Fikir alışverişi.
Eskiden pek kullanmazdık. AKP ile birlikte dilimizden düşmez oldu.
İstihare, temayül, teamül vs.
İyi ki AK Parti iktidara geldi. Neredeyse eski Türkçeyi unutacaktık!
Bazı unutulan kelimeleri bizlere hatırlattı. Yeni nesil doğru dürüst kelime de kullanmıyor. İfade ederken zorlanıyorlar.
Sosyal medyada varlar. Onları bende anlayamıyorum.
Maşallah! Kılıktan kılığa giriyorlar.
Avatarlarına bakıldığında, terkibinde yok yok.
Her şey var.
****
AK Parti, istişare ile kurulmuş, bugüne kadar da her seviyede ve zeminde, istişare kültürünü yaşatmış bir partidir.
Diyorlar.
Merak ettim! Öylemi diye.
Mesela, milletvekilleri istişare ile mi belirleniyor.
Hayır.
Mesela, atanan bürokratlar istişare ile mi belirleniyor?
Hayır.
Banka yönetimlerin kurullarına atananlar istişare ile mi belirleniyor.
Hayır.
Yoksa kızılca hamamda mı istişare ediliyor.
Bilmiyorum.
Merak bu ya.
Bundan böyle, milletvekilleri istişare ile mi belirlenecek?
Bilmiyorum.
Kimin külliyede yakını varsa, etkili isimleri varsa, onlar ipi göğüsler.
İstişare mi dediniz!
Efendim! Duymadım.
****
Muhalefette de, istişare sözü de geçerli akçe olmaya başladı.
Yuvarlak masada da bilmem kaçıncı kez hep istişare ediyorlar.
En son yuvarlak masadan 84 maddelik kısmi anayasa teklifi geldi.
Sonuç?
Farklı dünyaların insanları.
Bence istişare kültürünü en iyi bilen Saadet partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu.
Aldığı oy' a bakmayın siz.
Özgül ağırlığı oldukça fazla.
Sol' a bakan bile yok..
****
Efendim diye başlıyorlar sözlerine. İstişare ve Değerlendirme Toplantımızı gerçekleştirdik.
Kendi üyelerinin bile haberi yok.
Üstten alta doğru bir dayatma.
Ne konuştunuz neyi değerlendirdiniz?
Ya geleceksin ya da gideceksin!
Ne diyelim. Hayırlı olsun!

İstişare demek danışma demek.
O kadar çok danışman var ki?
Danışılacak ne var ki?
Maksat sosyal medya pozu verelim.
Herkes danışman.
****
Kim? kime danışıyor!.
Hepsi numara.
İstişare ettik diyorlar.
İstişare bir iletişim biçimi.
Fakat öyle olmuyor.
İstişare edebilmek için üst düzey bilgi sahibi ve fikir sahibi olmak lazım.
Tartışmanın usul ve adabın bilmek lazım.
Mesele burada.
Bu ayarda kim var zannediyorsunuz?
Sağdan say, soldan say, sınırlı sayıda entelektüel insan var.
Belki de daha çok vardır.
Bilmiyorum.
Ne? Diyelim!
Demek ki, maarif ten geçmiş marifetli danışmanlar var!
Sağı solu fark etmiyor.
*****
12 Eylül ezdi geçti bizim neslimizi.
Peki, 12 Eylül neden yapıldı?
Siz sağ sol çatışması mı zannediyorsunuz?
Vah vah!
O senaryonun bir parçasıydı.
O kadar çok yazıldı ki.
Geçmişin yankıları bugün ruhumuza sinmiş durumda.
Çektiklerimizin altında,12 Mart ve 12 Eylül cuntasının cehennemlik günahları var.
Vesayetçi bir Militarist rejim uurldu.
Tarihin sayfalarında işkence var.
Hukukun katledilmesi var.
İnsan haklarının ihlalleri var.
Sendikaların güçsüzleştirilmesi ve kaldırılması var.
STK' ların seslerinin kesilmesi var.
Şu cümle çok anlamlıydı.

Halit Narin ne demişti?
'hep işçiler güldü, artık biz güleceğiz' ! Sonra, tekstil patronu olan Halit Narin, bu kez 'devlet, özel borçlarımızın bir kısmını üstlensin' talebinde bulundu. Tekstil patronları, şirket batırıp kendi kasalarını doldurdular.
Bankaların içlerini boşalttılar.
O zaman çeteler devleti ele geçirmişti. Bankerler ortaya çıktı. 24 Ocak kararları acımasızca uygulandı. İşte liberalizm dedikleri şey buydu. Çünkü ciddi bir kamu kaynakları iç edilmiş, sermaye transferi gerçekleştirilmişti...
Sosyal-siyasal uyanış başlamıştı ve ancak askeri darbe ile önüne geçilirdi. Öylede oldu. Sermaye sınıfı güçlendirildi.
Özelleştirme döneminde insanlar açlığa mahkûm edildi..
Sesini çıkartan hapsi boyluyordu.
Toplum adım adım arabeskleştirildi. Varoş kültürünün sağcısı da, solcusu da batsın bu dünya bakış açısı ile yaşamı yorumlanıyordu.
Neyse, yazıyı fazla uzatmayayım. Seda sürekli ikaz ediyor.
Şimdi ne değişti ki? Hiç bir şey. Din, iman, ahlak borsasının oligarkları ve siyasal temsilcisi olarak patent haklarını kullananların tüm müptezelliklerini, her geçen gün politika arenasında görüyoruz.
Siyasal iktidarın sicil defterine bir amel hanesine bunlar otomatikman yazılıyor.
Dün mursiyi öldürmekle suçladıkları SİSİ yi bu gün el sıkışabiliyorlar.
Rabia çoktan unutuldu.
İhvancılık şimdilik pas geçiliyor. İsrael ile el sıkışılıyor..
Denklem yeniden kuruluyor.
Dün İmamoğlu için 'sisi' ye' mi oy vereceksiniz diyenler, bu gün hiç sıkılmadan el sıkışabiliyorlar..
Yüzlerce örnek var. Bunların birçoğu psikayrt araştırma konusu. Açıklamalrıda bir tuhaf..
Siyaset miş.
En iyisi mi veya boş ver abi dalgana bak fırsatçılığından hiç rahatsız olmuyorlar.
*****
İsmailağa' nın önde gelen şeyhinin kızından korkunç itiraflar: 6 yaşında evlendirildim, 7 yaşında tecavüze uğradım diyor ve 2012' de dosya tartışmalı bir şekilde kapatılıyor. Tam on sene geçmiş aradan...
Ey! Mütedeyyin Müslümanlar, muhafazakarlar hiç mi vicdanınız sızlamıyor, bunları da mı görmüyorsunuz?
Allah'ım aklıma mukayyet ol. Toplum travma geçiriyor. Ciddi bir Anksiyete bozukluğu var. Bunu gözlemliyorum.
Vatana millete geçmiş olsun!
Kralda çok kralcılar var.. Allah'ım aklıma mukayyet ol!