GÖNÜLDEN YARDIM EDİYORUZ
6 Şubat Pazartesi günü meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler 11 ilde büyük yıkıma ve can kaybına neden oldu. Bölgede bir yandan artçı depremler devam ederken bir yandan da yaralar sarılmaya çalışıyor. Eskişehir Bilecik Veteriner Hekimler Odası Başkanı Erdinç Yuva, depremden etkilenen illerden birisi olan Adıyaman'a giderek, hazırladıkları proje çerçevesinde çalışmalar yürüttü. Depremin ilk gününden itibaren harekete geçtiklerini ifade eden Yuva, 'Biz Eskişehir Bilecik Veteriner Hekimler Odası olarak depremin ilk gününden itibaren hemen iaşe ve gıda yardımıyla alakalı tüm üyelerimizin ciddi desteğiyle aşağı yukarı 5 kamyon civarında acil ihtiyaç sevkiyatı yaptık. O bizi çok gururlandırdı. İkinci aşamada Eskişehir olarak depremin 4'üncü günü ilimize yavaş yavaş depremzedeler gelmeye başlamıştı. Bir tane depremzede ailemizi biz bir ev verelim. Bunla alakalı tüm eşyaları hazırlayalım. Çok şükür o hedefimizi de yaptık. Hepsi gönülden yaptığı şeyler. Depremzede ailemizi geçen Cuma itibariyle de evimize yerleştirdik. 7 kişilik bir aile. Torunları var, dedemiz var' dedi.

500 AİLEYE DOKUNDUK
Merkez konseyi ile birlikte bölgede görev almak istediklerini yetkili mercilere ilettiklerini ve bir proje geliştirdiklerini belirten Yuva, 'Bize Adıyaman iline gidip bir faaliyet yapabileceğimizi söylediler. Bununla alakalı Sayın Valimiz ve Sayın Tarım İl Müdürümüz başta olmak üzere,onlara kırsal alanda büyükbaş ve küçükbaşlarla ilgili bir proje hazırladık oda üyelerimizle beraber. Bu konuda Eskişehir ve Bilecik'teki tüm klinisyen arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Bize ciddi bir ilaç desteği sundular. Bu ilaç desteğimizle Adıyaman'da yaklaşık 400-500 aileye dokunduk. O kadar gururlandırıcı anlar vardı ki… Ben inanın bir daha giderim. Memleket olmak, millet olmak böyle bir şey' ifadelerini kullandı.

GURURLU VE MUTLUYDUK
Yuva, Adıyaman'da 6 kişilik ekipler halinde bölgeye dağıldıklarını ve bölgedeki yetkililerle birlikte ortak bir çalışma gerçekleştirdiklerini söyledi. Kırsalda ve köylerde tarama yaparak çalışmalarına başladıklarını ifade eden Yuva, 'Adıyaman merkez – Kahta hattındaki dağlık arazideki tüm köylerin hepsini taradık. O kadar gururlu ve mutluyduk ki… Adıyaman'ın kırsalında, o mutluluğu Allah bize nasip etti' dedi.

BUZAĞILAR HAYATA DÖNDÜ
Yuva, Sivrihisar ve Odunpazarı isimlerini verdikleri buzağıları enkazdan çıkarıp hayata döndürdükleri anları ise şöyle anlattı: 'Merkeze bağlı Bahçecik Mahallesi'nde Abddurrahman Yaman diye bir amcamızın enkazdan İki tane yaralı hayvan çıkarılmıştı. Biz onların tedavisini gerçekleştirdik. Tam ayrıldık derken bizi tekrar aradılar. Enkazdan iki buzağı daha çıktığını söylediler. Veteriner hekim olmayı, hekimlik argümanını orada hissediyorsunuz. O ayrı bir duygu. Tüm arkadaşlarımızla tekrar geri giderek iki tane buzağımızın hemen tüm tedavi desteklerini yaptık. Orada hemen birini ayağa kaldırdık. Bir gün sonra diğer buzağımızı da ayağa kaldırdık.'

ANADOLU İNSANI ÇOK FARKLI
Erdinç Yuva ayrıca bölgede çalışmanın duygusal olarak kendilerinde derin izler bıraktığını vurguladı. Anadolu insanının sıcaklığının ve samimiyetinin çok farklı olduğunu söyleyen Yuva, 'Anadolu insanı o kadar farklı ki… Düşünün orada evi yıkılmış, hala bize çay getiriyor. 'Siz Eskişehir'den çıktınız geldiniz. Bize destek olmaya geldiniz. Allah sizden razı olsun. Biz size ne yapsak azdır' dediler. Bunun gibi hayatım boyunca unutamayacağım anlar var' şeklinde konuştu.

YEM SORUNU ÇÖZÜLÜYOR
Bölgede hayvancılıkla uğraşan depremzede üreticinin ilk etapta yem sorunu yaşadığını belirten Yuva, desteklerle bu sorunun giderilmeye başladığını söyledi. Bakanlığın ve belediyelerin de destek faaliyetleri yürüttüğünü hatırlatan Erdinç Yuva, 'STK'lardaki arkdaşlarımız, gönüllü hekim arkadaşlarımız, buradan da bir veteriner hekim arkadaşımız 2-3 tır yem gönderdi. İlk gittiğimiz gün oraya gelen yem tırları vardı. Yaralar bir nebze olsun sarmaya çalışıldı. Ancak 4-5 gün önce Adıyaman merkezde 3 tane yem mağazası açıldı. Artık yemlerini yavaş yavaş almaya çalışıyorlar. Kolay mı olacak? Kesinlikle kolay olmayacak. Ama inanın bu memleketin insanı bu dayanışmayı sürdürdüğü sürece kimse bizim hakkımızdan gelemez. Oradaki gurur ve mutluluğu hissetmek gerekiyor. Dayanışmayla hepsi hallolacak' dedi.