Ülkemizin doğum günü olan Cumhuriyetimizin 99.Yıl dönümünü görmezden gelerek cuma hutbesinde gündem dışı konulardan bahseden Diyanet bizleri yine şaşırtmadı.
Ne Cumhuriyetten nede Mustafa Kemal Atatürk'ten bir kelime dahi bahsetmeyerek kör inadını sürdürmektedir.
***
29 Ekim sıradan bir gün değil!
Cumhuriyet varsa sen varsın,
Cumhuriyet varsa sen kürsüde,hutbede özgürce hutbe okursun,
Cumhuriyet varsa camiler var,
Hepsini geçtik Cumhuriyet yoksa sende yoksun!
Bugün Cumhuriyet varsa o,başkahraman Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesinde var.
Milletin gönlünde sonsuza dek yaşıyor. Hutbede ansan ne olur anmasan ne olur.
Diyanet'in neden böyle vefasızlık gösterip mesafeli davrandığını, kendisini kuran bir iradeyi yok sayması bize göre hayra alamet değil.
Yazılarımızı takip edenler bilirler. Bu yaşıma rağmen kendimi hep Atatürk'e ve Cumhuriyete borçlu hissetmişimdir.
Özellikle Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın 'Hoş Geldin Atatürk' adlı eserini okuduktan sonra Ata'mıza olan hayranlığım ikiye katlandı.
Tavsiye ederim o eseri alıp gerçek Atatürk'ü okumanızı.
Dolayısıyla gerçeklerle yüzleşmenizi, Cumhuriyete giden dikenli taşlı yollarınhüzünlü hikayesini…Gözlerinizi nemlendirecek acılı hatıraları!
O sebeple bu kutsal vatana ve onu kuran iradeye olan borcumu son nefesime kadar ödemeye söz verdim.
Her Ankara'ya yolum düştüğünde Anıtkabir'e giderim. Ata'mızın ruhuna dualar Fatihalar okuduğuma yakın çevrem şahittir.
Kim ne derse desin Anadolu yaylasının serhat şehri Gümüşhane de Dörtkonak gibi garip bir köyünde dünyaya gelmiş ana-babanın evladı olarak dünümü, bugünümü ve yarınımı sizler gibi bende cumhuriyete borçluyum. Ötesi yok.
Aldığım eğitimi, musluktan akan suyu, gece uyuduğumda üzerimi örten çatımı, soframa koyduğum ekmeğimi, yetiştirdiğim evlatlarımı hülasa varlığımı sizler gibi bende cumhuriyete borçluyum!

Neyse…
Çiçeğe,böceğe,taşa,toprağa hutbe okutmaya devam et Diyanet!
Bu kadir şinas Türk Milleti senin yapmadığını büyük bir vefa örneği göstererek yapıyor her zaman. Anıtkabir dolup taşıyor.
Ayağının tozu olamazlar! İstisnaları hariç!
Onlar unutturmaya kalktıkça biz hatırlatmalıyız ki gerçeği görsünler.
Bu ülkenin kurucusuna, yıllarını Türk Milletine adamış böyle yüce bir lidere ve üstelik onun bahşettiği bir cumhuriyetin yıldönümünde adını dahi geçirmemek nasıl bir akıl tutulmasıdır.


***
Bilesin ki 29 Ekim 1923 günü, Türkiye'nin doğum günüdür.
Türklüğün; çelik iradeli, tunç yürekli, bükülmez bilekli, bozkurt oğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk milletine iade edildiği gündür.
Bu şanlı Cumhuriyet; her bir karış toprağı kanla gözyaşıyla yoğrulup irfanla kurulmuştur.
Cumhuriyet Ata'mızın ifadesi ile 'Kimsesizlerin, kimsesidir.'
temelindeTürk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü vardır.
O halde cumhuriyet demek, madenci çocuğunun, işsiz sapsız bir babanın çocuğunun, anasız babasız kalmış bir yetimin öksüzün, fakirin ya da zenginin çocuğunun, kimseye eyvallah etmeden ulaşabileceği son nokta nere ise oraya ulaşması demek.

Cumhuriyet demek, Kütahya'da,Sakarya'da, Eskişehir'de Afyon'da, Antep'te, Maraş'ta, İzmir'de dökülen kan demek.

Cumhuriyet demek fikri ve vicdanı hür nesiller demek.
Kütüphanedeki kitap demek. Evde kaynayan yemek demek. tuttuğun kalem demek. Çalıştığın kurum demek. Parkta oynayan çocuk demek.Aziz Sancar Demek,Oktay Sinanoğlu demek,Busenaz Sürmeneli demek,Mete Gazoz Demek….

Netice olarak…
Cumhuriyet sadece bir yönetim biçimi değildir aynı zamanda bir yaşam realitesidir.
Umutluyuz…Bugün her günden daha umut doluyuz. Onu yaşatmak hepimizin ortak sorumluluğu.
'Ey yükselen yeni nesil! istikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.'Tarihi sözlerin devamı olan
'Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.'
Düşüncesini kulağımıza küpe yaparak, vefasızlık etmeden Ulu Önder Atatürk ve tüm şehitlere, bu vatan için savaşan tüm askerlere minnet duyan herkesin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.