Uzun bir aradan sonra gittiğimiz Anadolu Üniversite'sinde çay içmek için uğradığımız bir kafeteryanın giriş duvarındaki bir karşılama sloganı bu haftaki konumuz:
'Eat
Drink
Share'
Kafeteryaya girenleri bir duvarda renkli bir şekilde yazılmış, bu üç kelime karşılıyor: Ye/İç/Paylaş… Niçin?
Anlaşılacağı üzere 'Dil ve Kültür', ilişkisi üzerinde duracağız.
İnsanlar arasında duygu, düşünce, yargı, haber akışının sağlayan, kültür ile çok yakın ilişkisi olan dil milletlerin bağımsız kalması, üretken olması yolunda da en önemli, dinamik sistemlerden biridir. Canlı, doğal, ortak kültür unsuru, sosyalitenin dinamiği olan dil bir milletin olmazsa olmazıdır da. Bilim, sanat, edebiyat da onunla gelişir. Ticaretten sanata, bilimden savunmaya, eğitimden kültüre kendi dillerini kullanan milletler ayakta kalır ve tam bağımsızlık yolunda ilerlerler; aksi kültürel emperyalizme hizmet etmekle eşdeğerdir.
Kültür ise Yüce Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün söylemiyle okumak, anlamak, görebilmek, okuduğundan/anladığından/gördüğünden bir şeyler çıkarmak, uyanık olmak, düşünmek, zekayı terbiye etmektir. Kültür aynı zamanda milli kültürün devamını VE gelişmesini sağlayan itici güçtür.
Dil ile kültür arasında da beraber var olma, gelişme, birbirini besleme yolunda sürekli ve karşılıklı bir ilişki vardır. Kültür dil ile ayakta kalır ve güçlenir, dil de kültür ile…
Dünyanın en zengin ve en eski dillerinden biri olan, üç kıtada yazılıp konuşulan, dünya edebiyatına yazılı ve sözlü eserler kazandırılan Türkçe bu sebeple yaşamın dışına alınamaz. Tabelalarda, sloganlarda yerini başka dillere bırakamaz. Bunun adı kendini ve kültürünü inkar etmek, sömürge olmayı kabul. 'Eat/Drink/Share' afişini kullanamazsınız bir bilim merkezinin bir sosyal alanında. Almanya'da, Fransa'da, İtalya'da, İspanya'da, Amerika'da, İngiltere'de kafeterya afişlerinde 'Ye/İç/Paylaş' şeklinde Türkçe afiş göremezsiniz.
Yunanistan'da, Bulgaristan'da, Rusya'da tüm afiş ve tabelalar bu ülkelerin kendi dillerindedir. Farklı bir dilde mesaj vermeyi bu ülkeler kendi milli kimliklerine yakıştıramazlar… Bize ne oluyor, biz ne yapıyoruz?
Kendi dilimiz dışında afiş, slogan, tabela hazırlamak bir kompleksin yansıması, milli bilinç ve kültürün katledilmesidir.
Seyyahi'nin dörtlüğü ile bitirelim:

Canım Türkçem, güzel dilim,
Beynim, elim ve yüreğim,
Bağımsızlık anahtarım,
Emperyale baş ihtarım…