Gündelik hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen İnternet ve sosyal medya platformları her yeni teknoloji gibi birçok yasal problemi de beraberinde getirdi.
İktidarlar hem bu yasal problemleri çözmek hem de İnternet gibi güçlü bir alanı kontrol altına almak için çeşitli yasal düzenleme yapmak zorunda.
Bugünlerde mecliste görüşülen internet yasasının meclis görüşmelerine baktığımızda toplumun adeta karpuz gibi ikiye bölündüğünü görüyoruz!
Muhalafetin'Sansür Yasası' iktidarın ise 'Dezenformasyon Yasası' olarak tanımladığı yasanın 14 maddesi genel kuruldan geçti.
Sizler bu yazıyı okurken bugün mecliste kalan 26 maddenin görüşmelerine devam edilecek.
Muhalefet milletvekillerinin verdiği değişiklik önergelerinin hiçbiri dikkate alınmadı.
Oysaki yasa toplumun tüm kesimlerini ilgilendiriyor.
Dağdaki çobanın bile elindeki akıllı cep telefonu sayesinde internet kullanıcısı!
Neyse…
İşin uzmanı hukukçuların söylediğine göre bu yasanın en çok tartışılan maddeleri arasında 'Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçlaması ile 29. madde yer alıyor. Muallak gerekçeleri ile dikkat çeken maddeye göre bir kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilecek.
Uzmanlar bu yasanın bu haliyle Meclis'ten geçmesi durumunda toplumu bekleyen tehlikeler üzerine şöyle bir değerlendirme yapılıyor.
'Bu yasayla birlikte insan hakları ve haberleşme özgürlüğü kapsamında kamuoyuna duyurulan raporlar kamuoyuyla buluşması engellenebilir olacak. Bu durum tüm sivil seslerin susturulması, sivil toplum örgütlerinin çalışamaması ve verilerini kamuoyuyla paylaşamaması demek.'
Olumlu yönü ise,internet basınında çalışan meslektaşlarımıza gazeteci statüsü kazandırması ve bu yolla basın kartı sahibi olmalarının önünün açılması.
Bir başka olumlu yanı da internet haber gazeteleri basın ilan kurumundan ilan alıp gelir elde etmiş olması.
Evet… Maddeler meclisten geçiyor geçmesine de milletvekillerinin yaptığı eylemler,tartışmalar dikkatimizi çekiyor.
Bazı milletvekillerinin meclis sıralarında ellerinde ki dövizlerle yasayı boykot ettiklerini,engellemeye çalıştıklarını görünce bu yasa üzerine objektif düşüncelerimizi yazmak istedik.
Siz kıymetli okuyucularımıza yazılarımızı ulaştıran aramızda köprü vazifesi gören başta Eskişehirdenhaberolmak üzere ,EskişehirYenigün,Kuşakkaya,gumushane.gn.tr gibi internet haber ve gazete sitelerimizbu düzenlemenin kapsamı alanı içerisinde.
O sebeple internet yayını yapan herkesin gözü kulağı meclise çevrilmiş durumda.
Hepimiz biliyoruz ki içinde bulunduğumuz çağ internet, bilgi ve teknoloji çağı.
Çağı iyi okuyamayan,kendini geliştiremeyen toplumlar maalesef çağın gerisinde kalıyor. Diğer gelişmiş ülkelere iyi bir ticari pazar olabiliyor.
Geçmişte bunun örnekleri yaşandı.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de internet medyası her geçen gün büyümekte ve etki alanını genişletmekte.
Ülkemiz yaklaşık 27 yıldır internet kullanımı açısından dünyada önemli bir konumda.
Şöyle ki, en son yapılan bir araştırmaya göre 16 yaş üzerinde 28-30 milyon civarında insan internet kullanmakta.
3.1 milyon kişisel bilgisayar mevcut.Türkiye MSN kullanımında ABD ve Brezilya'dan sonra dünya üçüncüsü.
15-25 yaş arası gençler günde ortalama 6 saatlerini internette geçirmekte. Bu zamanın önemli bir kısmı e-posta alışverişi, haber okuma ve sosyal paylaşım sitelerinde harcanmaktadır.
Bizimde yıllardır içinde olduğumuz ve yakın dostlarımızdan gördüğümüz kadarıyla bu sektör, bir kuruş devlet desteği almadan yetmedi basın kartına sahip olmadan bugünki gücüne erişti.
Kendi öz kaynakları ile alabildiği hatır reklamları sayesinde yaşamını sürdürmekte ve habercilik yapmaktadır.
Aslında neresinden bakarsanız bakın bu bir başarı hikayesidir.
Böyle bir sektörün yasal dayanağının olmayışı kötü niyetli insanların ekmeğine yağ sürdü.
Özellikle toplumu rahatsız eden, internet haber ve sosyal medya yayıncılığında son dönemin ana konusu 'yalan ve asılsız haber','nefret',tehdit,hakaret gibi suçların işlenmesi.
Bir anlamda klavye kahramanlarının sınırsız saldırı alanı!
Gerçeğe dayalı haber demokrasiyi güçlendirirken,çarpıtma ve yalan üzerine kurulu habercilik topluma büyük hasarlar ve zararlar vermektedir.
Dolayısıyla bir hukuk ülkesindeinternet medyasının hukuki altyapısının oluşturulması yasal düzenleme yapılması bize göre zorunluluktur.
Ancak bu yasa yapılırken tüm tarafların görüşleri önerileri alınmalıydı.
Maalesef ülkemizde demokratik olan bu yol pek tercih edilmiyor.
Neyse…
Muhalefetin en çok itiraz ettikleri husus yasaklarla, cezalarla haberciliğin ve ifade özgürlüğünün önünün kesilmesi.
Bunu hiç kimse kabul etmez!
İnternetin,sosyal medyanın adeta kılcal damarlarımıza kadar girdiği bu zamanda iktidarın 'Ben yaptım oldu.' mantığı ile hareket etmemelidir.
Çok iyi biliyoruz ki 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu. Bu kanun çıkarıldıktan sonra onlarca değil yüzlerce kez değiştirilmek zorunda kalındı.
Yarın bu yasa ile ilgili böyle sorunların çıkmayacağının garantisini kim verebilir?
Netice olarak demek isteriz ki; ülkeyi idare eden yöneticilerin öncelikli hedefleri,gündelik hayatımızın vazgeçilmezi olan internetin,biz kullanıcıların yararını gözetmek ve herkesin eşit koşullar altında, özgür olarak İnterneti kullanabilmesini sağlamak olmalıdır!
Eğitim, iletişim, eğlence, hizmet, ticaret gibi özellikleri bulunan ve dünyadaki en global kavramlardan biri olan internetin faydalarını kenara itip sadece zararlarını ön plana çıkarmak, interneti suç ile özdeşleştirmek doğru bir yaklaşım da değildir.
Zararlı etkilerin en aza indirilmesi için önlemler alınması gerektiği su götürmez bir gerçektir ancak bunların sansür dışındaki yollardan yapılması bizce daha mantıklı olanıdır.