The WeatherChannel'in ABD'de gerçekleşen Florence kasırgasının yol açabileceği olası senaryoları gösteren haber videosunu herkes izlemiştir. Videoyu izleyenlerin ilk yorumu 'teknoloji ne gelişti abi' tarzında olmuştur. Burada sunulan haberin alt yapısındaki teknoloji aslında hayatımızın hemen hemen her alanına girmeye başlayan kimilerine göre yeni kimilerine göre de oldukça çok eski teknolojiler olan sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojileridir.
Çoğumuz sanal gerçeklik ile artırılmış gerçeklik teknolojilerini birbirine karıştırıyoruz. Aslında bu 2 teknolojinin altyapısı birbirinden oldukça farklı.

Sanal Gerçeklik nedir?
Sanal gerçeklik orijinal ismiyle 'Virtual Realiry-VR' sanal bir evrenin sanki içindeymişsiniz gibi hissetmenizi sağlamaya çalışan bir takım kavramlar ve araçlar bütünüdür. Yani sizi fiziksel dünyadan soyutlayarak, size tamamen yapay bir geçeklik tecrübesi sunar.

Sanal gerçeklik fikri ilk olarak 1965 yılında ABD'de bulunan IvanSutherland tarafından sunuldu. Ivan, bu konu üzerine yazdığı bilimsel makalesinde sanal gerçekliğin, gerçek kadar gerçek olabilmesi için bütün gereklilikleri sıraladı. Sutherland'ın makalesinde göze çarpan en önemli konu ekran teknolojilerinin gelişiminin gerekliliği üzerineydi. Sutherland, sanal gerçeklik gereken teknolojik evrimini tamamladığında, var olan gerçekliğimizi iyileştirebileceği veya bize tamamen farklı bir gerçeklik sunabilecek hale geleceğini savunuyordu.

Artırılmış gerçeklik nedir?
Artırılmış gerçeklik orijinal ismiyle 'AugmentedReality—AR' ise gerçek dünyayı ve sanal dünyayı bir araya getiriyor ve gerçek dünyadan kopmadan dijital dünya ile etkileşimde bulunmanızı sağlıyor.

Sanal Gerçeklik (VR) ve Artırılmış Gerçeklik (AR) Arasındaki Fark Nedir?

Sanal gerçeklik ile artırılmış gerçeklik arasındaki farkı daha net anlatmak gerekirse bu iki teknolojinin sunduğu gözlüklere bakmak gerekiyor. Sanal gerçeklik gözlükleri kullanıcıyı fiziksel dünyadan tamamen kopararak bilgisayar ortamında oluşturulmuş sanal bir dünya sunar. Bunu da gerçek dünyanın konum ve yön gibi bilgileri kullanarak yapar. Örneğin siz kafanızı sağa tarafa çevirirseniz sanal görüntünün sağ tarafını görürsünüz. Fakat Artırılmış gerçeklik gözlükleri bunlardan farklı olarak fiziksel dünyadaki cisimler ile etkileşim kurmanızı sağlar. Örneğin yeni alacağınız bir mobilyanın odanıza nasıl bir uyum sağlayacağını 3d modelle nasıl görüneceğini artırılmış gerçeklik teknolojisiyle oluşturulan görsel sayesinde görebilirsiniz. Yani artırılmış gerçeklik teknolojisiyle, gerçek dünyanızın üzerine sanal bir kavram daha ekleyerek gerçek dünyanızı zenginleştirebilirsiniz.

Bu kavramların temelinde günümüzde akıllı telefonların ve tabletlerin yanı sıra yeni nesil sanal gerçeklik gözlükleri yatıyor. Bu teknoloji şimdilik bizlere sadece başka bir sanal gerçekliği gösterebilme, sanal sesleri duyurabilme ve sanal nesneleri hareket ettirebilme özelliği sunuyor.

Bu çok heyecan verici teknolojik gelişmeler neticesinde, önümüzdeki yıllarda giyilebilir sanal ve artırılmış gerçeklik (VR, AR) gözlüklerin akıllı telefonların yerini alarak veya onlara eşlik ederek yeni bir bilişim devrimi başlatacağı ve geleceğin insan-bilgisayar etkileşiminin gözlük üzerinde olacağı düşünülüyor.