Osmaniye, Bütünşehir Yasası'ndan önce belde belediyesiydi, dolayısıyla orada yaşayan yurttaşlarımızın imkanları çok daha fazlaydı.
Şimdi ise Büyükşehir Belediyesi ve Alpu Belediyesi'ne avuç açar hale geldiler!

*

Osmaniye'nin geçim kaynağı ağırlıklı olarak tarım.
Şeker pancarı ve arpa, ürettikleri temel tarım ürünlerinin başında geliyor.
Bunun yanı sıra mahallede, hayvancılık da yapılıyor.

*

Mahallede tanıştığım bir tarih öğretmeni, özellikle şeker fabrikalarının özelleştirilmesi meselesine ilişkin fazlasıyla tedirgin olduklarını ifade ediyor.
Şeker fabrikalarının Atatürk'ün mirası olduğunu ve korunması gerektiğini de ayrıca vurguluyor.
Bir de şunu söylüyor: 'Kar eden şeker fabrikalarımız özelleştirileceğine devlet yatırım yapsın ve geliştirsin. Böylelikle daha fazla verim alınabilir. Fabrikalar özelleştirilince istedikleri fiyata pancarımızı alacaklar, paramızı da istedikleri zaman ödeyecekler. Bir de şirket batarsa bunca çiftçi ne yapacak? Parasını kimden alacak? Ama devlet öyle mi? Sattığımız fiyat belli. Paramızı alacağımız tarih belli. Devlet güvencesi altında üretim yapıyoruz.'

*
Osmaniye'de şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle ilgili genel kanı, atama olmadığı için çiftçilik yapan tarih öğretmeninin anlattığı şekilde beliriyor.
Yani şeker fabrikaları hiçbir biçimde özelleştirilmemeli!

*
Mahallelinin gündeminde önemli bir konu daha var.
Aslına bakılırsa Eskişehir'in şu anda en önemli gündem maddesi denebilir.
Kentin göbeğine ısrarla kurulması planlanan garabet niteliğindeki kömürlü termik santral!
Osmaniye'yi birinci dereceden ilgilendiriyor.
Mahalleli, söz konusu santralin kurulmasıyla birlikte bir daha tarım ve hayvancılık yapamayacaklarının farkında.
Dahası, güzel memleketlerinden ayrılmak zorunda kalacaklarını biliyorlar.
Onları en çok üzen de, çocuklarına ve torunlarına miras olarak bırakabilecekleri toprakların yok olması!
*

Biliyorsunuz…
Geçtiğimiz aylarda Gündüzler'de bir festival gerçekleşmiş, söz konusu festivalde termik santral karşıtlığı öne çıkmıştı.
Onlarca traktör, deyim yerindeyse resmigeçit yaptı.
Türkiye gündemine oturan protesto gösterisine, Osmaniyeli yurttaşlarımız da ciddi anlamda destek verdi.
O destekten sonra da başlarına gelmeyen kalmadı!

*

Mahalleli, özellikle söz konusu protesto gösterisinden sonra, traktörüyle festivale katılan sürücülere ceza verilebileceği tedirginliğini hala yaşıyor.
Dahası, Kızılay Başkanı ve Beyazaltın Köyü Muhtarı Yüksel Girgin'in oğlu İlhan Girgin'in tavırlarının, ciddi bir biçimde tehdit ve baskı anlamına geldiğini düşünüyorlar.

*
İlhan Girgin, sosyal medya hesabında, traktörlerle yapılan protesto gösterisini Gezi Olayları ile örtüştürmüş, milleti birbirine düşürme amacıyla yapılan bir eylem olduğunu iddia etmiş.
Yetmemiş…
Aba altından sopa göstererek, ülkede OHAL olduğunu hatırlatmış ve yetkilileri görev davet ederek, festivale katılanlara ilişkin işlem yapılmasını istemiş.
Dahası, medyanın yalan haberler yaptığını ileri sürmüş, söz konusu santrali desteklemeyenlere de hiçbir biçimde iş verilmeyeceğini ifade etmiş.

*
Yüksel Girgin'in tavrını biliyoruz.
Doğrudan kömürlü termik santralin kurulmasını istiyor.
Bunu istemesinin nedeni olarak da kamuoyunda yüksek sesle dillendirilen 'rant' iddialarını duyuyoruz.
İlhan Girgin'de, Yüksel Girgin'in oğlu.
Birlikte ticari iş yapıyorlar.
İlhan Girgin babasını da aşmış, artık işi tehdide, tahrike ve hedef göstermeye kadar götürmüş.
İşte bu durum, Osmaniye halkını bir hayli tedirgin ediyor.

Arif Anbar