Ön Seçim Demokrasinin Bir Gereğidir
Hem yerel hem de genel siyasette yavaş yavaş seçim atmosferine giriliyor. Neredeyse 3 yıldır tartışılan Cumhurbaşkanı adayı kim olacak, yeni sistem nasıl olacak tartışmaları eskisinden daha bir hararetli hale geldi. Bu genel soruların getirdiği heyecan ve tartışmalar artarak devam ederken seçimin yaklaşması ile yerel siyaset de ısınmaya başladı. Yerel siyaseti ısıtan en önemli etken milletvekili adaylarının kim olacağı sorusu. Geçtiğimiz hafta CHP Genel Merkezi yerel örgütlere gönderdiği genelge ile milletvekili adayı olmak isteyen partililerin aralık ayı içerisinde mevcut görevlerinden istifa etmesini istedi. Bunun üzerine kimin milletvekili olacağı tartışmaları da hemen başladı doğal olarak. Bu tartışmayla beraber yıllardan beri demokrasimizin kanayan yarası olan milletvekili seçim yöntemimizi de gözden geçirmemiz gerekiyor.

Gerçek bir demokrasi ancak kuvvetler ayrılığı ile mümkün olur. Yani devletin üç temel kuvveti olan yasama, yürütme ve yargının birbirinden tamamen bağımsız olması ile mümkün olur. Bugün ben asıl olarak yasama organının bağımsızlığına dikkat çekeceğim. Ülkemizde yasama organı tam olarak bağımsız değil çünkü. Yürütmenin yani şu anki durumda Cumhurbaşkanlığı'nın uygulayacağı yasaları yine kendisinin seçtiği milletvekilleri yazıyor. Yasama organının aynı zamanda denetleme görevi ve sorumluluğu da vardır. O açıdan baktığımızda da bir sorun var. Yürütme gücünü denetleyecek milletvekillerini yine yürütme gücünün başındaki kişi seçiyor. İşte bu kelimenin tam anlamıyla çarpık bir demokrasidir. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken yasama bağımsızlığını da sağlamalı ve demokrasiye bir eşik daha atlatmamız çok büyük bir gerekliliktir. Yasama organının bağımsızlığı da ancak milletvekillerinin ön seçimle belirlenmesi ile olur. Çünkü genel başkanlar tarafından atanan değil de doğrudan bizim oylarımızla seçilen bir milletvekili mecliste bizi çok daha iyi temsil edecek ve hem parti genel başkanını hem de yürütmenin başı olarak ülkeyi yönetecek kişi ve ekibini çok daha aktif olarak denetleyebilecektir. Yani meclis gerçek anlamda bir denge ve denetleme unsuru olacaktır. Bu nedenle sadece CHP için değil, tüm siyasi partilerimizde, milletvekillerinin genel başkan takdiriyle atanmasını değil, üyeler tarafından ön seçimle belirlenmesini çok gerekli ve önemli buluyorum.

Hatta kapsamı genişletelim. Milletvekillerimizin kim olacağının Ankara'dan belirlenmesini değil, burada bizzat bizim seçimimizle belirlenmesini istiyoruz değil mi? Peki Belediye Başkanı ve meclis üyesi adayları da üyeler tarafından ön seçimle belirlense o da daha isabetli olmaz mı? Daha demokratik olmaz mı? Parti içinde kazanma potansiyeli en yüksek olan, en popüler, en çalışkan, en dürüst adayların kim olacağını en iyi bilen,sahada onlarla beraber çalışan, yerel basında ve parti içinde onları yakından takip eden parti üyeleridir. Bu nedenle tüm seçimlerde en doğru adayları çıkartmak da yine üyelerin görev ve sorumluluğu olmalıdır. Ön seçim demokrasi ve kuvvetler ayrılığı açısından son derece önemli olduğu gibi parti içerisindeki tartışmalar açısından da faydalı olacaktır. Başkasının belirlediği bir aday uzun tartışmalara sebep olurken üyelerin belirleyeceği bir aday parti içerisindeki tartışmaları da bitirecek ve kimin neden aday olduğu dedikoduları ortadan kalkacaktır.

CHP'nin yönetim anlayışını en güzel yansıtan belge olan İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'nin 4. maddesinde açıkça belirtilen''Milletin vekilini genel başkanlar değil, millet seçecektir'' ifadesini çok değerli buluyor ve şiddetle katılıyorum. Zaten Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu birçok vesileyle bu beyannamenin değerini ve önemini vurgulamıştır. Bu sebeple milletvekili seçim yöntemimizin ön seçim olacağına inanıyorum. Bunu da sadece CHP için değil, tüm siyasi partilerimiz için aynı ölçüde gerekli ve önemli görüyorum. Ön seçim tam demokrasinin olmazsa olmazlarından biridir. Gelişmiş demokratik ülkelerde de sıklıkla uygulanan bir yöntem olduğunu da ayrıca belirtmek isterim.

Kitap Tavsiyesi: Dinler Tarihi 101 (Peter Archer)
Haftanın Sözü: ''Demokrasinin kusurları, yine demokrasi ile kapatılır.'' (Alfred Smith)