TEK MERCİ BAKANLIK
Alkan, uzun zamandır Eğitim-Sen olarak konuyu gündemde tutmaya çalıştıklarını da ifade ederek, 'Pandemi öncesinde de bizim gündemimizdeydi. Şu anda da gündemin ana konusu haline geldi. Eskişehir'deki okulların birçoğu 1999 depreminden önce yapıldığı için, o günkü yönetmelikler kapsamında yapıldı ve ondan sonra günümüze kadar herhangi bir gelişme yok bu konuda. Bilimsel konuşmak ve insanları rahatlatmak lazım. En azından infiale neden olmayacak şeyler açıklamak lazım. Bugünlerde Eskişehir'de de Türkiye'de de ciddi bir bilgi kirliliği var. 'Okullarımız hazır mı' sorusunun cevabını verecek olan tek bir mercimiz var o da Bakanlık' dedi.

BİLİMSEL ÇALIŞMA YAPILMALI
İl Milli Eğitim Müdürlüğü'neki yetkililerle, Milli Eğitim Müdür Yardımcılarıyla ve İlçe Milli Eğitim Müdürleriyle sürekli bu konuyu konuştuklarını belirten Alkan, 'Onlar şu anda bir analiz çalışması yapıyorlar ama açıkçası, altını bir daha çizmek istiyorum, bizdeki okulların 3'te 2'si neredeyse 1997-1999 dönemine ait okullar. Dolayısıyla bu okulların deprem karşısındaki dayanıklılığını elimize çekiç alarak ölçmemiz mümkün değil. Bilimsel olarak bir çalışma yapmak gerekiyor. Tabii ki burada İMO ile koordinasyon, sendikaların da içerisinde olduğu bir koordinasyon sağlanabilir ama Eskişehir açısından Milli Eğitim'de bir şeffaflık yok. Ne yazık ki böyle bir durum var' ifadelerini kullandı.

VELİLER DİLEKÇE VERDİ
Bu konunu takipçisi olacaklarını ve velilerden çok sayıda telefon aldıklarının altını çizen Alkan, 'Dün veliler bana ulaştı. Birçok okulda okul aile birlikleri üzerinden dilekçeler toplayıp ilçe milli eğitimlere gönderip ile yansımasını istiyorlar. Burada tek merci Bakanlık. Bakanlık acilen okullarla ilgili bir çalışma başlatmak zorunda. Çünkü bizim okullarımız gördüğünüz gibi dikey mimari okullar. Deprem bölgesinde, samandağ'da yatay mimaride olan bütün okullar nerdeyse ayakta kalmış. Dikey yapılan okullarımız depreme yenik düştüler. Mutlaka ve mutlaka Bakanlığımız bu konuda bir çalışma yürütmek zorunda' şeklinde konuştu.