İl Müftü Yardımcısı Aytekin Akçin'in yazısı....


'Davet, kelime olarak 'deave' fiilinden gelen bir mastar olup sözlükte; çağırmak, seslenmek, nida etmek, dua ya da beddua etmek vs. anlamlarına gelir. İsim olarak davetin; çağrı, nida, dava, verilen söz, yemin ve ziyafet gibi anlamları da vardır. Kur'an-ı Kerim'de bu fiil, yardım istemek, bir işe teşvik etmek manalarında kullanılır.Davet; İslam'a, Allah'a çağrıyı ve İslam'ı insanlara anlatarak benimsetmeyi ve uygulamasını sağlamayı ifade eder. Bu anlamdaki davet; insanları hakka, hidayete, Allah'a çağrı ve O'na kulluğa çağrının yanında Rabbe yöneliş ve yakarıştır.' (Muhammed Fesih Kaya, Davet ve Gerekliliği).

AllahTeala'nın insanlara kendi içlerinden seçip gönderdiği bütün peygamberlerin,Hz. Âdem (a.s.)'den Hz. Muhammed (s.a.v.)'e kadar, temel ve öncelikli görevi, insanlara gönderilen vahyi tebliğ etmek, onları irşad ederek hakka,hakikate çağırmaktır. Tüm peygamberler, ailelerinden başlamak üzere gönderildikleri topluma daima tebliğ ve irşatta bulunmuşlardır.

Peygamberimiz(s.a.v.)de Rabbimizin gönderdiği vahyin rehberliğinde çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek herkese,İslam'ın emir ve yasaklarını, helal ve haramlarını, iyilik ve güzelliklerinianlatmış, kendisi de anlattıklarını hayatında uygulamıştır. Yaşayan canlı Kur'an örneği olarak bizlere en güzel rehber olmuştur.

Hz. Peygamber'in eğitiminden geçen sahabe-i kiram da bu yoldan giderek kendilerini, ilme, irşada Allah yoluna adamışlardır. Zira Rabbimizin emrinin, kurtuluşa ermenin yolunun hayra, hakka davetten geçtiğini öğrenmişlerdi.'Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.'(Âl-i İmran3/104).'İnsanları Allah'a çağıran, iyi işler yapan ve 'Ben Müslümanlardanım.' diyenden daha doğru sözlü kim olabilir.'(Fussilet 41/33).

'Allah'a çağırmak' tan maksat, tevhid inancına ve Allah'a itaate davet etmektir. Ayetteki övgü, öncelikleHz. Peygamber'e olduğu gibi, Allah'a davet edip,O'nun iradesine uygun güzel işler yapan,aynı niteliklere sahip olan her Müslümanı kapsar.

Allah Teala'nın bildirdiği şekilde davet edenlerin başında peygamberleri gelir. Onlar, insanları Allah'a ve O'na kulluğa çağırmışlardır. Onların çağrısı insana/insanlığa hayat veren şeyedir.'Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah'ın ve Resul'ünün çağrısına uyun.'(Enfal 8/24). 'De ki: İşte bu benim yolumdur. Ben ve bana uyanlar bilerek Allah'a çağırırız. Allah'ın şanı yücedir. Ben, Allah'a ortak koşanlardan değilim.'(Yusuf 12/108).

İslam'dadavetin alanı bütün insanlığı kuşatır. Çünkü Kur'an'ın davet ettiği hidayet yani en doğru yol, her insan için gereklidir.'İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O'nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti.'(En'am 6/153).

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de, irşat, tebliğ ve davet etmenin önemini işaret ederek şöyle buyurmuşlardır: 'Allah'a yemin ederim ki, Cenab-ı Hakk'ın senin vasıtanla bir kişiyi hidayete erdirmesi, (en kıymetli dünyanimeti sayılan) kızıl develere sahip olmandan daha hayırlıdır.'(Buharî, Ashabu'n-Nebî, 9).'Hidayet yoluna davet eden kimse, ona tabî olanların ecirleri kadar ecir alır. Bu, kendisine tabî olanların ecrinden de bir şey eksiltmez! Kötü bir yola davet eden kimse de, kendisine tabî olanların günahları kadar günah alır. Bu da, ona tabî olanların günahlarından hiçbir şey eksiltmez!'(Müslim, İlim, 16).

Ayet ve hadislerde görüldüğü üzere, yeryüzündeyapılan en güzel çağrı Allah'ın dinine davet amacı ile yapılan çağrıdır. Bunun için tüm Müslümanlar, iyiliği emredip, kötülükten sakındırmak, Allah'ı hatırlamak ve hatırlatmakla, ahirette hesaba çekileceğini unutmamakla sorumludur. Zira Kur'an-ı Kerim insanı daima hakka, hakikate davet eder ve en doğru yola iletir (İsra 17/9). İnsan, nefis ve şeytanın azgınlık ve saptırmalarından kendini muhafaza ederek, aklını, vicdanını bu ilahi vahye açtığında, en sağlam kulpa yapışmış olur (Bakara 2/256).

En güzel davet;iman etmeye, imanı yaşamaya, günahlardan kaçınmaya ve iyi davranışlara yönelik olandır.Davet;bir açıdan nasihat, bir açıdan irşat, bir açıdan da iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmaktır. İnsanları hayra çağırmak, yanlışlarını düzelterek bilmedikleri doğruları öğretmek, gönüllerini ihya edip Hakk'a yönlendirmek, onlara yapılabilecek en büyük hizmettir. İnsanların hem bu dünyalarını hem de ebedî alemlerini güzelleştiren bu görev, Allah'a şükür vazifemizinde en güzel göstergesidir.