Çevre felaketleri, çevre sorunudur.
İnsan eliyle doğaya verilen zararların sonucudur.
Sürekli artmaktadır.
Dünyadaki fabrikalarda yapılan üretimlerde 'karbon dönüşümleri' en önemli nedendir.
Sonuçları korkunçtur, iklimsel felaketler hergün artmaktadır.
Tarih boyunca doğada bazı doğal felaketler ( depremler, seller, volkanik patlamalar vs.) olmuşsa da bu felaketler doğa üzerindeki etki gücü ve oluşum durumuna göre etkili olmuş ama bu felaketler yerkürenin doğal yapısında çok büyük değişiklikler oluşturmamıştır.
Oysa sanayileşme ve doğal kaynakların kullanımıyla başlayan süreçte insanoğlu tarafından yapılanlar, yerküreye doğal felaketlerden daha büyük zararlar vermiştir.

Doğa, insanların neden olduğu felaketlere bir şekilde cevap vererek doğasal olumsuzluklara insanların felaket olarak tanımladığı biçimde karşı durmaktadır.
Dünya üzerinde yaşayan insanoğlu eliyle ortaya çıkan felaketler suni bir takım koşullar oluşturduğundan, doğa kendi kendini yenileyememekte ve tepki olarak ozon tabakasının delinmesi, küresel ısınma gibi insanlığın hiç de kolay kolay kurtulamayacağı felaketlerle toplumu başbaşa bırakmaktadır. Sanayileşme, üretim ve enerji gibi konularda ülkelerin birbirleriyle kıyasıya rekabet halindedir.
Bu rekabet yeni değişimlere ve yeni denemelere neden olmaktadır.
İlerleme ve teknolojideki her adımda gerçekleşen yenilenme aynı zamanda çevreye verilen zararın da 'büyümesine' neden olmaktadır.

Dünyanın her yerinde tüm ülkelerde çeşitli 'çevre felaketleri' yaşanmaktadır. En önemli gösterge iklimsel değişimlerdir.
Bunların bir çoğu ancak büyük olanları yazılı ve görsel medya aracılığı ile duyurulmakta, ancak bunlardan bir çoğu çeşitli baskılarla basına yansımadan çevre kirletilmeye devam etmektedir.
Günümüze kadar yaşanmış olan bir çok çevre felaketi çok sayıda ölümlere ve doğal dengenin bozulmasına neden olmuştur, olmaya da devam edilmektedir.

Bu arada 'dünya sonludur'.
Dünya ile güneşin yüzeyi arasındaki mesafe sürekli azalmaktadır.
Bunun anlamı dünyanın ortalama sıcaklığı sürekli artmaktadır.
Kutuplar ısınmaktadır.
Birgün kutuplardaki buzullar tamamen eriyecektir. İklimler alt üst olacaktır.
Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
İşin kötü tarafı bundan kaçış yoktur.
Sonrası kıyamettir.
Doğanın kullanımı dışında bu olacaklar dünyanın gerçeğidir.
Korkunun ecele faydası yoktur.
Ya dünya yeniden yapılanacak ya da yok olup gidecektir. Yani dünyada normal şartlarda yaşam bitecektir.
Kurtuluş; yeni bir gezegende yeniden yaşama devamdır.
Sevgiyle kalın