Geçtiğimiz gün sosyal medyada bir makale dikkatimi çekti.Pazarlık yapmak, kişide yoksunluk ve yoksulluk hissi uyandırıp bilinçaltına olumsuz duygular gönderiyormuş. Bu yüzden pazarlık yapılmaması öneriliyormuş. Makaleyi okuyunca pazarlık yapma his ve fikrinin aslında yoksunluk ya da yoksulluk duygusu kadar karşı tarafa duyulan güven eksikliğinden de kaynaklı olduğunu düşündüm.
Öyle ki günlük tüm alışverişlerimiz, toplumsal etkileşimimiz aslında hep güvensizlik duygusu üzerine kurulu. Dolayısıyla pazarlık fikrinin de aldığımız mal ya da hizmetin gerçek ederinin satıcı tarafından söylenen rakam olduğuna inanmadığımız içindir, diye düşünüyorum.
Mesela ülkemizde 'Black friday' kampanyalarını düşünün. Çok çok tanınmış markaların bile 'Black Friday'günü öncesi fiyatları yükseltip sonra da daha düşüğe satıyoruz diye 'gazladığını' artık yaşamayanımız, tecrübe etmeyenimiz kalmadı. Örneğin blackfriday'de'100TL'den indirdik 70-80 TL' oldu diye satılan bir ürünün normalde 50-70 TL'ye alındığını gösteren onlarca fiyat etiketi ve paylaşımları görüyoruz.
Konu sadece fiyat meselesi de değil. Mesela geçen gün markette üstünde kocaman 'Gezen tavuk yumurtası-organik yumurta' yazan 10'lu paket halinde satılan yumurta aldım. L boy yazan yumurtayı evde dolaba yerleştirirken 3 tanesinin bırakın M boyu bıldırcın yumurtasında az biraz büyük S boy olduğunu gördüm. Yumurtalıktaki delikten aşağıya düşecek kadar küçüktü. L boy diye satılan 10 yumurtadan 3'ü sahte boydu. Yani sahtekarlık yapılmıştı. Bakın yumurtaların organik ve gezen tavuk yumurta olup olmadığını bilmiyorum bile. Aldığım ürünün %30'u sahtekarlık olan bir üründü.
Sucuk alıyoruz hangi etten imal edildiğini bilmiyoruz, araba alıyoruz km'si ile oynanmış çıkıyor, süt alıyoruz 3'te 1'i su. Pamuklu diye tişört alıyoruz %40'ı sentetik oluyor. İnternetten alışveriş yaparken korkan bir toplumuz. Niye? Çünkü kandırılma ihtimalimiz çok yüksek. Tanınmış ve bilinmiş isimlere yönelmek zorunda kalıyoruz. Herkes işin ucuzuna, beleşine, kolayına kaçarak karşı tarafı kazıklamaya, kandırmaya çalışıyor.
Siyasetçiden pazarlamacıya önümüz arkamız sağımız solumuz hep sahtekarlıkla dolu. Böyle bir ortamda da doğal olarak içgüdüsel olarak pazarlık yapmak zorunda hissediyoruz. Aslında bu pazarlığın amacı 'Bak bu sattığın üründe kesin bir sahtecilik vardır, gerçek ederi bu olamaz. Ben kandırma, gel anlaşalım' olabilir.
Aldığınız yumurtanın %30'u sahtekarlık olan bir alışverişe maruz kalan insanların güvenini kazanmak kolay olmaz. O insan o yumurtaya bir daha aynı parayı vermez.