Zafer Çatel yazdı.

Tepebaşı, ANADOLU Üniversitesi'nin merkezde olması nedeniyle genç ve öğrencilerle dolu...
Özellikle bu bölgede öğrenciler kümelenmiş durumda...
Bu seçmen kitlesi farklı şehirlerden gelse bile ilk izlenimleri çok önemli.
Seçimin anahtarı gençlerde. Peki, nasıl olacak bu?
Çok basit.
Gençlerle hikayesi olan seçimi kazanır.
Onlara dokunan kazanır.

Bu seçim zamanında araç giydirmeleri ile dombra müziklerinin sonuna kadar açmakla olmaz...
O dönemler,1990- 2000'li yılların başındaki yöntemlerdi...
Ancak onlara dokunan, sevgisini gösteren kazanır...

Belediye başkanlarının yüzü gülmeli...
Emin olun projelerle belediyeler kazanılmıyor. Öyle projeler geliştirin, toplumu zıplatacak, hayranlık uyandıracak projeleriniz olsun...
Hepsi hava, cıva...
Projeler, seçimleri kazandırmaz...
Hayalleri iyi pazarlayan, gülümseyen, ne yapacağını çok iyi atanların kazanma olasılığı her zaman yüksektir.

Hangi mahalleden, hangi sosyal-ekonomik kesimlerden olursa olsun gençlerin beklentileri, talepleri aynı...
Aralarında uçurum, ideolojik ayrım, kutuplaşma yok... Keskin olanlar olsa bile sayıları çok değil.
Gençlerin hepsinde 'akıllı cep telefonu' var...
Hepsi sosyal medyadalar...
Haberleri, konvansiyonel medyadan çok daha çabuk haberdar oluyorlar...

Eskisi gibi farklı dünyaların gençleri değiller...
Teknoloji devrimi, sosyal medyanın etkin olması, dünyada olup bitenin cep telefonuyla izler hale gelinmesi yakınlaştırdı...
Sadece bu değil...
Türkiye'nin artık kentli nüfusa sahip ülke olması da etkili oldu. Başörtülüsünden, hacısına, hocasına, muhafazakarından, modernistine kısa şort giyenden, sekülerine kadar herkes, her şeyden haberdar oluyorlar...
Küreselleşen dünyamızda, Medya okuryazarlığı arttı. Finansal okuryazarlığı da arttı...
Çünkü internette herkes eşit…
Hangi kesimden olursa olsun kentli gençlerin geleceğe dönük kaygıları aşağı yukarı aynı...

GENÇLERİN BEKLENTİLERİ...
Kentli, genç ne ister?
İş ister, para kazanmak ister, iyi bir hayat kurmak ister...
Evi olsun, arabası olsun ister...
İyi ama kentte ekmek aslanın ağzındadır...
Kentte tutunmak zordur...
Çünkü kent acımasızdır...
Çünkü şehir adamı yutar, ideoloji tanımaz. Yaşamak için, nitelik ister, birikim ister, iş görme kabiliyeti ister. Yoksa 'hane-i berduş olursun' ömrünü kahvede bitirirsin.

PROJE DEDİĞİN NEDİR Kİ?
İktidardaki AK Parti'nin yerel yönetimlerle ilgili projeleri var mı?
Yok...
Peki, CHP'nin var mı?
Yok.
Peki değer partilerin? Cek, cakların dışında?
Yok.
O halde; kimin var?
Başkan adaylarının. Yani Büyükerşen'in, Kazım Kurt'un, Ahmet Ataç'ın...

Siyaset dünyasında gençlerin kaygılarını giderecek, beklentilerine yanıt verecek bir söylem var mı?
Onların dilinden anlayan.
Onlara onların diliyle hitap eden.
Var mı?
Şimdiye kadar ne gördüm, ne duydum! Büyükerşen'den; Kurt'tan, Ataç'tan başka...

Üniversite gençliği başlangıç,18-19 yaşında... Bir çoğu AK Parti iktidarında 1-3 yaşı civarında...
Bazıları hiç doğmamış
Gözünü açmış, AK Parti iktidarı var. Üniversiteye gelmiş, AK Parti iktidarı var...
Öncesini hiç bilmiyor!
2000 yılı öncesinden bi haber. Babası, annesi biliyor. Bu gençlerin birçoğu 2010 öncesini bilmiyor...
18 yaşındaki genç oy kullanacak ama siyasal geçmişten hiçbir şeyden haberi yok...
Cep telefonları ve internet ile doğar doğmaz tanışmış...
Bu gençler oy verecek?
Kime?
Gençlere, anlatacak hikayesi olana...
Gençleri peşinden sürükleyecek hikayeyi bulana.
Diyorlar ki, Büyükerşen bilmem kaç yaşında… Eeee, gençler ona neden oy veriyor anladınız mı?
Çünkü gençlerin taleplerini biliyor ve onlara yönelik proje geliştiriyor...
Meselenin özü bu...

GENÇLİK İŞSİZ...
Genç nüfustaki işsizlik oranının yüzde 20'leri çoktan aştı. En tehlikelisi üniversite mezunu gençlerin oranı her geçen gün artıyor...
Bu duruma AK Parti çözüm getirebilmiş değil.
Eskişehir'de işi hamasi nutuklarla götürmek istiyor. Parti gençlerin dinamizminden seçimlerden faydalanmak istiyor. Çok mağdur ve suiistimal edildiler. Yansımaları böyle. Artık Parti ile bağını kopartma noktasına gelmişler... Aidiyetleri her geçen gün azalıyor. Gençler, AK partiden hızla uzaklaşıyor... Neden? Çünkü söylemlerle, gerçekler arasındaki uçurumları görmeye başladılar.
İşin bir de bu tarafına bakın...

MEVCUT DURUM BU…

Sürdürülebilir yalanlar, sürdürülemez aşamaya geçmiş durumda. Gençlerin eleştirilerini teşkilatları görmezden, duymazdan geliyor. Yaşamın getirdikleri zorluklar, yaşam maliyetleri her geçen gün çekilmez duruma geldikçe, gençlerin yeni arayışlara girmesi son derece doğal oluyor...
İşte onun için kendilerine hitap edebilecek partiye oy veriyorlar. Yada 'Aday' kendilerine hitap ediyorsa onu destekliyorlar.