'20 Ocak soykırımı' olarak da bilinir...
Kara yanvar, kara ocak diye geçmiştir tarihe...

'Kanlı Ocak' Bağımsızlık ateşinin yakıldığı gün...

O kara gün;

Can Azerbaycan'da bağımsızlık harekatının önemli mihenk taşlarındandır…

Can Azerbaycan'ın bağımsızlık uğruna can veren şehitlerini kalbine gömdüğü gündür...

PEKİ, NE OLMUŞTU?

20 Ocak 1990'da kabus gibi çökmüştü Sovyet ordusu,
Can Azerbaycanlı kardeşlerimizin üzerine...

19 Ocak'ı 20 Ocak'a bağlayan gecede olmuştu her şey...

Dönemin SSCB lideri Mihail Gorbaçov emir vermiş, Bakü sokaklarında bağımsızlık yürüyüşü yapan kalabalığın üzerine acımasızca ateş açılmıştı...

Aralarında kadınların, çoluk çocukların da bulunduğu 137 kişi hayatını kaybediyor, 700'den fazla kişi de yaralanıyordu…

Olağanüstü hal ilan edilerek, 800'den fazla gardaşımızın tutuklanması kararı alınıyordu…

Bu kara geceden sonra Azerbaycanlı gardaşlarımız tepki veriyor, bunun üzerine Sovyet ordusu, Bakü'yü terk ediyordu…

İşte bu katliama daha doğrusu soykırıma 'Kara Ocak' (Quara Yanvar) deniyor…

SSCB Ordusunun bu sert müdahalesi Can Azerbaycan Türklerini /gardaşlarımızı cezalandırmanın yanında, bölgede artan milliyetçi akımları ve dahi buna bağlı olarak bağımsızlık girişiminde bulunabilecek tüm SSCB'ye adeta gözdağı niteliğindeydi…

Allah cc'ın izniyle soysuzların planı geri tepiyordu…

Bu durum, Turan Coğrafyasında milliyetçilik akımını ve dahi bağımsızlık talebini hızlandırıyor, SSCB'nin çöküşünü hızlandırıyordu…

ASIL NEDEN ERMENİLER!

Ve asıl nedenin Ermenilerin artan toprak taleplerine karşı Can Azerbaycanlı kardeşlerimizin haklı direnişleriydi…

Tepki göstermesi, yürüyüşler tertiplemesi, sloganlar atmış olmalarıydı…

Tüm bunlara misilleme olarak Ermeniler tarafından tezgah çok ustaca hazırlanıyor ve dahi 'Kara Ocak Soykırımı' ile son buluyordu...

İşte Kara Ocak kısaca budur...
Acın acımız, sevincin sevincimizdir Can Azerbaycan…

Soykırıma uğrayan soydaşlarımız,
Şehit edilen gardaşlarımız Türk olunca sorun yok! diyen zalim dünya, unutma! Hesap günü gelecek…

Yarına kalırsa da yanınıza kalmayacak…
Emin olun o gün gelecek…

Bu minvalde 20 Yanvar'ın yıl dönümünde,
Eli kanlı Sovyet ordusunun Azerbaycan Bakü'de 20 Ocak 1990 tarihinde gerçekleştirdiği 20 Yanvar katliamında şehit edilen soydaşlarımızı rahmet ve dualarla anıyorum…

Ruhları şad, yolları daim olsun…
Ruhlarına El Fatiha

…/…/…/…/…/…/…/…/…/…/…/…/…/…

KESELER, BİTLER, KOİNLER!

Keseler vardı eskiden!
Adı kese, kullanım amaçları başkacaydı…
Yoğurt kesesi, para kesesi, hediye kesesi, hatta banyo kesesi…
Ebelerimiz, dedelerimiz, analarımız, bacılarımız, emmilerimiz, halalarımız keseye koyardı parayı pulu…
Goynuna saklardı çoğu…

Kimi parasını pulunu koyardı bereketi artsın diye…
Kimi koyardı yoğurdu keseye süzülürdü suyu!
Kimi ise hediye koyardı gönüller dolsun diye…
Kimi ise banyoda kullanırdı kiri çıksın diye…

Şimdilerde kese yerini başka başka şeylere bıraktı…
Kumbaralar, bankalara, yastık altı altınlar, dolarlara derken,
Zamanla Bono'ya, Borsa'ya evrildi birikimler…
Batanlar, çıkanlar, adı bilmem kimler!
Birazı dağ oldu büyüdü, bazıları eridi, eritti kimilerini!

Pireler, develer kol gezerken alemde…
Paralar, altınlar, bitlere, koinlere bıraktı yerini…
Yeni nesil kese yerine oralarda, buralarda saklıyor birikimlerini! Birçoğumuza sorsanız 'birikim ne ki diye?' soruyor hala!

Dememiz odur ki beğim;
Boşalt keseni kafana, geliştir kendini,
Her bilgiye gebe ol, biriktir beşeri sermayeni…
Doldukça eğilen başak, taştıkça tatlanan meyve!
Gençlikte biriktir, yaşlılıkta ye sermayeni!
Sende rahat ol, dünyada!
Yoksa kafada bir şey, yerle yeksan olur her şey.
O boş kafa senide yer, alemi de!
Ves'selam…

…/…

SENSEDİM…

Eski Türkçede 'Sensedim' kelimesi, susamak gibi, seniz kaldım, sana hasret kaldım, seni özledim anlamına gelmekte…

'Görmeyelden yüzünü, ben ki nigarım, sensedim…
Ah u zar ile geçer bu rüzgarım sensedim…