2002 AK Parti umut dağıtırken bir hikaye yazmıştı.
Hak diyordu. Adalet diyordu. Yoksullukla, Yolsuzluklarla mücadele diyordu. Yasaklar kalkacak diyordu... Asgari ücretle geçinilmez diyorlardı. Bütün hortumları keseceğiz diyordu.
İktidara geldiğinde, asgari ücretle 7-8 tane küçük altın alınıyordu. Şimdi 3 tane alabiliyor.
Kayıp yarı yarıya.
Siz fakirliği düşünün. Bol bol dua edin. ALLAH verir. Gerisini siz düşünün emi...

HER ŞEY TERSİNE GİDİYOR?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz' demişti.
Cumhurbaşkanı Hükümet sistemine geçtikten sonra, her şey tersine gitmeye başladı.
Enflasyon patladı. İşsizlik arttı. Gelirler eridi. Her gün zamlar yağmur gibi yağmaya başladı.
Türkiye, çok zor günler geçiriyor. Daha da ağır kış koşullara hazırlanın.
Elbette geriye dönüş yok. Yarının bugünlerden daha iyi olacağına dair umutlarımız her geçen gün daha azalıyor.
Bunu görüyoruz.
Dibe vurduğumuz yerdeyiz.
Debeleniyoruz
.
Biraz kendimize çeki düzen verip yeniden bir yenilemeye doğru bir yolculuk yapmak gerekiyordu.
Eskiden neye sevindiğimizi neye üzüldüğümüzü hatırlayamaz olduk.
Kısa geçmiş bile,nostaljik oldu.
****.
Şimdi yeni bir dönemdeyiz. Yeni bir milli ve yerli bir ekonomik program uyguluyoruz.
Kurlar serbest. Faiz aşağıda. Enflasyon yukarıda. Sonra kurlarda doldur boşalt dönemi. Dolar borsa kağıdı gibi oldu. Alan bir pişman, satmayan bin pişman..
Kimi yandım anam diyor..
Yanıyorum diyor.
Sesimi duyan yok mu diyor.
Neyse ki Hükümet çok ciddi bir paket açıkladı..'DÇM mevduatına TL ye geçmesi halinde, kur artışı farkı verilecek'.
Bu piyasalar güven verdi ve doların ateşine söndürdüğü gibi çıktığı yere geriye döndü. Elbette bu hareketlerden çok ciddi paralar kazandılar.
İşte bu karar piyasaların alabora olmasına neden oldu.
****
Böyle bir ekonominin cerrahisi olmaz. Çünkü deneme, yanılma ile ekonomiyi yürütüyoruz.
Genel bir planlama yok.
Kriterlerimiz kayboldu.
Şimdi, yeni bir model peşindeyiz Çin modeli diyorlar. Çözüm olabilir mi. Olmaz. Örnek aldığımız ÇİN' in sosyo ekonomik- politiği aynı değiliz ki?
Çin,'ölçek ekonomisine' sahip ülke. Türkiye'nin temel yanlışı ekonominin bir bilim olduğuna inanmamasıdır.
Doğrusu, Türkiye'nin ihracat ağırlıklı, ücretli köleliğinin olmadığı rekabetçi ve piyasa şartlarına göre bir istikrar politikası hazırlamaktır.
Oyun planı, faiz oranlarına göre kurgulanmış durumda.
Halbuki MB' sının oyun alanı iyice daralmış durumda. Belirlediği faiz adı üstünde politika faizi. Piyasa faizi değil. Bankalar bu oranlardan işlem yapmıyor.
Hazine bonosu veya2-5 yıllık tahvillere bakın? %24 bandında işlem görüyor.
'NAS' buralarda sökmüyor.
Bilmem anlatabildim mi?
*****
TÜİK tabloları açıklıyor. Kasım ayı veriler iç açıcı değil. Kimse bu rakamlara inanmıyor. İnşanlar yaşadıklarına bakar. Cebinden çıkana bakar.
Sonuç, TÜİK güven vermiyor. Herkeste şu kanı oluştu. TÜİK siyasallaştı..
Şimdi TÜİK verilerine göre belirlenecek olan asgari ücretin durumu ne olacak? Zira 7,5 milyon insanı ilgilendiriyor. Hangi veriyi kullanacaksın?
Bir gerçek enflasyon var. Birde resmi enflasyon var.
Hangi enflasyona göre ücretler belirlenecek? Mesela TÜİK verilerine göre ÜRETİCİ fiyatlar geçen yıla göre % 51 artmış. Gerçek rakam bu. Yansımaları da raflarda görülüyor zaten.
Gerçek rakamlar çekirdek enflasyon ve üretici fiyat endeksi..
Yurttaşlar kandırılıyor. TÜİK' de bunun 'sponsorluğu' konumunda. İnanır lığını kaybeden kurumların sayısı her geçen gün artıyor. Eski dönemde 'enflasyon canavarıydı' adı.