Eskişehir İl Müftü Yardımcısı İsrafil İĞDE'nin yazısı

Değerli okuyucularımız, Pazarcık ve Elbistan merkezli iki büyük depremi yaşayan vatandaşlarımıza yardımcı olmak için Eskişehir il ve ilçe müftülükleri olarak Osmaniye'de bulunduğumuz şu günlerde bir yandan siz değerli Eskişehirlilerin çok anlamlı yardımlarını, bu büyük felakette evlerini ve içindeki eşyalarını topyekûn kaybeden, çadırlarda yaşamak zorunda kalan depremzedelere ulaştırırken diğer yandan onların acılarını paylaşmaya manevi destek hizmeti vermeye devam etmekteyiz.
Üç aylar içerisindeyiz ve mübarek zaman diliminde duaya çok ihtiyacımız var. Duaların çokça kabul edildiği önemli istasyonları bize lütfeden Rabbimiz bu Cuma akşamında Mirac kandili istasyonunu bizleri dua yapmaya davet edecek. Rabbimizden yapılacak duaları kabul eylemesini niyaz ediyorum.
Sevgili Peygamberimiz enkaz altında ruhunu teslim eden depremzede kardeşlerimizin şehit olduğunu müjdeliyor (Muvatta, Cenaiz36; Ebu Davud, Cenaiz 15). Rabbimiz bu kardeşlerimizi şehitler arasına dahil eylesin, yaralılara acil şifalar ihsan eylesin.
Bu gün Hicri takvime göre mübarek Recep ayının 27.günü /Miladi takvime göre 17 Şubat Cuma günü Miraç Kandili'dir. Miraç, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimiz'in gecenin bir vaktinde Mekke'deki Mescid-i Haram'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya, oradan da göklere seyahat ettirildiği, en sonunda da alemlerin sahibi olan Yüce Rabbimizle mülaki olduğu mübarek bir gecenin adıdır.
Her şeyin sahibi ve her şeye gücü yeten Allah Kur'an-ı Kerim'de, 'Kulu Muhammedi bir gece Mescid-i Haram'dan kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür' (İsra,1) buyurmuştur.

Yani Allah-u Teala insanlar arasından peygamber olarak seçtiği kulu Hz. Muhammed Mustafa'yı (s.a.s.) huzuruna davet edip adeta görev fermanını vermek için Mescid-i Haram'dan bütün peygamberlerin toplandığı yer olan Mescid-i Aksa'ya götürüp bütün peygamberlerle görüştürmüş, onların tebliğ etmekle görevli olduğu dinlerine varis olduğunu gösterdikten sonra Sidretü'l-Münteha'ya, oradan Kab-ı Kavseyn'e kadar mülk ve melekûtunda gezdirmiştir. Gördüğümüz ve görmeden iman ettiğimiz dünya ve ahiret alemlerini göstermiştir.
Sevgili Peygamberimizin hadislerinde detaylı bir şekilde anlatılan bu mucize ile müşrikler hemen Hz.Peygamber (s.a.v.)'i küçümseyerek ve alaya alarak onu inananlar arasında itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Miraç olayı müşriklerin batılda inatlarını ve Müslümanlara olan düşmanlıklarını artırarak onlar için bir fitne nedeni oldu. Ama bu olay Hz. Ebu Bekir (r.a.)'ın Hz.Peygamber (s.a.v.)'e olan bağlılığından dolayı 'Sıddîk' lakabıyla onurlandırıldığı gibi bütün Müslümanlar açısından da İslam'a olan sadakatlerinin şeref madalyası oldu.
Bu olay çok açıdan değerlendirilmeye tabi tutulmakla birlikte görmeden iman ettiğimiz dünya ve ahiret alemlerinin sırlı taraflarının bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olan Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından bir beşer olarak görülmesi, İslam iman esaslarına inanmalarını kolaylaştırmıştır. Özellikle Miraç mucizesinde davet edilen Sevgili Peygamberimizin insanlar arasından seçilerek imanın şartlarından olan ve görülmeyen alemin ardındaki ahiret, cennet, cehennem gibi bilinmeyenleri görmesi ve bilmesi tereddüt halinde olan insanların inanmalarına yardımcı olmuştur.
Sevgili Peygamberimizin 'dinin direği' diye nitelendirdiği namaz Miraç mucizesinin hediyesidir. Namazda her ibadetten bir parça bulunur. İmam Rabbani Mektubat`ında kulu, Allah'a yaklaştıran en önemli ibadetin namaz olduğunu izah eder. Miraç gecesinde Sevgili Peygamberimize cennette nasip olan rü'yet (Allah'ı görme durumu), dünya aleminin durumuna uygun olarak namazda mümkün olacaktır. Bu sebeple 'Namaz müminin miracıdır' buyrulmuştur. Yani namaz insanı mana aleminde alabildiğine yükselten bir asansördür. Ona tutunmayanlar aşağıların aşağısında kalacaklardır.
İnsanın bedeninin gıdaya ve çeşitli vitaminlere ihtiyacı olduğu gibi, ruhunun da gıdaya ve vitaminlere ihtiyacı vardır. Ruhun temel gıdası namazdır. Ve insanın bedeni çeşitli kirlerle kirlendiği gibi ruhu da kirlenir. Namaz bu her iki kiri de temizler. Bu yüzden Allah (c.c.); 'Dosdoğru kılınan namaz insanları her kötülükten alıkoyar.' (Ankebût,45) buyurur.
Namaz insanı yalnızlık duygusundan kurtarır. Günde en az beş defa tekbir alırken dünyayı ve içinde bulunanları arkasına atan insan bu hareketiyle en azından şunları demek ister: 'Bütün dünya bir yana olsa bana Allah'ım yeter. Ben ondan başka boyun eğecek kimse tanımıyorum.'
Dünyada en üst makamdan en aşağı görülen dereceye kadar herkesi aynı safta toplayıp, Allah'ın karşısında hepsinin insan olarak eşit olduklarını namaz kadar vurgulayan başka bir hareket yoktur.
Allah-u Teala 'Beni anmak için namaz kıl.' (Taha,14) buyurur. Demek ki namaz Allah'ı anmak yani zikretmek ve hatırlamak için kılınır.
İslam'ın imandan sonra gelen en önemli emri olan namaz imanın en mühim alametlerindendir.
Namaz, kul ile Allah arasında yüksek bir bağdır, yüce bir münasebettir.
Namaz, Allah'ın kudretini idrak eden ve büyüklüğü karşısında hayranlık duyan insanın, bu hürmet ve hayranlığını boyun bükerek, önünde eğilerek, huzurunda secdeye kapanarak dile getirmesidir.
Sonuç olarak; Miraç olayı sevgili peygamberimize ihsan edilmiş, Müslümanların imanını arttıran mucizevî bir olaydır. Namaz bu harikulade olay esnasında Müslümanlara ikram edilmiş olan bir hediyedir. Bize düşen, kainatın sahibi olan Malik-ül Mülk'ün hediyesini büyük ilgiyle, dikkatle, hürmetle kabul etmek, bütün ibadetleri içinde toplayan namazın anlamını idrak etmek, namazın anlamına ve gayesine uygun en güzel şekilde kılmaktır.
Rabbimiz depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize rahmet eylesin, geride kalan ailelerine sabrı cemil ihsan eylesin, göçük altından çıkartılan yaralı kardeşlerime acil şifalar nasip eylesin ve yurt içinden ve dışından deprem bölgesine gelerek burada gece gündüz görev yapan tüm iyilik neferlerinin sa'yini Rabbimiz kabul eylesin. Rabbimiz devletimize zeval vermesin. Amin.
Miraç gecemiz mübarek olsun.