Salgına yönelik tedbirler artmaya başlayınca doğal olarak herkesin ilk düşündüğü önce sağlık sonra ekonomi oluyor. Ekonomi deyince kastettiğim geçim derdidir. Çarkların dönmesi, insanların sağlıklarını koruyarak geçimlerini sürdürmeleri içinde bulunduğumuz dönemde çok büyük önem taşıyor.
Bunun nasıl olması gerektiği ise hiç şüphesiz çok ama çok önemli. Ortaya konulan önlemler hem insan sağlığını korumalı, hem insanların geçimlerini sürdürmelerini sağlamalı hem de geleceğe yönelik avantajlar getirmeli. Biliyorum bu çok kolay olmayabilir ama bizlerin işi de bunların yolunu bulmak ya da en azından bulma sürecine katkı sağlamak.
Sanayi Odası için gerçekleştirdiğim Ekonomi Sohbetleri'nde Arıkan Genel Müdürü Ahmet Arıkan konuklarımdan biriydi. Kendisine bu soruyu yönelttiğimde çok ama çok değerli noktalara işaret etmişti. Onun cümleleriyle bu süreç nasıl olmalı, bir bakalım:

EN DEĞERLİ KAVRAM İNSAN
'Çok kıymetli bir hocamızın bir lafı var. Ben kendisini çok beğenerek izlerim. Der ki 'Dünün yöntemiyle bugünü yönetenler yarın olmayacaklardır.' Bugün öyle bir noktadayız ki boyutun, büyüklüğün hiçbir önemi kalmadı. İnovatif ürün üreten küçücük şirketler çok daha kıymetli oldu. Yılın sonunda göreceksiniz; Birçok organize sanayi bölgesinde gıpta ile baktığımız kocaman binalar yılsonu büyük sıkıntılar yaşayacaklar. Benim birkaç tane önerim ya da talebim olacak:
Birincisi; insan çok önemli. Şirketlerin en kıymetli varlığı, o şirketleri yöneten, o şirket için bedenen çalışan çalışanlarımızdır. Şu dönem insana değer vermek lazım. Şu an krediler, kısa dönem çalışma ödeneği gibi çok ciddi destekler var ama çalışanlar yıllar boyunca devlete çok vergi verdi. Brütü ile netin arasında çok fark var. Kısa dönem çalışma ödeneğinin ben daha yüksek rakamlarda olması gerektiğini inanıyorum.'
1.100 TL İLE YAŞANILMAZ
'Devlet şu anda yaklaşık 1.100 lira gibi yardım yapıyor. Ben 1.100 lira ile yaşanacağını düşünmüyorum. Bu durumda olan insanlara daha çok destek vermek lazım. Özellikle düşünün yeni mezun olmuşsunuz, hayata yeni atılmışsınız bir buçuk aydır endüstri mühendisisiniz kriz geldi... Yani bence daha kıymet verilmeli, bu rakamların arttırılması gerektiğini düşünüyorum. Şu an devletin çalışanına destek verme zamanıdır.'
TÜBİTAK İLE AR-GE DESTEK VE MANTIĞI DEĞİŞMELİ
'İkincisi; kriz sonrası TÜBİTAK ve Ar-Ge desteklerinin ve Ar-Ge mantığının değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü 2030 yılı için konuştuğumuz birçok konu daha hızlı gelecek. Yani mobilite, haritalandırma, farklı araç teknolojileriyle ilgili destek verilmesi lazım. Bunlarla ilgili bizim gibi KOBİ'nin üzerinde olan şirketlere Ar-Ge destekleri vermesi lazım ki biz daha teknolojik, daha inovatif, Avrupa'dan satın aldığımız birçok ürünü Türkiye'de yerli olarak yapabilelim. Yeni jenerasyon burada çalışsın. Onun ötesinde çok zeki çok güzel bir gençlik geliyor. Çok güzel okuldan mezun olan insanlar geliyor. Bunlara daha çok inovatif işlerle ilgili destek vermek lazım.'
AMAZON, NETFLİX, UDEMY ÖRNEKLERİ VAR
'Şu an şirketler ne düşünüyor? Stoklarını düşünüyor, uzun vadede yatırım kredilerini düşünüyor. Bilançosuna bakıyor. Halbuki öyle şirketler var ki. Mesela netflix diye bir şirket var. Şu anda hepimiz evimizde seyrediyoruz. Televizyon kanalı yok. Udemy diye bir şirket var, binası, okulu yok. Amazon diye bir şirket var, şu an hiçbir satış mağazası yok. Bunlar oradaki hiçbir sayısal değeri düşünmüyorlar. Bunlara böyle karı çok yüksek işler yaratacak, yeni jenerasyondaki çocuklara destek paketlerinin olması gerektiğini düşünüyorum.'
ŞEKER FABRİKALARI GİBİ HAM MADDE ÜRETEN FABRİKALAR KURULMALI
'Üçüncü olarak; kriz bize gösterdi ki hiçbir ham malzememizi biz üretmiyormuşuz. Kaliteli çelik, alüminyum, sentetik, organik, kağıt, hiçbir kimya, optik, hiçbir tıbbi cihaz... Ben şuna inanıyorum. Zamanında Türkiye Cumhuriyeti oluşturulurken kurulan Şeker Fabrikaları gibi devletin ham malzemeler üreten fabrikalar kurması gerektiğini düşünüyorum. Üretmesi gerekiyor. Çünkü biz bunlardan çok eksik kaldığımızı ve dışarı çok bağımlı olduğumuzu gördük.'
YERLİ TÜKETİM TEŞVİK EDİLMELİ
'Son olarak da ben devletimden şunu istiyorum. Türkiye'de üretilen otomobile ÖTV, KDV desteği verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şunu demek istiyorum;Tofaş üretim yapıyor Bursa'da ve yüzde 75'i yerli. Toyota Adapazarı'nda Corolla üretiyor yüzde 80'i yerli. Ford, Gölcük'te transit üretiyor yüzde 85'i yerli. İnsanların cebine 1.000 lira koymak yerine bunlara destek verirlerse halk Türkiye'de üretilen otomobilleri tercih eder.
Bu otomobil fabrikalarının binaları burada, Türk işçisi çalıştırıyor, Türk mühendisi çalıştırıyor, Türk Ar-Ge'si çalıştırıyor, on binlerce insan çalışıyor. Eğer onlara destek verip de halk bu otomobillere talepte bulunursa bu fabrikalar çalışmaya başlar. Yan sanayiler arkasından çalışmaya başlar. Bizde kaldığımız yerden KDV'mizi, muhtasarımızı, sigortamızı vermeye başlarız diye düşünüyorum.'
Ahmet Arıkan'ın düşünceleri böyle.
Bence alın, kesin, saklayın.