Topkapı Sarayı Müdürlüğü yaptığı sırada bir gün makamında otururken açık pencereden bir Kumru kuşunun girip bir avizeye konduğunu görür… Hiç kıpırdamadı ve öylece bekledi… Kuş biraz etrafa bakındıktan birkaç dakika sonra yanında başka bir kuş ile birlikte gelip yine avizeye kondular… O yine oturduğu yerde hiç kıpırdamadı ve 2-3 gün içinde kuşlar ağızlarında getirdikleri dal parçaları ile yuvalarını yapmıştı bile…

Kumrular onu görüyor, ürkmüyor, fakat odaya dışarıdan biri gelince pencereden uçup gidiyorlardı… Bu durumu fark etti ve hemen makam odasını karşısındaki daha küçük bir odaya yerleşti…

Günler sonra ziyaretine gelen gazeteci Savaş Ay bu durumu haber yapınca Ankara'dan telefonlar yağdı…

Her gelen telefonda 'Kuşları kovun, pencereyi kapatın odayı da temizletin' emirleri geliyordu…

'En azından yumurtalar çatlasın, sonra alıp bir yere koyarız' dediyse de dinletemedi…

En sonunda 'Ben yuvayı almam, siz beni görevden alın' dedi… Bu lafından 1 gün sonra kuşlar hisseder gibi kendiliğinden odayı terk etmişti… O ise bu hareketiyle hem devletten hemde halktan alkış almıştı… O kişi trafik kazasında hayatını kaybeden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Türk Tarih Profesörü, Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun Bey'di…

…/…
BOĞAZİÇİ'NDE KIRK YILIM…

'Boğaziçi'nde Kırk Yılım' isimli anı kitabında şunu da eklemiş Sayın Dursun: 'Bana yuva yık, odana geç' diyenlerin hiçbiri makamında kalamadı ama ben Ankara'da bakan yardımcısı ve Müsteşar olarak gittim… Biz bu makamlarda kalıcı değiliz, kuşlar ise hep uçmaya ve yuvalar kurmaya devam edecek…'

…/…

Hiç şüphe yok ki Boğaziçi dünyadaki en güzel manzaralı yerlerden birisi…

Yüzyıllardır hemen her şeye rağmen ayakta kalarak doğal güzelliğini bizlere sunmaya devam ediyor…

Merhum Haluk Dursun, Boğaziçi'nde Kırk Yılım kitabında, daha küçük bir çocukken Naima Sultan Yalısı'nda geçirdiği bir geceden bahsediyor… Hayatı boyunca süren Boğaziçi sevgisini samimi ve dahi zarif bir üslupla dile getiriyor…

Ezcümle, Boğaziçi medeniyetine dair bilgi birikimini yaşamından kesitlerle birleştirip bizleri de bu güzelliğe ortak ediyor… Yaşamadan yaşatıyor adeta, belki çok daha fazlası…

Çok daha fazlasını okumak istiyorsanız 'Boğaziçi'nde Kırk Yılım' kitabını şiddetle tavsiye ediyorum…
…/…
Diğer kitapları:
İstanbul'da Yaşama Sanatı; Nil'den Tuna'ya Osmanlı Yazıları; Tuna Güzellemesi; Osmanlı Coğrafyası'na Yolculuk; Ayasofya Müzesi Kültür Envanteri; Şehir ve Kültür: İstanbul; İncir Çekirdeği: Hereke'den Çıktım Yola; Medeniyet Köprüsü Beş Şehirli

…/…

'DİCLE'NİN, KARASU'NUN, ARAS'IN KUZULARINI ÇAKALLARA KAPTIRMAYACAĞIZ.'

Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, vefatından bir kaç sene önce Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesinde konuşma yaparken, bir anısını şöyle anlatıyor…