TÜİK, işsizlik verilerine açıkladı. Buna göre Türkiye genelinde ekim ayında mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 11,2'ye, genç nüfusta işsizlik oranı ise bir önceki aya göre 0,8 puan azalarak yüzde 20,1 seviyesine geriledi.

Ülkedeki genel ekonomik tablonun durumu ortada. Birçok ürüne birbiri ardına zamlar geliyor. Liranın değeri her saat geriliyor, döviz ve altın piyasası hiç durmadan yükseliyor. Üretim yapan sektörler hammadde fiyatlarında şikayetçi, tarımda kimse artık ekim bile yapamıyor.

Biz gazetecilerin bile artık telefonları 'iş isteyen ve arayanlar' tarafından sürekli çalınıyor, sosyal medya iş arayan insanların çağrıları ile dolu. Kimse kimsenin derdine çare olamıyor.

Tüm bunlara rağmen TÜİK rakamları hem enflasyonu hem de işsizlik oranlarını sürekli aşağıda gösteriyor.

Elbette ki bu rakamları test edip ölçecek imkanımız yok, hatta açıklanan rakamlara da saygı duymak zorundayız. Neticede devletin resmi rakamları. Tüm veriler bu rakamlar doğrultusunda hazırlanıyor, planlamalar bu rakamlara göre yapılıyor.

Ama bu rakamları duyunca aklımıza da şu fıkra gelmiyor değil;

Salamon, yumurtacının önünde durur.
- 'Kaça bu yumurtalar?'
- 'İki lira, fakat şu sandıkta beş tane kırık yumurta var, onlar bir lira.'
Salamon bir süre düşündükten sonra:
- 'Bana yirmi tane daha kırar mısın?' der.

Birileri de TÜİK'in önünde durup 'Şuradan yirmi yumurta daha kırar mısın?' demiyordur umarım, yumurta fiyatlarını düşük göstermek için.
Ne dersiniz?