Deniz Çağlar Fırat yazdı.

Türkiye ekonomisi cumhuriyet tarihinin en büyük döviz-dış borç-enflasyon sarmalına girmiş durumda. Bu sarmaldan çıkış yolları ile ilgili devlet yetkilileri kamuoyuna sürekli açıklamalar yaparak piyasaların, bireylerin ve kurumların moralini yüksek tutmaya çalışıyor. Bence de bu etapta yapılması en doğru hareket piyasaları oluşturan aktörlerin moralini yükseltecek ve tansiyonu düşürecek açıklamaların yapılmasıdır. Siyasi duruş ve ideolojik ayrışmaların piyasaları rahatlatmak yerine daha da kötüye götüreceği net şekilde görülüyor.
Moral ve güven şu etapta büyük önem taşıyor. Bu anlamda ülke genelinden Eskişehir özneline inersek ekonominin başında olan yöneticilerin açıklamaları ve duruşları büyük önem taşıyor. Eskişehir öznelinden baktığımız zaman piyasaları rahatlatacak ve moral verecek bir açıklama henüz gelmedi. Ama bundan dolayı da asla kimseyi eleştirecek ya da neden konuşmuyorlar? Denilecek bir durum söz konusu değil.
Çünkü makro konularda Oda Başkan ve yöneticileri de merkezi iktidarın politikalarına bağlı. Ancak bir adım yukarıya çıkarak şunu demeliyim ki, Odaların uygulanan politikalardan dolayı üyelerinin zarar görmemesi, onların çıkar ve haklarını korumaları ve gerekiyorsa bu uğurda defans kurmaları gerekiyor. Bu sessizliği görünce henüz merkezi politikalar netleşmediği için Oda Başkan ve yöneticilerinin de kamuoyuna çıkıp açıklama yapmadıklarını düşünüyorum.
Oysa 15-16 sene öncesini hatırlıyorum da yaşanan ekonomik dalgalanmalarda Odalar, sendikalar, dernekler 'üyelerimiz zor durumda, kriz bizi bitirdi' şeklinde açıklamalar yapar, hükümeti istifaya davet ederdi.
Şimdi ise bırakın eleştiri getirmeyi, konuşmuyorlar bile... Bunun hangi anlama geldiğini, nasıl yorumlamak gerektiğini kamuoyunun değerlendirmesine bırakmak gerekiyor.
İçinde bulunduğumuz döviz-cari açık-enflasyon sarmalından nasıl kurtulmak gerektiği yönünde henüz hiç bir yetkiliden reçete duymadık. Sadece dün Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celaletttin Kesikbaş'ın basına servis edilen bir açıklaması oldu. ESO bünyesinde oluşturulan Yüksek İstişare Kurulu hakkında değerlendirmelerde bulunan Kesikbaş 'Ekonomimizin zor bir sınav geçirdiği şu günlerde birlik ve beraberliğe her şeyden çok ihtiyacımız var. Moral bozmadan ihracatı artırmak, şehrimiz sanayisini ileri taşımak için çözümler arıyoruz. Bu kapsamda Yüksek İstişare Kurulumuzu da oluşturduk.' diyerek ihracatı işaret etmiş.
Moral bozmadan ihracatı arttırmak akılcı bir çözüm yolu gibi gelse de bu yolun çözüm olamayacağını düşünüyorum.
Neden?
1. Eskişehir ithalata dayalı bir ihracat modeli içinde. İthal etmeden ihracat gerçekleştiremiyoruz. Nihai ürünümüz yok.
2. Eskişehir ihracatının neredeyse 3'te 1'i ABD'ye. ABD ile yaşanan kriz ve ABD'nin Türkiye'den ithal ettiği baz ürünlerde gümrük vergisini yükseltmesi, Eskişehir'i yakından ilgilendirecek olumsuzluklar doğurabilir.
Ancak ne olursa olsun, bu etapta yapılacak en doğru hareket piyasaların moralitesini yükseltmek ve birlik-beraberlik içinde hareket etmek büyük önem taşıyor.
Belki Eskişehir'deki Oda Başkanları bir araya gelerek kamuoyuna birlik beraberlik mesajı veren ortak bir bildiriye imza atarlar. Kamuoyunun moralini yükseltmek adına bu hareket büyük önem taşır.
Şu an en doğru hareket belki de bu çünkü.