Muharrem İnce, seçim analisti ve istatistik uzmanı Filiz Aydın Koç'a '24 Haziran sonuçlarına göre CHP'li belediyeleri neler bekliyor?' başlığıyla bir rapor hazırlatmış. Raporda yer alan bazı ifadeler Eskişehir'i de yakından ilgilendiriyor.
Raporda Eskişehir'i ilgilendiren cümle aynen şöyle;
'…CHP'nin elinde 6 büyükşehir belediyesi bulunuyor. Bunlar Aydın, Eskişehir, Hatay, İzmir, Muğla ve Tekirdağ. 24 Haziran seçim sonuçlarına göre, Eskişehir ve Hatay'ı AKP kazanmaktadır…24 Haziran sonuçlarını, AK Parti+MHP ittifak oyları olarak aldığımızda ise CHP'nin elindeki 6 büyükşehrin 2'si daha kaybedilmektedir. Bunlar Aydın ve Tekirdağ'dır.'
Bu seçim analizinin istatistiksel olarak gerçeklik payı mutlaka bulunuyor. Nitekim her seçim döneminde de 2 oradan, 3 buradan oylar toplanıp 5 rakamı bulunup bir taraf galip ilan edilir ama her seçimin kendine göre bir hikayesi olduğu gerçeği bu denklemi genelde de bozar.
Nitekim sadece 24 Haziran seçim sonuçları baz alınarak yapılan bu hesapta AK Parti ve MHP oyları üst üste konulduğunda CHP'nin aldığı oyun üzerinde çıkabilir sonucu alınabilir. Ancak Eskişehir'in geçmiş yerel seçim tecrübelerine baktığımızda tablonun farklı olduğu görülür.
Eskişehir genel seçimlerinde sürekli AK Parti'nin gerisinde kalan CHP (hatta DSP) adaylarının yerel seçimlerde hem partilerinin hem de rakip partilerinin seçim bölgesinden aldığı oydan daha fazla oy aldığı gerçeği de mevcuttur.
Özellikle Yılmaz Büyükerşen ve Ahmet Ataç üzerinden konuya yaklaşım gösterirsek her iki belediye başkanının da kendi seçim bölgelerinde daima partilerinden daha yüksek oy aldığını görürüz.
Büyükşehir seçimleri konuşulduğu üçün Büyükşehir örneği üzerinden gidelim…
DÖNEMLER İTİBARİYLE SEÇİM SONUÇLARI ŞÖYLE


1999 seçimlerinde Büyükerşen yüzde 42,8 ile göreve gelmişti. Takip eden 2004 yerel seçimlerinde ise 44,7 ile oyunu arttırarak güven tazelemişti. Bunu takip eden ilk genel seçim tarihi olan 2007'de ise AK Parti 44,4 CHP ise 25,3 almıştı.
AK Parti'nin yine iştahı kabarsa da 2009 yerel seçimlerinde Büyükerşen 51,5 ile 2. Kez güven tazeleyerek 3. Dönemine başlamıştı. 2011 genel seçiminde ise AK Parti yine 44 alırken CHP 35,5'te kalmıştı.
Akabinde 2014 yerel seçimi olmuştu ve Büyükerşen 45,3ile dördüncü kez seçilmeyi başarmıştı. 7 Haziran 2015 seçimlerinde ise AK Parti 35,9 CHP ise 39,3 alırken 1 Kasım erken seçimlerinde ise AK Parti 43,1'e çıkmış CHP ise 38,7'ye gerilemişti.
Son olarak gerçekleştirilen ve tarihimizde ilk kez ittifak ile yapılan seçimlerde ise yine oldukça ilginç sonuçlar çıkmıştı. AK Parti 37,6 alırken CHP ise 32,4'te kalmıştı. AK Parti+MHP ittifakı olan Cumhur İttifakının oyu ise 48,3 olurken CHP+MHP+SP+DP'den oluşan Millet İttifakının oyu ise 47,3'tü.
YEREL SEÇİMLERİN HİKÂYESİ BAŞKA
Yani bugüne kadar yapılan seçimlere bakıldığında Büyükerşen'in sürekli hem partisinden hem de rakip partilerden daha fazla oy aldığı görülüyor. Eskişehir yerel seçim sonuçlarının hikayesi başkadır. Ve bugün genelde denenmeye çalışılan ittifakı Büyükerşen yerelde 2009 yılından bu yana gösteriyor.
AK Parti + MHP ittifakının mutlaka yansıması olacaktır, mutlaka her seçimin kendi hikayesi vardır ama Eskişehir'de Büyükerşen'in kaybetme olasılığı geçmiş tecrübeler gösteriyor ki oldukça zor görünüyor.
AK PARTİ ÖRGÜTÜ SEÇİME HAZIR MI?
Sırasıyla
42,8
44,7
51,5 ve
45,3
Oy alarak sürekli güven tazeleyen Büyükerşen'in an itibariyle AK Parti+MHP ittifakının aldığı toplam oy olan 48,3'ten yüksek oy alması ilk etapta zor gibi görünebilir. Ancak yukarıda uzun uzun anlatmaya çalıştığım üzere Büyükerşen'in hem MHP hem de AK Parti'ye oy veren seçmenden oy alabildiği ve kendi ismi etrafında toplayabildiğini gösteren bugüne kadar 4 seçim yaşadık. Mart 2019'da da buna benzer bir tablo ile karşılaşılması bence kesinlikle sürpriz değil.
Özellikle AK Parti içindeki karışıklık, örgütteki dağınık görüntüyü tamamen Büyükerşen lehine gelişen olaylar olarak değerlendirmemiz de mümkün. Böyle bir tabloda Büyükerşen'in özellikle parti içi küs ve muhalif duran kitle ile safları sıklaştırması ve diğer muhalif parti temsilcileri ile yapacağı görüşmeler büyük önem taşır.
Muharrem İnce'nin önüne konulan seçim raporu belki bu kadar detay taşımamış olabilir, konuya daha geniş perspektiften bakmak da her zaman fayda var.