İfade Özgürlüğüne Bir Darbe Daha
Geçtiğimiz günlerde Halkevi Eskişehir şube binasına ''Geçinemiyoruz Zamlar Geri Alınsın'' şeklinde bir pankart asıldı. Zamların şiddetle can yaktığı, insanca yaşamanın ve geçinmenin imkansız hale geldiği, yetmezmiş gibi ekonomik krizin her geçen gün daha da derinleştiği şu günlerde ''geçinemiyoruz'' demekten daha normal bir şey olamaz herhalde değil mi? Ama ne oldu? Valilik bu pankartı sakıncalı buldu ve kaldırttı. Yetmiyormuş gibi bir de üst sınırdan 18 bin lira para cezası kesti. El insaf! Bu pankartta herhangi bir şiddet ifadesi var mı? Yok. Herhangi bir ayrımcılık veya ötekileştirme var mı? Yok. Hakaret var mı? O da yok. Ee o zaman nedir bu pankartın sakıncası? İnsanların geçinememekten, pahalılıktan şikayet etmesi de mi suç oldu!
Sanki memlekette demokrasi kaldırılmış gibi sanki diktatörlükle yönetiliyormuşuz gibi konuşanın, şikayet edenin hemen hesabı kesiliveriyor. İnsanları hem fakirlik ve çaresizliğe sürüklemek hem de onların ifade özgürlüklerini ellerinden alarak seslerini kesmeye çalışmanın çok kötü sonuçları olabilir. Hükümet burasının bir Orta Doğu Arap diktatörlüğü değil, Türkiye Cumhuriyeti olduğunu hatırlamalı, yok hatırlamıyorsa biz vatandaşlar olarak hatırlatmalıyız. Demokrasiyi, cumhuriyeti ve özgürlükleri korumak en temel vatandaşlık hakkı ve görevidir.

PCR Testi Kalktı Müzik Yasağı Kalkmadı
Aşı olmayanlar için devrede olan seyahat, iş yeri, okul, etkinlik vs. organizasyonlara katılmak için PCR testi yaptırma zorunluluğu kaldırıldı. Bu demek oluyor ki hükümete göre salgın bitti ve artık sürü bağışıklığı yöntemine geçtik. Sonra dediler ki ''Pardon, uçaklarda PCR testi zorunluluğu tekrar geldi''
Bunu görünce salgının en yoğun dönemlerinde hükümetin yapmış olduğu anlaması son derece güç olan kararnameler geldi. Bu da öyle bir şey olmuş. Bu virüs denen illet uçakta bulaşıyor da trende bulaşmıyor mu, otobüste bulaşmıyor mu? Bilim kurulundaki uzmanlar cevaplasın.
Neredeyse tüm tedbirler kalktı ama en önemlisi ve en gereklisi devam ediyor neyse ki. Nedir o en önemli ve en gerekli tedbir? 12'den sonra müzik yasağı tabii ki! Virüsün en bulaşıcı olduğu ortam müzikli ortamlardır. Çünkü virüsler müzikten yayılan ses dalgalarının içine gizlenerek insanın kulağından içeri girerler ve kulak burun boğaz dediğimiz bölgede yuvalanarak insanı hasta ederler. İşte şimdi anladınız mı neden yasak olduğunu?

Dünya Ekonomisi Enflasyon Baskısı Altında
Enflasyon sorunu sadece Türkiye'de yok. Global çapta ciddi bir enflasyon oluşumu var hemen hemen her ülkede. Bunun sebebi pandemi dönemini en az hasarla atlatmak, sektörleri ayakta tutmak ve pandemi nedeniyle işini kaybedenlere destek olmak adına fazlasıyla para basılarak piyasalara enjekte edilmesi. Pandemi döneminde özellikle gelişmiş ülkeler piyasaya bol miktarda nakit pompaladı ve sektörler ayakta kalabildi. Ancak bunun da bir karşılığı olacaktı tabii ki. Bu fazladan basılan paralar tüm ülkelere enflasyon olarak geri döndü. Enflasyon paranın değer kaybetmesi demektir ve bir şey ne kadar çoksa değeri de o ölçüde azalacaktır. Peki bu enflasyonu düşürmek için neler yapılabilir? Birincisi üretim miktarı ve çeşitliliği artırılarak, yani piyasaya mal arzı arttırılarak paraya tekrar alım gücü kazandırılabilir. Böylece enflasyon da yok olur. Ama kısa vadede bu mümkün olmadığından faiz artışına gidilebilir. Faiz artışı piyasadaki nakit akışını azaltarak paranın merkez bankalarına geri akışını sağlayacağı için bu da enflasyonu düşüren bir etki yapacaktır. Bu sebeple dünyadaki hemen hemen tüm ülkeler faiz artışına gidecektir.
Türkiye ise dünyada en fazla enflasyona sahip ülkelerden biri ama hala faiz indiriminde ısrar ediyor. Bu politikanın bedelini 2021 yılında ödedik. Ama bu politika 2022 yılında da izlenirse bedeli çok daha ağır olacak. Çünkü başta ABD ve Avrupa olmak üzere global ölçekte faiz artışları yaşanırken biz faiz indirmeye devam edersek çok çok ciddi bir ekonomik çıkmaza girebiliriz. Hükümetin bunu fark edebileceğinden pek umudum yok ama birilerinin çıkıp artık frene basması gerekiyor.

Bu arada ABD ve Avrupa'nın rahatsız olduğu, hükümetlerin şiddetle eleştirildiği ve akabinde merkez bankalarının alarma geçtiği enflasyon oranları şu şekilde: ABD %7, Almanya %5.3, Fransa %3.4, İspanya %6.7, İtalya %4.2. Şimdi bu ülkelerin acilen tedbir aldığı ve herkesin şikayet ettiği enflasyon oranlarına bakın bir de bizdeki %80'lere çıkmış enflasyona rağmen hükümetin takındığı tavra bakın? Dünya %5 enflasyon var diye alarma geçerken biz %80 enflasyona rağmen aşırı derecede para basmaya ve faiz indirmeye devam ediyoruz. Yani ekonomik olarak intihar ediyoruz…

Kitap Tavsiyesi: Sokrates'in Savunması (Platon)
Haftanın Sözü: Özgürlüğün en büyük düşmanı, halinden memnun kölelerdir. (Che Guevara)