Ansızın gelen bela, sıkıntı, hoşlanılmayan her türlü üzüntü hedefine isabet eden mermi gibi insana şiddetle dokunan hadise ve felaketler demektir. Mü'min'i üzen her şey musibettir. Peygamberimiz (sav) yanmakta olan mumu sönünce İSTİRCA etmiş 'Şol kimselerin kendilerine bir bela geldiği zaman biz Allah'ın kuluyuz ve biz ona döneceğiz, derler.'(1)
Ölüm, korku, açlık, mal azlığı, fakirlik, hastalık ve bunların hepsi mü'min için sıkıntıdır. Bunlar dünya hayatımızın birer parçalarıdır. Hiç kimse bunların birine yakalanmaktan kurtulamaz. En sonunda herkes ölecektir. İnanan akıllı kişi bunları anlayıp değerlendirendir. Bir mumun sönmesinde bu bir musibet midir ki istirca eylediniz? Sorusuna Peygamber efendimiz (sav) 'Evet mü'min'i üzen ona eziyet veren her şey musibettir.'(2) buyurmuşlardır.
İstirca; Allah'ın hükmüne itiraz etmeden razı olmaktır. O'nun iradesine boyun eğmektir. Kulluğu ikrar etmektir. Musibet daha çok şerri olan şeyleri ifade eder, ancak musibette hayırda vardır. Hastalık, yara, bere, kırık, çıkık, zulüm, işkence, açlık, susuzluk, yoksulluk gibi doğrudan insanlara isabet eden musibetler (En'am suresi 65. Ve Hadid Suresi 22.) ayetlerinde geçmektedir. Hayvanlara, ürünlere, afetler, zelzeleler, sel felaketi, tufanlar yeryüzüne isabet eden musibetlerdendir. Yangın, gasp edilme, çalınma, bozulma, kırılma gibi zararlar ise, mala gelen musibetlerdendir. Şirk, küfür, nifak ve isyan gibi kişinin inancına, dinine gelen musibetler olmak üzere dört çeşit musibet vardır. En büyük musibet şirk, Allah'a ortak koşmak ve küfürdür. Musibetler insanlara Allah'ın izni, iradesi ve takdiri (Hadid Suresi 22-23. ve Tegabün Suresi 11.) ayetlerinde hatalı davranışlar, kötü ameller, işler, nimetlere nankörlük,ilahi kurallara uymama ve imtihan edilme sebebiyle musibetler, belalar gelebilir. Musibetler günahlara keffaret olacağını Peygamber (sav) efendimiz şu şekilde beyan buyurmuşlardır; 'Müslüman'a fenalık, hastalık, keder, hüzün, eza, can sıkıntısı, ağrı olması hatta vücuduna batması ki Allah bu musibetler sebebiyle onun hatalarını ve günahlarını bağışlamış olmasın.'(3) Bu gibi musibetleri geçmiş peygamberlerin hayatlarından da kıssalarla daha belirgin hale getirebiliriz. Hz. Eyüp(a.s.)'ın hastalıklara dûçar olması, Hz. Yunus(a.s.)'ın balık karnında bir müddet yaşaması, Zekeriyya(a.s.)'ın öldürülmesi, Hz. Muhammed (sav) efendimizin Mekkeli müşriklerin zulmüne maruz kalması gibi musibetlerin yanı sıra, Peygamber efendimizin halifelerinden Hz. Ömer'in, Hz. Osman'ın, Hz. Ali'nin şehit edilmeleri, peygamberimizin çok sevdiği, Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilmesi ve Ehl-i Beytine pek çok zulüm yapılması gibi örnekler verebiliriz.
Bize düşeni biz yerine getirelim Allah'a kul Rasulüne ümmet olalım.

'Sen sanmadığın yerde, şayet açıla perde,
Derman erişir derde, Mevla görelim neyler.
Gündüz olalım saim, gece olalım kaim.
Allah diyelim her daim…
Allah görelim neyler? Neylerse güzel eyler.'
Yunusemre
Cumanız mübarek olsun. Hoşçakalın.