Marmara depreminde beton altında kalanlar böyle bağırıyordular..
Sesimi duyan yok mu?
Yurttaş duydu.
Ama devlet duyamadı.
O gün devlet yoktu.
****
TÜRKİYE deprem ülkesi.
Herkes biliyor.
Afet riskli alanlar bilinmiyor mu? Biliniyor.
Herkesin şapkasını önüne koyma vakti gelmedi mi?
Geldi..
Fakat şapka hep aynı kafada…
Gaziantep büyükşehir belediye başkanı Fatma Şahin telefonda şunu söylüyor 'bir ilçenin yarısı yok' oldu..
Feryat figan!..
Depremin vurduğu bölgelerde ağır bir travma var.
****
Herkes biliyor… Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu.
Afet riski taşıyan bölgede yaşıyoruz.
Yapı stokumuzun ne kadar çürük olduğunun kanıtı binalarımız… envanterimiz bile yok doğru dürüst.
Gördüğümüz manzaralar.
Deprem bilinmiyor muydu?
Biliniyordu.
Bilim insanları üç yıldan beri basbas bağırıyorlardı. Bölgede faylanmalar var. Sismik veriler ve sinyal değişikliklerini hep göndermiş..
Jeologlar-jeofizikçiler, sismologlar, deprem uzmanları deprem geliyor diyor bu bölgede. 2020'de Senaryoları bile hazırlanmıştı Kahramanmaraş'ta..
Sözde örnek bir proje olacaktı.
Farkında mısınız? Hiçbir önlem alınmamış. Herkes kulağının üzerine yatmışlar..
Şimdi hepimiz 'enkaz' altındayız.
Peki, akıl ne diyordu?
Bu politik bir meseledir. Bakış açısıyla ilgilidir.
Bilimden sapmayın.
Ancak 'kaderci' anlayış ne olacak? Diyordu?
Tedbir bizden, takdir Allah'ın!
İş'i Allah' a havale etme alışkanlığımız var ya..
İş'i politik malzeme olarak kullanmaya alışkanlığımız var ya.
Hamdolsun..
****
7.7 büyüklüğünde deprem. 10 il birden etkileniyor. Art arda gelen farklı bir deprem daha..7.6..ve artçılar..Bu gece zor bir gece. Zor günler bizi bekliyor.
****
Bilim ne diyor.
Aklımız nerede?
Enkaz altında kalmak istemiyorsanız bilimden ayrılmayın ,aklınızı kullanın..
Bizde nerede?
Henüz bilime saygılı olma seviyesinde değiliz. Dombra müziğinin büyüsüne kapılanlar, tek adamlığı öve öve bitiremeyenler bu depremde neredeler?
1999 yılındaki depremde neler söylemişlerdi neler? Ne diyeceksiniz. Efendime söyleyeyim.

****
Hava soğuk.. Zaman daralıyor.Çürük binalar çöküyor ve insanlar göçük altında kalıyor.
Depremzedelerin hali görüntülerde yansıyor.
Hep aynı manzaralar. Bu gün canları kurtarma günü..
Dakikalarla yarışılıyor.
Sesimizi duyan yok mu?
*****
Sanki savaştan çıkmış gibiyiz.
Genel seferberlik ilan edilmesi lazım..
Türkiye'yi yeniden planlamalıyız.
Hasar büyük.
Sıfırın altında yaşam .. Umutlar, gözyaşları..
Türkiye ağlıyor.
Bir de daha ağlamamak için bilimden başka çıkış yok.
17 ağustos depreminin yaşadık.. O günden bu güne geçen süre 24yıl. Hala bir arpa boyu yol alamamışız.
Ne değişti!
Hiçbir şey değişmemiş.
*****

Malatya Depremi can kayıpları ve ekonomik sonuçları itibariyle tüm Türkiye`yi derinden sarstı.
Hiç unutmam! 17 ağustos 1999 Adapazarı, Gölcük depremini.
Ülkemizin depreme bakış açısının değişmesinde bir milat olarak kabul edilmişti.
İyi dedim. İnşallah bundan sonra bir şeyler yaparlar.

1999`dan sonra, depremin neden olduğu yaraları sarmaktan çok, deprem öncesi alınması gereken tedbirlerin düşünülmesi gerektiği tüm çevrelerce benimsendi.
En azından bunu kavrayabildik.

Ortaya çıkan bu fikir birlikteliği sonucunda güvenli ve sağlıklı bir yaşam, yapılaşma ve çevre için nelerin yapılması, ne tür önlemlerin alınması gerektiği konularında fikirler öne sürüldü, bunların toplamı olarak kamu kurumlarınca strateji ve eylem planları oluşturuldu.

Ancak, bugün geriye dönüp bakıldığında aradan geçen 24 yılda olası deprem zararlarını azaltma çalışmalarının toplumların / kurumların kendiliğinden yaptığı çalışmalardan öteye gidemediği görülmektedir.
Öyle hazırlıksızmışız ki!

****
Kentsel Dönüşüm bir siyasal tercihtir..Rant Odaklı Politikalara Teslim Edilmiştir!
Zihniyet böyle.
Peki, Vatandaşın hiç mi suçu yok? Olmaz mı?
Deprem politik değildir ama, insanın kaderi verdiği oyla doğrudan ilgilidir ve politiktir..

Dersler çıkartmışız gibi numara yapmışız.
O kadar.
Peki, suçlu sadece devlet mi?
Hayır!
Dönüp birazda kendimizle de yüzleşelim.
****
Türkiye ağlıyor.
Zamanla yarışan AFAD ne yapabilir.
ARAMA ve kurtarma ekipleri çalışıyor..
Şimdi uzun uzun hikayeleri anlatmaya gerek yok.
Biliniyor.
O halde siyaset kurumların yapacağı pratik şeyler var.
Milli birlik ve bütünlük.
Çıkış yolu 'akılcı' olmak.
Deprem öldürmez. Bina öldürür!