Hamidiye köyü, bir muhacir köyüdür... Sakinlerinin Osmanpazarı'ndan göç ettikleri bilinmektedir.[1]

Osmanpazarı günümüzde Omurtag adıyla anılmakta olup Bulgaristan'ın kuzeydoğu kesiminde, deniz seviyesinden 525 m. yükseklikte bir plato üzerinde Osmanlılar tarafından kurulmuş küçük bir kasabadır…

Burası, 1500 yılından itibaren Osmanlı yönetiminin son dönemine kadar (1878) idarî bir merkez olmanın yanı sıra bölgedeki Türk yerleşme yerlerinin önemli bir pazar yeri özelliği taşımaktaydı…

***

Şimdi bir virgül koyalım ve kısa bir hatırlatma yapalım…

Diğer araştırma yazılarımızda da ifade ettiğimiz üzere, Rıdvan Aras Bey'in ciddi orta-uzun vadeli (arşiv-kaynak) araştırmalarını, saha, kişi araştırmalarımız, söylenceler ve dahi istişarelerimiz ile yoğurarak güzel bir çalışma elde etmeye çaba sarf ediyoruz… Tüm bunları köşe yazıları olarak sizlere aktarıyor,Mihalıççık ve köylerinin tarihini ele alıyoruz… Ve nasipse köşe yazılarımızve daha fazlası kitaplaşacaktır…

Bu minvalde bugünkü durağımız Mihalıççık, Hamidiye, Yağaslan (Yağarslan) köyü…

Bugün Hamidiye köyüne dair belki de hiç gün yüzüne çıkmamış, hakikaten çok güzel bir araştırma yazısı sizinle olacak…

Tekraren ifade ve teşekkür edeyim 'emeğin büyüğü Rıdvan Aras Bey'indir…

Buyurun devam edelim…

TÜRK YERLEŞİMİ OSMANPAZARI…

XVIII ve XIX. yüzyıllarda Osmanpazarı'nın merkezi olduğu kaza yetmiş üç Türk köyünü içine almakta ve bunlar tamamen Türkler'le meskûn bulunmaktaydı...

Ayrıca Türkçe ad taşımakla birlikte çoğunluğu Hristiyan nüfusa sahip iki büyük yerleşme yeri vardı…

Bunlar kuzeyde Konak ile güneyde Çıtak köyleriydi…

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Osmanpazarı kasabası yakıldı, pek çok Türk'ün burayı terk etmesi yüzünden tamamen ortadan kalkma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı…

1887'de Bulgar sayımına göre kasabada sadece 3755 kişi oturuyordu…

Bu sayının 2332'si Müslümandı ve Türkçe konuşuyordu...

XIX. yüzyılda burada sekiz cami, birkaç medrese, tekkeler, bir hamam, yedi han ve bir kilise mevcuttu.[2]

1877- 78 savaşı, nüfus dengesini Türkler zararına altüst etmiştir…

Tuna cephesinde yedi ay süren bu savaşta, bir milyon kadar Türk, çok kanlı biçimde yerlerinden sökülüp göçe zorlandı...

Yarım milyon kadar Rumeli Türkü de daha 1877- 78 yıllarında katliamdan, açlıktan, soğuktan, salgın hastalıklardan kırıldı…

Böylece Bulgaristan'a bir vatan açıldı…

Savaştan sonra yerlerine dönmek isteyen Türk göçmenleri, Rus işgal kuvvetleri ve Bulgar çetelerince silahla karşılandılar ve tekrar geriye, anavatana sığınmak zorunda kaldılar.[3]

MİHALIÇÇIK HAMİDİYE (YAĞASLAN) KURULUŞU…

1877-1878 savaşı sonrasında baskılara direnerek yurtlarında tutunmaya çalışan bir grup da en nihayetinde anavatana sığınarak Hamidiye köyünü oluşturmuşlardır…

Kayıtlara göre; Hamidiye (Yağaslan) Köyü Mihalıççık ilçesine bağlı olarak 1893 yılında Rumeli'den gelen göçmenler tarafından kurulmuştur.[4]

28 Mart 1903 tarihindeki kayda göre, Mihalıççık Kazası'na bağlı Bağaraslan adlı bölgede 199 nüfuslu Rumeli muhaciri yerleştirilmiştir…

30 hane, 10 samanlık, 1 ahır, 1 ağıl, 1 sıbyan mektebi, 1 cami-i Şerif, 1 çamaşırhane inşasıyla Hamidiye köyünün meydana getirildiği anlaşılmaktadır.[5] Denilmektedir…

İkinci kayıt gerekli inşanın tamamlanıp köye yerleşimin sonuçlandığını, iskanda hazır bulunan köyün isminin II. Abdülhamid'e nispetle Hamidiye olarak değiştirilmesine ilişkindir…

Talebin neticesinde, 29 Nisan 1903 tarihinde de isminin Hamidiye olarak kesinlik kazandığı anlaşılmaktadır.[6]

KÖYÜN ESKİ ADI YAĞASLAN, BAĞASLAN…

Akademik çalışmada, Köyün eski adının Yağaslan ve Bağaslan olarak iki ayrı biçimde kullanıldığı görülmektedir…

937 (1530) tarihli tapu tahrir defterinde yer alan dizinde 'Bağ-Arslan' adıyla 'MihaliçlıkKazası'na bağlı bir köy bulunmaktadır.[7]

Ancak 937 (1530) tarihli tapu tahrir defterinin orijinalinde köyün adının 'Bağ-Arslan' ya da 'Yağ-Arslan' adıyla yer alışının belli olmaması veÖnder-Kırlı tarafından verilen kaynağın görülmemesi nedeniyle köyün eski adının 'Bağ-Arslan' ya da 'Yağ-Arslan' olması ile ilgili yorum yapılamamaktadır.[8] Denilmektedir…

Nişanyan Yer Adları, Türkiye Yerleşim Birimleri Envanterinde, 'Eski adı: Yağarslan[ Tr yağısıyan? 'düşmankıran']' olarak yer almaktadır.[9]

Gerçekten de, tarihte, Haçlı Seferinde, 1093 yılında Antakya kentinin Türk yöneticisi Yağsıyan,[10]Emîr Gazi'nin (Melik Gazi)'nin oğlu Yağıbasan[11] ve Danişmend Hükümdarı Sultan Mesud'un damadı Yağıbasan'a[12] rastlamaktayız…

Günümüzde Tokat Reşadiye'de Yağıbasan'aithafen isim alan Yağısıyan köyü[13], Seyitgazi ilçesinde eski adının Yağıbasan olduğu ifade edilen Yarbasan köyü ile Tokat'ta Yağbasan Medresesi mevcut bulunmaktadır.[14]

Osmanlı dönemi arşiv belgelerinde Yağbasan (Yağıbasan) adıyla YörükantaifesindenKengıri, Canik ve Konya sancaklarında, 16. yüzyıl tapu tahrir defterinde Yağı Basan adıyla Varsak Boyuna mensup olarak Sivas Kazasında bir cemaat bulunmaktadır.[15]

YAĞARSLAN DAĞI…

Nitekim köyün hemen yanındaki 1435[16] metre yüksekliğindeki dağın ismi, tüm kaynaklarda Yağarslan olarak geçmektedir…

Gerek dağın adı, gerek akademik çalışmalarda ve gerekse halk arasındaki kullanımının 'Yağarslan' olması, isminin 'yağsıyan' veya 'yağbasan' gibi Türkçe bir kökenden geldiği ihtimalini ortaya koymakta, ancak yukarıda belirtildiği üzere 'Bağarslan' kullanımının da olması her iki adın da köyün bulunduğu bölge ve köyün eski ismi için geçerli olduğu sonucuna ulaştırmaktadır…

VAKIF KURULMUŞ…

Köy kurulduktan hemen sonra bir vakıf meydana getirildiği görülmektedir…

Muhacir vakıflardan biri olan Hacı Ömer Ağa b. Abdullah Mihalıççık Kazası'na bağlı Hamidiye Köyü'nde ikamet etmektedir.[17]

Hacı Ömer Ağa, tanesi 100 kuruş değerinde olan (Osmanlı lirası - 17 bin kuruş) Osmaniyi yeri ve ismi belirtilmemiş olan caminin tamiri için vakfetmiştir…

Paranın kalan kısmının, cami için akar satın alınıp asıl mala eklenmesi şartıyla istirbah edilmesini istemiştir.[18]

MACIR KÖYÜ HAMİDİYE VE DİL ATLASI…

Ayrıca, Yer Adları, Türkiye Yerleşim Birimleri Envanterinde, köyün Kırım veya Volga Tatarı yerleşimi olduğunu belirtmekte, Eskişehir İli Dil Atlası Çalışmalarındaki ilk tabloda, köyün bulunduğu yer Nogay Tatar dil grubunda işaretlenmiş bulunmaktadır.[19]

Etnik durum teyit edilememekle birlikte, kayıt ve akademik çalışmalarda yer alması sebebiyle yazıya alınmıştır…

Nitekim 2013 yılında aynı araştırmacılar tarafından yürütülen saha araştırması neticesinde 2015 yılında hazırlanan raporda, köyün 25 haneden müteşekkil 73 kişiden meydana gelen nüfusunun 25'inin muhacir olduğu kayıt altına alınmış[20], Dış Göç Yoluyla Gelen Türk Kökenli Unsurları belirten iki numaralı haritada köy muhacir olarak işaretlenmiştir.[21]

İlk kuruluş döneminde 199 nüfusa sahip olan köy, göçler sebebiyle azalmış olup, 2019 yılında nüfusu 71'e kadar gerilemiştir.[22]

Muhacir kavramı, genel anlamda batıdan Anadolu'ya göç edenleri ifade etmesi yanında, dar anlamda daha ziyade Bulgaristan ve Yunanistan'dan göç eden etnik Türkleri ifade bir kavram olarak ve halk telaffuzunda 'macır' olarak kullanılmaktadır…

Bu bakımdan Hamidiye, Mihalıççık sınırları dahilindeki tek muhacir (macır) köyü olma özelliği taşımaktadır…