6 şubat günü yaşadığımız depremde en son ulaşılan ve çok büyük zarar gören köylerimiz gerçekten artık bir hayalet yerleşim yerleri olarak kalacağı gözükmektedir.Tabi bazen önüne geçemeyeceğimiz bir çok doğa olayı olabilir.Fakat köylerimiz alt yapı ve üst yapı olarak bu afetlere hazırlandı mı?sorusunu sormak ve neden? İhmal edildiğini anlamak en doğru yöntemdir.
Hepimizin bildiği gibi şehirleşme sürecimiz çarpık bir kentleşme ve köyden kente göçenlerin üretimden koparak ara elaman ve ucuz iş gücü olmasıyla bugüne kadar geldi.Boşalan köylerde okullar kapandı çiftçilerin ortalama yaşı maalesef 55 olduğu ve gün geçtikçe kapanma noktasına gelen bu yerleşim birimleri on ilde yaşadığımız bu afet ile çok büyük oranda kapanacak olması kaçınılmaz gibi görünmektedir.
Oysaki cumhuriyetle birlikte kalkınmayı köylerde şiar edinen ATATÜRK ve onun devrimlerini anlayan bir nesil bu noktada bir çok çalışma yapmış ancak 1950'den sonra içleri boşaltılarak köydeki kalkınma hamlesi maalesef gerilemeye başlamış ve günümüze kadar gerileyerek bu noktaya gelmiştir.
Peki bu hamle devam etseydi ne olurdu derseniz;öncelikli olarak yaşadığımız bu depremden çok daha az etkilenirdik diye düşünüyorum.
Neden mi?
Köy Enstitüsü hakkında belli bir bilgisi olan insanlarımız da bilir orada öğretilen temel bilgilere baktığımızda depremden sanata, inşaattan uzaya kadar bir çok konuda daha ilkokul çağında çok önemli bilgiler verdiğini okul müfredatlarını okuyarak inceledim.Çünkü babam da bir Köy Enstitüsü mezunuydu.
Buradan ulaştığım sonuca, yaşayarak gördüğüm benim de ilkokul öğretmenim de köy enstitüsü mezunu olmasından dolayı, bu eğitim kadrosunun bilgi sahibi,ahlaklı ve vatansever insanlar olduğuna bizzat şahit oldum.Eğer bu eğitim sistemi ve vatansever kadroların önü kesilmeseydi ;bugün ne malzemeden çalan müteahhitleri,onlara göz yuman belediye personelini,yapı denetim firmasını,inşaatta çalışan işçiyi,malzeme tedarik eden esnafı,jeolojik olarak inceleyen mühendisi, oy için imar affı çıkartan siyasetçiyi konuşmayacaktık .Çünkü o nesil bu tür şeylere asla müsamaha göstermeyeceği gibi ola ki içlerinden birisi bunu yapmaya kalkacak olsa bile kesinlikle yanlış bir yerden mutlaka dönecekti.
Kısacası geldiğimiz noktada yaşadığımız büyük felaket sadece bir doğa olayı olan depremin nedeniyle oluşan enkazın değil ,cehaletin yaratmış olduğu enkazın altında kaldık.Tabi ki millet olarak buradan tek yürek olarak çıkacağımızdan en ufak bir şüphem yoktur.Ancak buradan alacağımız en büyük ders ise Cumhuriyetimizin temel felsefi olan FİKRİ HÜR! VİCDANİ HÜR! nesiller yetiştirmektir.