Semih Akdemir

Elazığ'da belki de sezonun en büyük balığını kaçırdık.
Art arda 2 galibiyetle son derece moralli gittik Elazığ'a. İnandık, umutluyduk.
'Bu sefer olacak' dedik.
Deplasmandaki ilk puanımızı alacaktık. Çok da yaklaştık buna.
Henüz daha 6'ncı dakikada havalandırdı fileleri Halil İbrahim. Erken gelen golle çok sevindik. Fıratcan acemice davranmasa farkın 2'ye çıkması hiçten bile değildi. Ancak 32'de son derece basit bir gol yiyerek soyunma odasına beraberlikle gittik.
İkinci yarının hemen başında Elazığ'ın öne geçmesi ile yıkıldık. Ceza sahasında bomboş bırakılan Mehmet Yiğit kafayla skoru 2-1 yaptı.
Dağıldık, koptuk oyundan.
'Toparladık, toparlayacağız' derken 55'de fark oldu üç...
Umutla gidilen deplasmanda bir anda 'Bir puan alsak iyi' demeye başladık ve dakika oldu 72. Furkan vurdu, top defanstan sekti ve kaldı Halil İbrahim'in önünde.
Halil İbrahim ve kaleci karşı karşıya… Affeder mi Halil? Affetmez!
Fark tek gole indi. Bu dakikadan sonra Es Es bastırmaya başladı. Bir gol daha lazım, bir gol. Baskıyı kurdu Siyah-Kırmızılılar ama bir türlü atakları golle süsleyemedik, sonuca varamadık.
Müthiş başladığımız maç hüsranla bitti!
Es Es, sezonun 6'ncı deplasmanından da boynu bükük ayrıldı.
'Milli araya moralli girelim' derken Elazığ'ı hayata döndürerek girdik.
Şimdi milli ara var, ardından ise zorlu Ümraniye maçı.
Olan oldu, ne yazık ki elden bir şey gelmiyor.
Bir an önce başlamalı ve sıkı bir şekilde hazırlanmalıyız Ümraniye maçına…