Yıl 2023. Aradan 24 yıl geçmiş. Felaketin boyu değişmiyor. Hep aynı zihniyet. Bu bir doğal afet ama, bu kadar fazla insanın ölmesinin tek sebebi doğal afet değil elbette…
Türkiye'de ise hazırlık, denetim, tedbir gibi kelimeler sadece sözlüklerde yer alıyor. Kağıt üzerinde her şey tas tamam.. Bu da 24 yıl sonra felaketin boyutunu değiştirmiyor.
Gazeteci Fatih Altaylı'da bu durumu; 'Siz de bir zamanlar muhaliftiniz' diyerek dile getirdi. Öncesinde de paylaşım yapmıştı. Bu gün herkesi susturmaya çalışan iktidar ve iktidar medyası 1999 depreminden sonra o günün iktidarına neler demişti.. Gayet net hatırlıyorum. Çok istiyorlarsa herkese hatırlatırım! diye rest çekiyor..
****
Tabiiki bu söylemler önemli. İnsan görünüşüyle karşılanır, kültürüyle uğurlanır.
17 Ağustosta Ecevit'in başbakanlığında iktidar henüz 4 aylık iktidardı… Bunu göz ardı etmeyin.
Ne yapabilirdik?
O günkü, gazetelerin ilk saflarından bir hatırlatma.

4 aylık iktidarın koalisyon ortağı ve başbakan yardımcı olan MHP Lideri Devlet Bahçeli' de 24 ağustos 1999'da TBMM'sinde yaptığı konuşmasında, Dünyanın dört bir yanında zaman zaman değişik tabii afetler yaşanmaktadır. Ancak, birçok ülke, bu afete karşı hazırlıklı olmayı öğrenmiştir.
Bu hazırlık, depremi önceden haber alma şeklinde değil, depreme dayanıklı binalar yapmak veya deprem bölgesi dışında iskan gerçekleştirmek şeklinde olmaktadır.
****
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan resmi sosyal medyasında; '17 ağustos 1999 depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyor, aradan geçen 23 yıla rağmen acıları hiç dinmeyen yakınlarının hüznünü yürekten paylaşıyorum.
Bir daha aynı trajedilerle sınanmamak için yürüttüğümüz çalışmalara kararlılıkla devam edeceğiz' demişti.
****
Erdoğan 21 Ekim 2017'de, 'Biz bu şehre (İstanbul) ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz' demişti. Kuşkusuz ihanet edilen şehir sadece İstanbul değil, bütün şehirler, tüm ülkeydi... Belediye başkanlığı döneminde İstanbul'a girişin izne tabii olmasını savunuyordu. O zamanlar doğruydu söyledikleri.
Sonra o sözünü unuttu.
İstanbul doldu taştı. Kadere inanıyorlardı. İnşallah, maşallah dediniz mi alkış alıyordunuz. Sandıklar patlatılıyordu.
AK PARTİ betonlaşma üzerinden kalkınma modelini benimsemişti. Bunun seçmende de karşılığı vardı. Başını sokacak bir ev…
Hayali bile yeter.
Bir umut.İktidar oluyordunuz.
****
Fotoğrafın dili

AK parti ve Devlet ricali bir arada.
Cumhurbaşkanı kürsüde konuşma yapıyor.
Kışlıklar sırtlarında.
Kürsünün önünde çocukları dizmişler. Üzerlerinde hiçbir şey yok.
Yazıklar olsun!
Başka söze gerek yok!
Kaderimiz!