Dün 'Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ydü, günün anlam ve önemi çok manidar. Bu ve bu gibi günlerde yapılan kadınlara karşı kibarlık, centilmenlik, sempati gösterileri çok göz alıcı. Peki ya diğer günler… Mesela bugün. Saat gece 12'yi geçti ve kadınlar tekrar külkedisi oldu.

Evde bir temizlik makinesi olarak görülme, yemeğin tuzu az olmuş diye dövülme, sokakta yalnız yürüyemez hale getirilme, eve hapsedilme bunlar da bir yerden tanıdık geliyor mu? Sadece bunlar değil ve sadece karşı cinsin yaşattığı şiddetten bahsetmiyorum.
Kadının kadına yaşattığı şiddet de çok üzücü. Bunlardan bir tanesi de şekilci zihniyet.
Yaşanılan dönemlerle güzellik algısı da değişebiliyor. Önceki dönemlerde 'balık etli' diye tabir edilen hafif şişmanlık daha çok beğenilse de günümüz toplumunda 'manken gibi ince' algısı ön plana çıkıyor.
Herkes manken gibi olmak zorundaymış, fazla kilolar hemen verilmeliymiş gibi algılar özellikle kadınlara yönelik yapılan bir diğer şiddet değil mi?
Çok uzak değil, geçtiğimiz aylarda yeni doğum yapmış ünlü bir manken eşi tarafından en kısa zamanda eski fit günlerine dönmesi için baskı gördüğünü dile getirdi. Bu şiddeti uygulayanlar, kucağındaki dünyaya yeni getirdiği mucizenin farkında bile değillerdi.Bu ve bunun gibi yüzlerce örnek saymak mümkün.
Özellikle kadın bedenine karşı herkesin söz sahibi olabildiği bir dönemden geçiyoruz. Peki bu hale nasıl geldik? Bu hakkı herhangi birine nasıl tanıdık? Bence buradan başlamalıyız.Etrafındaki insanlar kilo vermesini istediği için biz diyetisyenlere gelen onlarca kadın var. Yaşadıkları süreci yakından bizzat görebiliyoruz.
Kadın, erkek, yaşlı, genç, çocuk fark etmez kilo problemi her şeyden önce sağlık açısından değerlendirilmelidir. Eğer sağlık açısından bir sorun yoksa estetik kaygıdan başka bir şey değildir. Herkes hayatının her döneminde 'fit' olacak diye bir şey yok,olmamalıdır. Özellikle kadınların hamilelik gibi hormonal etkilerin olduğu dönemlerde aldıkları kilolar oldukça normaldir. Benim özellikle yeni doğum yapmış annelere ve anne adaylarına tavsiyem her şeyden önce,herkesten önce kucağınızdaki, karnınızdaki mucizeye dönüp bir bakmanızsiz sağlıklıysanız bebeğiniz sağlıklıysa estetik kaygıları bir kenara bırakmak en doğrusu. Vücudunuz o kadar mükemmel işleyen bir mekanizma ki doğumda dert ettiğiniz kiloların,emzirmeyle yaktığınız enerjilerle siz fark etmeden birçoğu gidecek. Siz sadece bebeğinizle temas ettiğiniz o en güzel anlara odaklanın. Yani fazla kilolar verilir, geriye sadece o dönemlerde yaşadığınız güzel anılar kalsın.
Diğer kadınlarımıza gelince size kilonuzla ilgili herhangi bir şey söylemesine fırsat vereceğiniz tek şey, hür iradenizle çıktığınız tartınız olsun.
Kadına yönelik özel günlerde söylenen kadın çiçektir, narindir, kuğu gibidir söylemlerin aksine kadın en başta 'insandır.',duyguları ve düşünceleri vardır.
Aslında çok bir şey istemiyoruz Kadının iyiliğini istiyorsanız. Kadınlarımıza sevgi ve saygıyla yaklaşın yeter.
Kadın değer görmek ister. Toplumda kilolu-zayıf, genç-yaşlı, uzun-kısa, kız-erkek doğurmuş demeden sadece birey olduğu için değer versek yeter.
Cenneti bile ayaklarının altına koyduğumuz annelerimizi, kadınlarımızı bir gün değil her gün değerli hissettirmek dileğiyle…