Gönül sesiyle, normal hayatta konuşan sesimizin aynı mı olması gerekiyor?
Hiç değilse, özel hayatta öyle olması gerekiyor!
Herkes, kendi hayatının kahramanı mı?
Evet. Hepimizin hayatında çeşitli oyuncular var, figüranlar var ama baş kahraman biziz.
Ve hayat tek kişilik oyun.
Nasıl yani?

Yani şu: Hepimizin iyisi ve kötüsüyle içimizde barındırdığımız ucuzluklar var, düşük yanlar var, yükselmiş yanlar var. Ama hayatla ilgili yolculuğumuzda, yapabilirliklerimiz en önce bize bağlı. Evet, bazen yolumuzu kapatıyorlar, bazen açıyorlar. Şunu kabul etmeliyiz; kötü şeyler de yaşayacağız. Hepimiz yaşıyoruz. Yaşadıklarımızın sıklıkla bir manası var. Okuyabiliriz, okuyamayız. O mana, tekrar tekrar önümüze çıkabilir. Yine okuruz ya da okuyamayız. Ama ne olursa olsun devam etmeliyiz, mağduriyet edebiyatı yapmamalıyız. Mağduriyet, tehlikeli bir besin ve kadın cinsinin biraz daha fazla beslendiği bir alan.
Yaşa gitsin yani.

Evet. Başka çare yok. Yaşa gitsin.
Bence öyle. Başa gelen çekilir, önüne gelen yaşanır. Öğrenilen öğrenilir, öğrenilmeyen bir sonraki sefere bırakılır. Biz haz ve mutluluk çağı yaşıyoruz şimdi. Bu da bir miktar gerçeklik kaybına yol açıyor. Evrenden iyiyi iste, sabah akşam iste, 38 saat iste, yok böyle bir hikaye. İyiyi ve kötüyü beraber yaşayacağız.
Gerçekliği kaybetmemek lazım.
Ama pozitif olmanın da faydası var...

Daima var. 'Yaşa gitsin' aslında, 'takılma' demek, takılma, hayat akmakta, hayatla birlikte ak. Hayat aslında bir zaman aşımı oyunu. Hiçbir şekilde kederi de, hazzı da donduramazsın. Akıyor, sen onunla ak.
Yoksa hazda ya da kederde bir yerde takılır kalırsın...
Nasıl bırakacağız, hayat akıp gitsin...

Hayat, kendinden insan yaratma macerası. Kendimizden insan yaratırken, en çok kendimize bakacağız.
'İç görü' denilen bu hikaye, bence hayatın en sihirli meselesi. İç görü zordur, fiziksel olarak bile kendinize bakmak zordur. Ama eğer kendi hayatımızın kahramanı isek -ki öyle olduğumuzu düşünüyorum- mutlaka içeri doğru bakacağız, öğreneceğiz, kendimizden insan yaratacağız ve akacağız, gideceğiz...

En fenası samimiyetsizlik
Size en çok hangi ilişki problemleriyle geliyorlar?
En yaygın iki son söz var.
Biri, 'İletişim kuramıyoruz.'
Diğeri, 'Evlilik dışı hatlarda dolaşma'. Sosyal medya da iyice yaygınlaştı ya...