Terzi söküğünü dikemez hesabı, Eskişehirli turizmci de burnunun dibindeki turizm beldelerine tur organize edemiyor, etmiyor… Dünya destinasyonu Han ilçesi de bu turizm hazinelerinden bir tanesi. Uluslar arası turistlerin çok iyi bildiği, Eskişehirli seyahat acentaları ve gezginlerin ise hak ettiği önemi vermedikleri Han'dayız bu hafta.

Eskişehir'e yaklaşık olarak 80 km uzaklıkta bulunan, sadeliği ile dikkat çeken manzaralar eşliğinde gidilen Han, uygarlık tarihini ilgilendiren kültürel, doğal zenginliklere ve lezzet renklerine sahip.

Hıristiyan kültürü açısından da stratejik bir öneme sahip olan bu güzel ilçemiz tarihi ticaret ve kervan yollarının kesiştiği bir noktada konumlanmış durumda. Kral Yolu/Kutsal Haç ve Sefer Yolu hattında bir yerleşim merkezi olan Han'ı özellikle Hıristiyanlar ziyareti ihmal etmiyor.

Köklü bir geçmişe sahip olan turizm gözdesi Han, kaynaklarda Kakkabocome, Kakkabas, Hüsrev Paşa Hanı, Hanköy, Hüsrev Paşa Köyü, Yenihan (Çamlıbel – Kızılkilise), Çifterlû (Çifteli), Han Barcunlu olarak anılırken i1990 yılında çıkarılan 3644 sayılı Kanun ile HAN olarak kayıtlara geçmiş durumda.

Han'ı ziyaret edenler ilçenin köklü geçmişi ile sarhoş oluyorlar adeta. Hititlere kadar uzanan zengin bir maziye sahip olan Han, Erten Höyük, Karaağaç Höyük, Kulapa Höyük (Bakır Çağından II. Bine kadar tarihlendirilir) ile Yazılıkaya'daki Midas antik yerleşkesinin doğuya bakan yamaçlarındaki kayalara işlenmiş Hitit Rölyefleri, Hitit kalıntıları ile gezginleri şaşırtıyor. Ne yazık ki dünya gezginlerine Eskişehirli gezginler eşlik edemiyor. MÖ.3500'lerde kentsel yaşamın olduğu kültür turizmi cenneti Han'ı ziyaret etmek için niçin bu kadar geciktik, anlaşılır gibi değil…

Dünya tarihinin en çok ilgi gören uygarlıkları arasında yer alan, mitolojik öykülerden müziğe, Fransız Devriminden çizgi kahramanlara, tıptan el zanaatlarına, ülke paralarına kadar bir çok alanda derin izler bırakan Friglerin de misafir olduğu Han uygar dünyada da bilinirken biz Eskişehirliler niçin bu uygarlık hazinesini ziyaret etmiyoruz?

Tarihi topraklarına nakış nakış işlemiş olan Han'ın ilk önemli ziyaretçileri MÖ 1200 yıllarında Balkanlardan gelen Frigler. Bu zanaatkar ve savaşçı topluluk Hitit egemenliğine son verip Gordion'u kendilerine başkent yaparken Han bölgesini de diniz merkez olarak seçmiş kendisine. Tarihçi Heredot'un açıklamalarından da anlıyoruz ki; üzümünden ve bağlarından övgü ile bahsettiği Yeşil Vadi, Sağlıklı Frigya (Phyrgia Salutaris) Han'ın verimli topraklarıdır.

Şu ana kadar ihmal ettiğimiz bu ünlü ilçenin gerek merkezi gerek yakın çevresi ayakta kalmış kadim yapı ve yerleşkeleriyle gezginleri cezp ediyor. Anıttaki yazısı hala gizemini koruyan, dünyaca ünlü Yazılıkaya (Midas City) ve Midas Anıtı, Hüsrev Paşa Camii, Hüsrev Paşa Hamamı, Hüsrev Paşa İlkokulu, Meydan Çeşmesi, Yer Altı Şehri, Antik Kervan ve Sefer Yolu, Kral Yolu, Kulapa, Karaağaç, Erten ve Yazılıkaya höyükleri, 40'a yakın Hitit, Frig, Roma-Bizans yerleşim birimi ve kalıntıları ilçenin uygarlığa sunduğu birbirinden değerli hazineler…
Tarihimiz açısından baktığımızda Bağdat seferine çıkan IV.Murat'ın Vezir-i Azam-ı Hüsrev Paşa'nın Han'a önem verdiğini görüyoruz; 350 odalı kervansaray, cami, çeşme, hamam o dönem yapılan eserler arasındadır. Cumhuriyet döneminde de Han, kültür hazinesi ve verimli topraklarıyla bilinirken ne yazık ki günümüzde turizmi doğru okuyamama nedeniyle hak ettiği ilgiyi görmüyor.

Şimdi de günümüz açısından bakalım Uygarlık beşiği Han'a; bu güzel belde de doğa ve turizm değerlerine katkı sağlamak amacıyla yeni girişimiler mevcut. Han Belediyesi öncülüğünde 60 dekara lavan ekilmiş, Kadın Kooperatifi tarafından da hasadı yapılan lavantalardan sabun imal edilirken , Anadolu Üniversitesi işbirliği ile lavanta yağı ve suyu da çıkarılıp satılıyor. 2000 nüfuslu bu ilçede yapılan bu kutsal çalışmaların farkında değiliz. Eskişehirli gezginler Haziran aylarında Isparta vb. illere lavanta tarlalarında fotoğraf çekmek için turlara katılırken 80 km uzaklıktaki lavanta ve şakayık cenneti Han'dan haberdar değiller.
Doğal peyniri, tereyağı, kaymağı ile Eskişehir lokanta, kafeterya ve kahvaltı salonu işletmecileri için de büyük bir potansiyele sahip olan Han'ın doğal lezzetleri de bilinmiyor. Şehrimize gelen lezzet severlere niçin büyük marketlerin katkılı, suni lezzetlerini sunuyoruz da Han'ın hala doğallığını koruyan lezzetleri ile niçin onları buluşturmuyoruz? Hanlı lezzet üreticileri sadece 80 km uzağımızda, tüm doğallıklarıyla…
Evet yazımızın son bölümünde ilk önce şehir seyahat acentalarımıza seslenelim; 'Han ilçesi tur programlarında mutlaka yerini alması gereken, gezginlere Hitit, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu, Emevi, Osmanlı uygarlıklarının hazinelerini sunan, gurme turları için potansiyel arz eden, doğa turizmine lavanta ve şakayık tarlalarıyla katkı sunan eşsiz bir destinasyondur; bu gözde belde sizleri ve turistlerinizi bekliyor'; şehir yeme-içme işletmecilerine de şu bilgiyi verelim; lezzet durağı bu ilçenin peynir, tereyağ ve kaymağı gurmelere gönül rahatlığıyla servis edebileceğiniz ve yüksek memnuniyet alacağınız doğal lezzetlerdir, bölge üreticileriyle vakit kaybetmeden kuracağınız temaslarla toplam kaliteyi kolay bir şekilde yakalayabilirsiniz; hem siz kazanırsınız, hem üretici kazanır, hem de gurme/turist memnun döner…
Han'da buluşmak dileğiyle…