2019'un sonunda Çin'de görülen ve 2020'nin başında tüm dünyaya yayılan yeni tip coronovirüs Covit-19'un dünya genelinde yarattığı dalga ekonomiden politikaya, sağlıktan bilime tüm kurumlara olan bakışları değiştirmiş ve yeni bir dünyanın habercisi olarak algılanmıştır. Salgından dolayı hükümetlerin sınırları kapatması, evde kal çağrılarının yapılması, evden çalışma sistemlerinin yaygınlaşması, korumacı ve kollayıcı devlet politikalarının tekrar gündeme gelerek devletlerin özellikle ekonomik işleyişi ön plana çıkarmak için destek paketlerini hayata geçirmesi bu dönemin en belirgin özellikleri olmuştur. Bu dönemde tüm dünyada öne çıkan anahtar sözcükler ise sağlık sistemi, gıda maddeleri, bilişim ve bilim olmuştur.
Ekonomik çarkın dönmesi için bu dört kavram aslında geleceğin nasıl şekilleneceğinin habercisidir. Bu salgınla beraber tarım ve hayvancılık, tarım toprakları, meralar, otlaklar, yaylalar sulak alanlar geçmişte olduğu gibi gelecekte de büyük önem kazanacaktır. Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Ekşi'nin ifadesiyle 'Salgın, tarımla ilgili alanların korunması için ciddi önlemler alınması gerektiğini ortaya koymuştur. Bundan sonra tarım ve hayvancılık, aksayan sanayi üretimi sebebiyle açlıkla mücadele edilmesinde en önemli araç haline gelecektir. Küreselleşme, uluslararası seyahatlere sınırlama getirilmesi, sınır güvenliği, göç ve iltica akımlarında devletlerin duyarlılığı artacak; bu konularda önleyici politikalar geliştirilecektir.'
Koronavirüs krizinde hayata geçirdiğimiz veya daha sık uygulamaya başladığımız en önemli değişiklik ise birçok sektörde işe gitmeyip evden çalışmak, yani 'homeoffice' yapmak olmuştur. Birçok açıdan tartışmalı olsa da günümüzün en öne çıkan bu özelliği hiç şüphesiz bilişim teknolojisini ve beraberinde dijitalleşmeyi hiç olmadığı kadar gündeme getirmiş ve ele alınmasına neden olmuştur.
Connecticut Üniversitesi'nde Yapay Zeka, Zihin ve Toplum Grubu'nun direktörü olan Susan Schneider, 'Salgının, online çalışabilmemizin mümkün olması için gerekli olan altyapının geliştirilme sürecini hızlandıracağını' ifade etmiştir. Dolayısıyla geleceğin belki de hiç gelmeyecek gibi görünen birçok teknolojisi hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde günlük hayatımıza girebilecektir. Bunların en başında da yapay zeka gelmektedir. Oldukça fütürist ve uzak görünen bir gerçekliğin salgın sonrası dünya için konuşuluyor olması önemlidir ve altının çizilmesi gerekir.
Çünkü salgın sonrası dünyada şirketlerin insan emeğini daha az kullanması ve insan işçilerin yerini otomasyon ve yapay zekanın alması yüksek sesle dillendirilmeye başlanmıştır. Burada sorulması gereken sorular: