 20 mühendisle ve 900 bin lira bütçeyle yüzde 100 yerli otomobil üretmek… Peki, ne oldu? Ürettiler. 28 Ekim 1961 sabahı trene yükleyip Ankara'ya gönderdiler. Sonra ne oldu, hikaye odur ki, içine benzin koymayı unuttular, Devrim stop etti. Başta Cumhurbaşkanı Gürsel olmak üzere herkes desteğini kesti, proje rafa kalktı. Devrim arızalandığı, tekerlekleri dönmediği, freni tutmadığı için değil, yanlış yapıldığı için değil, Vecihi Hürkuş'un Kayseri'de uçak ürettiği fabrika neden kapatıldıysa, o yüzden rafa kalktı. Ama bugün ne oldu? İddialar doğruysa yıllar önce hazırlanan prototip, 35 milyon dolara satın alındı. Ülkeye getirildi 'Made in Turkey' yani 'Türkiye'de üretilmiştir' diye sunuldu. Peki, Türkiye'nin kendi otomobilini üretmesini ben istemez miyim? Herkesten çok isterim. Ama keşke Devrim gibi, Türk mühendisleri tarafından Türkiye'deki bir fabrikada üretilseydi. Bursa Mudanya'dan gemiye yüklense İstanbul'dan gemiden inseydi.'

Yılmaz Hoca'nın yerli otomobil konusundaki düşünceleri Devrim otomobili gibi olması yönünde. Yani Türk mühendislerinin tasarımı, Türk mühendislerinin imkanları ve zekasıyla üretilecek bir yerli otomobil hayali herkesi heyecanlandırdığı gibi Yılmaz Hoca'yı da heyecanlandırıyor.