Hayırlı Ramazanlar diye başladık...
Tuttuk oruçlarımızı…
Zekatlarımızı ve dahi fitrelerimizi verdik…
Sahurlar, iftarlar, teravihler, kandiller derken 'Selam olsun 'Kadir' kıymet bilene' diye devam edip gittik…
Ve sonunda geldik mükafatı olan 'Fıtır Bayramına…'

Bu bayramın Rasülullah (sav) dilinde adı ne Ramazan, ne de Şeker!

Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v) IYDU'L-FITIR tabir etmiş…

Yani FITRATIN BAYRAMI demiş…

…/…

Zahiren bedene oruç tutturan; batinen nefsin istek, arzu ve dahi beklentilerinden imsak eyleyen, uzaklaşan;
Özünün hitabı Kur'ana gönülce kulak verenlerin;
Gayretlerinin ödülü olarak fıtratlarını fark etme bayramı!…

Ramazan ayında;
İftar davetleri, ailelerin ve dahi komşuların birlik ve beraberliği adına güzel anlar olduğunu söylemeye bile gerek yoktur sanırım…

Hısım, akraba, eş, dost, konu, komşu, karşılıklı iftar davetlerine gider/gelir…
Mutlaka bir iki tabak fazla konur ehli suffa sofralarına /öyle gördük, öyle bildik çocukluğumuzda…

Demiştik ya, sırasıyla, oruç, iftar, teravih namazı ve sonrası sahura kadar açık olan kahvehaneler ve muhabbetler…
Ramazan güzel aydır…

Salgın koşullarında her ne kadar bu duyguları yaşayamamış olsak ta, büyüklerimizin ellerinden öpemeyecek, onlara sarılamayacak olsakta güzeldir ramazan…

Daha güzel bir ömür için sevdiklerimizi, ana, baba ve dahi büyüklerimizi yüreğimizle sarıp sarmalamalıyız bu bayram…
Diğer bayramlarımızın bayram olması için bunu yapmamız elzem…

Unutmadan;
Çocukken çok daha güzeldi değil mi bayramlar?
Bizler şeker toplarken, bayram ziyaretlerini yaparken, hanenin yaşlıları bir yere gitmez, misafir beklerlerdi…
Devran her geçen gün dönüyor…

Çocuklarımız şeker topluyor, birçoğumuz artık evde misafir bekleyenler oluyoruz…

Bu vesile ile…

Fıtır Bayramımız Mübarek Olsun Efendim!...

Fıtratımızı fark edip,
Özümüzden gelen sesleri hayatımıza tatbik etme bayramı!...

Bu farkındalığına erenlere selam olsun…

Ves'selam